"Aldım verdim ben seni yendim." Son adımı atıp karşımda ki Adin'e baktım.
"Alamadın veremedin sen beni yememedin." Ayağının ucuyla ayağıma hafifçe bastırdığında sinirle geri adım atıp yerimde zıpladım. "Şike var! Banane! Oynamıyorum."
Adin gülüp saçlarımı karıştırdığında zıplayarak kafasına vurdum.
Some 1.63 height problems
"Pis tavuk seni."
"Ağlayacaksan oynamayalım Maviş." Ağzımı yamultarak taklidini yaptım. "Mavi yapma çocuğum ağzın öyle kalacak."
"Ha ha ha."
"Hadi hadi ağlama tamam. Top mu kale mi?"
Yanımda bekleyen çocuklara baktım. "Top mu kale mi çocuklar?" Hep bir ağızdan top diye bağırdıklarında güldüm. "Duydun Sinan Bey." Homurdandı. "Adım sana Adin! Adım, Adin Maviş."
"Ne tesadüf benimde adım da sana Peri. Ayrıca Mavi değil Mai. Hem maviş ne ya? Cik cik de bir de tam olsun."
Bakmayın böyle dediğime. Onun Maviş kızı olmak öyle hoşuma gidiyordu ki. Mavişi, Maisi, Maviş kızı, Peri kızı ve dahası..
Bana o güzel gülümsemesini bahşetti ve burnumu öptü. "Sen benim küçük Maviş kızımsın." Alttan alttan baktım ona. Tatlı tatlı, alık alık.
Biraz daha eğilip çenemi öptü. "Bakma öyle alık alık. Öpesim geliyor." Baktım. Alık alık baktım.
"Biz çıkalım mı Sinan abi?" Efe'nin sesini duymamla kendime geldim. Efe'ye dil çıkartıp topu alarak daha demin taşlarla belirlediğimiz kaleye geçtik.
Çocukları bir araya toplayıp Vatan millet konuşması yapmaya başladım. "Bakın çocuklar bu bizim için hayat memat meselesi anladınız mı? Boşa hava atmaya çalışmak yok. Pas var pas. Sıkıştınız mı hemen paslayın, riske girmeyin. O Sinan abinizi yenelim de görsün bakalım."
"İsmimiz ne olucak Mavi abla?" Ela'ya baktım. İsmimin Mavi değil Mai olduğunu yüzüne bağırmak istesemde kendimi tutup gülümsedim. Artık ne kadar gülümseme denirse.
"Ne olsun ismimiz?"
Cenk atladı bu sefer. "Kumpirler olsun!" Hepimiz ona baktık. Neden kumpir mesala?
"Ne var? Acıktım."
Kumpirler hıyarlara karşı!
Hepimiz bir curcunaya girişirken kahkalarımız eksik olmuyordu.
Burası Şehit Yusuf Aktaş Karma Yetiştirme Yurdu. Her türlü çocuğun bulunduğu o yer. Bize burada kardeş olmayı öğretmişlerdi. Bir ekmeyi gerekirse küçük parçalara ayırıp hepimize paylaştırmayı öğretmişlerdi. Din,dil,ırk fark etmeksizin kardeşliği öğretmişlerdi. Burası Şehit Yusuf Aktaş'ın vasiyeti üzerine tüm kız çocuklarının toplandığı yerdi.
İki bina vardı. Kız ve erkeklerin ayrıldığı bina. Ortada ise kocaman bir avlu vardı. Kız çocuklarının bina müdürü Sevilay anne, erkek çocuklarının bina müdürü ise İbrahim babaydı. İkiz kardeşler Sevilay ve İbrahim Çetin. Bize o kadar güzel davranıyorlardı ki onlara anne baba derken bile yabancılık çekmiyorduk.
Biz zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık. Taki Sevilay annenin adımı zikrettiğini duyana kadar. "Mai kızım gel buraya."
Paytak paytak koşarak Sevilay annenin yanına gittim. "Efendim Sevilay anne."
"Maviş kızım. Sana bir şey söylemem gerek." Gözleri dolu doluydu. "Korkutma anne beni. Ne oldu?" Elleri saçlarımı bulduğunda ağzından bir hıçkırık kaçtı. Ve o hayatımın içine düşen o cümleyi kurdu.
"Doğduğun gün bebekler karışmış."
•Kor Ailesi•/Yazardan/
"Anne Tan'a bir şey söyler misin? Çikolata istiyor." Ahu Hanım derin bir nefes alıp geri bırakmamayı düşündü. Bu kadar çocuğu yapmak nereden esmişti ki? Tavşan gibi. Birazcık mola verse ne olurdu sanki.
"Annecim bugün ki çikolata kotanı doldurdun. Daha fazma yemeyeceksin."
Tan boncuk boncuk olan gözlerini doldurdu hemen. "Ama ane."
Kafasını çevirip ayağa kalktı Ahu Hanım. Oğluna bakarsa izin verirdi. "Yok anne falan. İzin vermiyorum."
Tan bir anda ağlamaya başlayınca Bilge Tan'ı yere bıraktı ve salondan çıktı. Can Bey salona girip televizyonu açtığında Tan ağlayarak babasının kucağına gelmek istedi fakat babası kafasını çevirip kumandayı eline aldı. "Doktor ne dedi Tan? Ağlasın ağlasın sussun demedi mi? Annen ne derse o."
Hanımcılık kazanacak.
Tan daha çok ağlarken Ahu hanım mutfaktan oğluna bağırdı. "Ağlayacaksan odana git Tan!" Tan ağlayarak odasına gittiğinde 15 dakika sonra geri gelip babasının kucağına oturdu. "Baba çizgi film."
Can Bey oğlunun bu haline gülüp bir çizgi film kanalında durdu. Oysa tamda maç vardı ya.
Daha sonra salona gelen aile hem sohbet ediyor hemde çizgi filmi seyrediyorlardı. Can Beyin telefonunun çalması ile sustu herkes. Can bey kayıtlı olmayan numarayı kaşlarını çatarak açtı.
Dinledikçe kaşlarını daha da çatan Can Bey sinirlerine hakim olmaya çalıştı.
Ne demek çocuklar karışmıştı?
777
Kısa oldu ama hoş bir başlangıç oldu bence.
İlk defa bir kitabı düşünmeden atmaya karar verdim.
İsimler konusunda bir şeyler söyliyim karıştırmamanız amacıyla.
Karakterinizin ismi Mai Peri Sapan. Herkes Mai'yi kullanırken ona Peri diyen bir tek Adin var.
Boyfriendin ismi canım aşkım bebem Adin Sinan Tanpınar. İlk ismini sadece Mai bilir ve Mai kullanır. Çünkü Sinan sadece Mavi kızına cennettir.
Adin: Cennet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ
ChickLitMai ; yaramaz, sevgi dolu, birazcık kro, birazda utangaç 17sinde bir çıtır. Adin ise onun ilk ve tek aşkı. Adin ile günleri bir öyle bir böyle geçerken bebeklerin karıştığını öğrenirler ise?