Bölüm 8

3.2K 143 33
                                    

"Perim, telefonun çalıyor." Saçma sesler çıkararak arkamı döndüm. "Perim, hadi uyan." Gözlerim yavaşça açıldığında tüm mükemmeliyeti ile Adin'i gördüm.

"Kim?"

"Ahu Hanım." Telefonu açıp kulağıma koydum. "Efendim."

"Mai  ne zaman geleceksin?"

"Gelmeyeceğim Ahu Hanım. Bugün burada kalacağım."

"Öyle bir şey olmayacak Mai." Kaşlarım çatıldı.

"Hayatıma müdahale etme hakkını size kim verdi? İki günlük insalarsınız kararlarımı sorgulamaya hakkınız yok."

"Bize söylemen gerekirdi Mai! Daha kaç kere anlatacağım? Ayrıca karşında ne kadar istemesende annen var. Ahi abin gelip alacak seni. Bir daha da saygısızlık etme." Suratıma kapanan telefon ile akmaya hazır göz yaşlarımı bıraktım.

"Perim."

"Adin, gitmek istemiyorum." Sanki küçük bir bebekmişim gibi alıp göğsüne yatırdı. "Geçecek bebeğim. Geçecek."

"Onlarla yaşamak istemiyorum. Bana aile olmalarını istemiyorum. Beni sevsinler istemiyorum. Onlardan gelen hiçbir şeyi istemiyorum."

Bir şey demeden sadece  saçlarımı sevdi.  Ben öylece ağlarken 15 dakika sonra kapı çaldı. Dudaklarım titredi. "Adin"

Saçlarıma derin bir öpücük kondurup kalktı yataktan. Kapıyı açmaya gitmişti. İstemiyordum.

Bende yataktan kalkıp yavaş yavaş çıktım odadan. Ahi kapıdaydı. Bir şey demeden iki adımla dibime kadar geldi. Korkuyordum ama hiç beklemediğim bir şey yaptı.

Bir elini belime sarıp dudaklarını anlıma bastırdı. "Bal" Ağzımdan bir hıçkırık koptu. İki ellerinide bedenime koyup sıkıca sarıldı bana.

"Şii. Ağlama."

"İstemiyorum." Islak gözlerle alttan alttan ona baktım. "Gitmek istemiyorum." Hafifçe gülüp anlımı tekrardan öptü. "Tamam bal. Gitmeyiz." Adin'e bakıp gülümsedi. "Bana da yetecek yeriniz var mı?" Adin'de karşılığında içten gülüp başını salladı.

"Var." Beni salondaki koltuklara yönlendirdi ve oturttu. "Sakinleş Bal. Burada kalmak istiyorsan kalırız. Sen üzülme."

"Ama Ahu Hanım."

"Boş ver onları. Sen burada kalmak istiyor musun?" Evet anlamında başımı salladım. "O zaman burada kalıyoruz."

Telefonunu açıp uçak moduna aldı. Sonra benim telefonumu isteyip aynısını yaptı. "Tamam mı?"

"Teşekkür ederim."

"Teşekkür mü edersin?" Diyip güldü. Güldüm.

Sanırım Ahi Kor en sevdiğim insan olacaktı. İçime kazınıyordu yavaş yavaş.

"Film izleyelim mi Bal?"

"Olur."

Adin'de yanımıza gelmişti. Elimize iki kase tutuşturdu. Filmi seçmiştik. Yukarıya bak. En sevdiğim animasyondu.

Filmin sonlarına doğru ben uyuya kalırken saçlarımda bir öpücük hissettim.

Olay sırasında Ahi Kor;

"Ne oluyor anne?" Annem etrafta bir oyana bir buyana dolanırken saçlarını sinirle geriye attı. "Orada kalacakmış! Haber vermeden nasıl yapabiliyor böyle bir şeyi ya! Aramasam haberimiz olmayacak!"

Ahu Kor, çok dominant bir insandı ve bunu herkese geçirmeye çalışırdı.

"Üzerinde yeterince hakkımız olmadığındandır belki." İlk cevap Han'dan gelmişti.

"Kes sesini Han!"

"Asıl sen şu hallerini kendine sakla anne!" Annemin karşısına geçtim. "Bizi öyle yetiştirmiş olabilirsin ama o kız öyle yetişmedi! Böyle yaparak ancak kendinden uzaklaştırırsın Mai'yi!"

"Saygılı ol Ahi. Ben sizi böyle yetiştirmedim."

"Evet sen bizi böyle yetiştirmedin ama o kız öyle yetişti. Kızın tek güvendiği limanı sevgilisi. Ona bunu çok görme."

"Aralarında kaç yaş var?" Diye sordu babam. "4"


"Aralarında o kadar yaş farkı var mıymış ya?"

Güldüm. "Bal'ı Adin büyütmüş."

"Ağlicam şimdi." Babamın tepkisine hepimiz güldük. "Nasıl ya nasıl olabilir." Babamın gözleri dolmuştu ve ister istemez bir kahkaha attım. "Onun babası benim! Saksı değilim ben! Babayım! Baba!"

"Evet baba. Babasın sen. 5 çocuk babasısın. Saksı değilsin sen." Bilge babamla dalga geçerken babam gerçektende ağlamaya başladı. Sarsıla sarsıla ağlıyordu. "Saksı değilim ben! Babayım!"

"Babayım! Baba!"

Başımı gülerken iki yana sallayıp kapıya doğru ilerledim. Arkamdan bağırdı annem. "Dur orada Ahi Kor! Nereye gidiyorsun!?"

"Elinin körüne!"

Mai'den;

Gözlerimi açtığımda Adin'in yatağında tektim. Tekrardan uyumak için yatakta dönerken kapım tıklandı. "Gir."

Adin kafasını uzatıp tatlı tatlı baktı.

"Nasılsın Peri kızım?"

"Günaydın öpücüğümü alırsam çok daha iyi olurum Limon Bey." Adin kafasını sağa yatırıp bir küfür etti ve yüzünü ekşitti. "Maiii"

Üzerime gelmeye başladığında yatakta geri geri gitmeye başladım. Birden üzerime atladığında gülerek çığlık attım.  Beni gıdıklamaya başladığında çığlık çığlığaydım. Elleriyle ellerimi yukarıda birleştirdiğinde üzerime eğildi. "Öpücük mü istemiştin sen?"

Hevesle başımı salladım. Dudakları dudaklarımın üzerinde durduğunda beklemeye başladı. Ondan önce ben öne atıldığımda usul usul öptük birbirimizi.

Kapı tıklandığında ayrıldık birbirimizden hemen. "Mai, girebilir miyim?"

"Girebilirsin Ahi." Ahi odaya girdiğinde kaşlarını çattı. "Sen ne ara geldin buraya?"

"Az önce." Ne kadar hoşnut olmasa da başını salladı. "Okula gidecek misin?" Başımı iki yana salladım. Önemli derslerim yoktu ve devamsızlığımda halâ vardı.

"Peki, hep birlikte kahvaltı yapalım dicektim. Sonra eve döneriz hem Sevilay hanımlar gelicek bugün unutma."

Başımı salladım.

Sessizce geçen bir kahvaltıdan sonra Adin'le vedalaşıp eve gitmeye başladık.

Kazamız mübarak olsun mu? Yoksa sonumuz hayr olsun mu? Denir bilemedim.

Sonumuz hayr olsun Mai hayr olsun

Ahu hanıma ne diyoruz peki?

Sizce haklı mı? Yoksa değil mi?

Lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Adin ve Mai'nin tatlılığı yaa beni bitirdi🥺

MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin