Acının Tatsız Tebessümü

497 20 20
                                    


Hello

Aklıma takılan ve beni sinir eden bir şey vardı. Ben de bugün onu yazacağım ve Sultan'ı sevenler varsa özür dilerim şimdiden anasını sikicem. İyi okumalarr <33 Bide bu Erdenet zamanında Cumaliyi haklı bulanlar var... Neyse şimdi hepsinin içinden geçeceğim zaten.


Zaman: Erdenetaskom

"Sen de benim kardeşim değilsin lan o zaman!" Yamaç durdu. Abisinin dediği şey, bu çok ağırdı. Kalbine bir ağrı saplanırken genç adamın dili tutulmuştu sanki, konuşamıyordu. "Ne?" diyebilmişti birtek.

Cumali ona işkence eder gibi devam etti laflarına. "O adamın kapısında köpek olan, 'Ben Yamaç Koçovalı'yım' diye gezemez! Koçovalı değilsin ulan sen bundan sonra! Kardeşim de değilsin! Babam burada olsaydı iğrenirdi senden. Siktir git lan, görmek istemiyorum seni mahallemde!" Tir tir titriyordu Yamaç. Cevap veremiyordu. Nefes alış verişi sıklaşmış, tırnaklarını avucuna geçiriyor, ağlamamak için direniyordu. Sinir tüm vücudunu kaplamıştı sanki. Çok öfkeli, bir o kadarda kırgındı.

Bir şeyler demek istedi genç adam. Kendini savunmak, her tarafı dağıtmak istiyordu. Yamaç sonunda kendinde konuşma cesareti bulduğunda, "Bir kere ya," dedi titrek çıkan sesine aldırmadan. Ağlayacaktı, ama umursamadı. "Bir kere!" Bağırmıştı bu sefer. "Bir kere dinleyin beni ya, sorun ya bir kere!  'Neden?' deyin, dinleyin beni bir kere ya, yalvarıyorum bir kere dinleyin beni..." Gözyaşlarını tutamadı genç oğlan. Lâkin uzun sürmedi. Hemen bir elini yanağına attı ve akan tek damla yaşı sildi Yamaç. Ardından kırgınlık yerini öfkeye bırakmıştı.

Sinirden eli ayağı titriyordu ama aldırmadı. "Neyini dinleyeceğim lan ben senin? Göreceğimi gördüm, anlayacağımı anladım!" Cumali abisinin kükreyişine karşı bir an sustu kaldı Yamaç. Öfke kontrolü ele aldığında ise, "Bir boktan haberin yok senin!" diye bağırdı. Ardından iki saattir çıtı çıkmayan Selim'e çevirdi bakışlarını. "Salih'e niye gittim ben haberiniz var mı? Yok! 'Beni öldür' dedim lan ben adama! Yalvardım lan 'Öldür beni Salih kimse yapamıyor sen yap' dedim! Ne kadar canı yandı biliyor musunuz ona bu sözcükleri söylediğimde? Kaç yıldır tanışıyoruz peki biz Salihle? Üç mü? Dört?" diye haykırdı Yamaç. Ardından Cumali abisine döndü. "Sen peki abi, kaç yıllık kardeşini anlamadan dinlemeden üç tane yerinden vurdun. O kadar mı iğrenç bir insanım ben? Kardeşin olmayı hak etmeyecek kadar mı? Bir kere dinleseydin beni..." dediğinde Yamaç'ın başı dönüyordu artık.

Ağlayarak Cumali'ye bakan gözlerini Selim'e çevirdi, zorlanarak devamını getirdi sözlerinin. "Peki sen abi, sen değil miydin babama düşman olan? Sen değil miydin babamdan nefret eden? Ben babama bi' söz verdim, aileni koruyacaksın dedi, korudum." Belki de söylediğine pişman olacağı sözlerdi bunlar ama o kadar kırgındı ki, ağızından çıkanlara dikkat etmiyordu bile. "Siz neler olduğunu görmediniz, kafamı bi' çevirdim annem, bi' çevirdim Karaca, bi' çevird..." Yamaç'ın başı gittikçe daha çok dönüyor, her yer iyice bulanıklaşmaya, kararmaya başlıyordu onun gözünde. Lâkin canına tak etmişti artık. Salih dışında kimsenin onu dinlememesi, sanki babasına normal bir şey yüzünden sıkmış gibi onu suçlamaları onun canını her geçen gün daha da yakıyordu. Abilerinin yüzündeki sinirli ifadenin değişmediğini görünce umutsuz bi' şekilde, "Neyse, boşuna konuşuyorum ben." dedi Yamaç. Hâlâ içindeki o çocuk umudu kesmemişti. "Bak," diyordu çocuk ona. "Şimdi abilerin gelip sana sarılacak, her şey düzelecek..." Amma ve lakin Cumali'nin; "Ha şunu bil'eydin." cevabı, Yamaç'ın içindeki o çocuğu susturmasına yetmişti.

Not: Cumali'nin normal dizide birazcık haklılık payı var ama bu hikayede haklı bulanlar varsa... 💀 Bu arada yorumlara "Yia ama dizide şöyle böyle" falan yazmayın, bu benim hikayem, normal dizi beni alakadar etmez. Teşekkürler. (Normalde asla itici birisi değilim ama sinirledim amk napim aaa Cumali'yi de bu hikayede haklı bulmayıverin.)

Çukur Hayali Sahneler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin