Demran'ın ağzından*
Uykum kaçınca yaptığım tek şey cama çıkıp mis gibi havayı içime çekmekti. Belki uykumu tekrardan bedenime kabul edebilirdim böylelikle diye düşünürdüm. Ama bu hiç olmazdı. Sadece uyku kaçırıcı ve güne mutlu uyanmamı sağlayan bir aktiviteydi.
Camı açıp havanın içeriye girmesini sağladım. Perde hala camın üzerinde örtülüydü. Rüzgar estiğinde havalanan perdeyi kenara çektim. Dirseklerimi cama yaslayıp dışarıya baktım.
Yan camımda olan hareketlilikle oraya döndüm istemsizce. Kısa saçlı, kafe de gördüğüm o kız camdan aşağıya doğru kendini sarkıtıp gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı.
"Oh, mis gibi kuş cıvıltısı." Diye fısıldadığında gözlerim yine istemsizce dudaklarına indi. Gözlerini açtığında nefesimi tutmuş onu izlediğimin yeni yeni farkına vararak başımı önüme çevirdim. Gözlerim gökdelenlerin üstünde gezindi.
Bir kızı ne için izlerdin? Dikkat çekici bulduğun için mi yoksa daha önce gördüğün bir yüzü hatırlamak ister gibi mi? Her ikisi de olabilirdi. Ben şu an nedenini bilmiyordum.
"Hey!" Başım bu sefer bana seslenen o kısa saçlı kıza kaydığında elini sallayarak dikkatimi çekmeye çalıştığını fark ettim. Dümdüz dudaklarımı yukarıya doğru kıvırdım ve ben de elimi kaldırarak başımı salladım.
"Günaydın." Dediğinde ben de aynı şekilde cevap verdim. "Günaydın."
"Ben yan komşunun kızı, sen de yan komşumun oğlusun öyle değil mi?"
"Büyük oğluyum evet." Neden böyle bir bilgi verme gereği duyduğumu bilmesem de gülümseyerek önüme döneceğim sırada yine dikkatimi çekmek için el salladı.
"Adın ne?" Sorusuna bir an cevap veremedim. Kaldım öylece. Adımı söylesem o da adını söyler miydi?
"Demran adım." Gözlerini açarak ismimi ilk defa duyduğunu belirtti. Daha önce bu isimle birine rastlamamıştı. Doğru ya ben de rastlamamıştım. Bu ismin bu dünya da var olduğunu bile bilen yoktu emindim.
"Benim adım da İzlim." Kaşlarımı kaldırarak gülümsedim. Ben de bu ismi ilk defa duyuyordum. "Ve biliyorum. İsmimi ilk defa duyuyorsun. Şaşırma, alışırsın. Hatta bu binada ki herkesin ismini ezberlersin bile."
"Ne yani," sorumun devamını getiremedim. Sanki biliyormuşçasına cevap verdi. "Herkesin ismi bir garip. Kimisinin adı ölen sanatçıların adlarından, kimisinin Yunan mitolojinde bulunan o kişilerin isimleri işte." Dudaklarımın şaşkınlıkla aralandığında güldü ve gözlerimin içine gülümseyen gözleriyle tekrardan baktı.
"Hep çıkar mısın sen böyle cama?" Şaşkınlığımı üzerimden atamadan ona başımı salladım. Şaşkınlığımı daha fazla hissetmesin diye gülümsemeye çalıştım. Ve başardım da.
"Güne güzel başlayayım diye her gün buradayım." Dirseklerini camın çıkıntısına koydu ve yüzüme baktı. "Çok yakışıklısın." Ağzından dökülen kelimeleri ezberlemiştim ama sanki ondan duymak bana bir garip gelmişti.
"Çok dikkat çekici kasların da var ayrıca. Nerede yaptın onları?" İstemsizce başım karnıma gitti. Nereden görmüştü ki onları?
"Yapmak istedim ve spor salonlarında gecemi gündüz ettim." İzlim başını sallayıp, bana yine gülümsedi. Ne çok gülümsüyordu öyle. Sanırım gülümseyerek ağzını yırtan o insanlara inanmalıydım.
"Peki kaç yaşındasın?" Ona cevap vermek istediğimde eliyle dur işareti yaptı. "Ya da ben tahmin edeyim. Sen de o sayıya göre yukarı çık, aşağıya in de tamam mı?" Gülümsedim ve ona başımı salladım. Düşünür gibi yaptı ve kafadan bir sayı attı.
"25." Kaşlarımı çatıp düşünür gibi yaptım. O bunu şaşkına çevirdiğinde gözlerini irice açtı. "Kendi yaşını bilmiyor musun?" Diye sorduğunda gülümseyerek ona baktım. "Azcık yukarıya çık."
"28." Başımı iki yana sallayarak, aşağı inmesini söyledim. "27." Diye heyacanla söylediğinde yerinde zıpladı. Bu sefer ben gözlerimi irice açıp ona baktım. Bana gülümseyip, "26 mı?" Diye sordu. Gözlerimde ki korkuyu görmezden gelerek sorduğu soruya başımı salladım.
"Oha cidden mi?" Derin bir nefes alarak konuşmadan yine başımı salladım.
"Evde kalmışsın." Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. "Ben de 23 yaşındayım ve biriyle konuşuyorum. Umarım onunla evleneceğim. Evde kalmayacağım yani." Dirseklerini yine camın kenarlarına yaslayıp bana baktı gülümseyerek.
"Çok fazla gülümsüyorsun."
"Çünkü bir yalan söyledim. Yalanımı örtmeye çalışıyorum ve sevimli olmaya tabi ki."
"Yeterince sevimlisin zaten." Ağzımdan çıkan itirafla şaşkınlığım yüzüme yayıldı. Neden hep böyle oluyordu? Gülümsedi ama gözlerinde ki şaşkınlık onu ele verdi. O da benim dediğim kadar dediğime şaşırmıştı. Beklemiyordu.
Hızla kendimi içeriye çekip, camı kapattım. Tül perdeyi de çekip derin bir nefes alarak yatağımın üzerine oturdum.
Galiba bu bina benim sonum olacaktı. Alışılmadık her şeyi üstüme yıkacağı gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tatil/texting
Randomnesterizleri: en son bir tatil yapayım dedim 04:55 nesterizleri: tatil yaparken aklıma girdin 04:55 nesterizleri: sonra dedim ben bu çocuğa aklımın içindekileri yazayım 04:55 📍17.01.2023