Taehyun
Beomgyu'nun annesi beni ısrarla evine davet etmişti.
Şu an masada oturmuş yemek yiyorduk. Beomgyu tezgaha oturmuş annesine bakıyordu.
"Beomgyuyla yakın mıydınız? Senden hiç bahsetmedi."
"Evet."
"Okulda da sessiz miydi?"
Cevap veremedim. Gerçekten arkadaş olmadığım biri hakkında ne diyebilirdim ki.
"Ah kusura bakma. Beomgyu bana fazla bir şey söylemezdi. İçine kapanık bir çocuktu."
"Sorun değil."
"Her neyse başka soru sormayacağım. Hadi yemeğini ye."
•••
Beomgyuyla annesinin evinden çıkmış yürüyorduk.
"Ne zamandır böyle ruh olarak yaşıyorsun?"
"Bir kaç yıldır."
"Peki,sıkılıyor musun?"
"Neden soruyorsun? Sen de mi ruh olmaya karar verdin? Hiç tavsiye etmem. Kimse seni görmüyor. Yalnız başına oturup eğlenen insanları izliyorsun."
"İnsanlar gördüğü zaman da bir şey değişmiyor."
Aramızda bir süre sessizlik olduğunda konuştum.
"Neden öldükten sonra ruh oldun?"
"Yaşarken acı çeken insanlar öldüklerinde ruh olurlar. Onların bu dünyadan gitmesini de ruh eşleri sağlar."
"Nasıl yani?"
"Ben ölmüş olsamda ruhum hâlâ yaşıyor. Ruhumun da bu dünyadan gitmesini sağlayacak olan yani benim özgür olmamı sağlayacak olan kişi sensin."
"Peki bu nasıl olacak?"
"Beni öpersen."
Aklıma gelen şeyle bakışlarımı ona çevirdim. "Demek o yüzden seni öpmemi istedin!"
Arkamızdan gelen fısıltılarla oraya döndük. İki kız bana şaşkın şaşkın bakıyordu. "Kiminle konuşuyor bu?"
"Bilmiyorum. Deli sanırım." diyip hızla yanımızdan uzaklaştılar.
"Yakında beni akıl hastanesine yatıracaklar. Kimse seni görmüyor. Söylüyorum inanmıyorlar da."
"Beni görmüyor olabilirler ama onları korkutabilirim." Sırıtarak yürümeye devam etti.
Ona yetişmeye çalışırken bir yandan da konuşuyordum. "İyi olur aslında. Gıcık olduklarımın listesini sana veririm sen de onları korkutursun."
"Beni koruman olarak kullanmayı düşünmüyorsundur umarım."
"Hmm bir düşüneyim... Neden olmasın"
Gülüp kafasını iki yana salladı.
Yol boyunca insanların bana bakmasını umursamadan kahkaha atarak sonunda evime gelmiştik. "Sen nerede kalıyorsun?"
"Annemin evinde kalıyorum. Benim her gün onu görmeme rağmen onun beni görememesi üzücü."
"O zaman senin olduğunu bilmese de onu mutlu et."
"Ne?"
"İyi geceler." diyip hızla apartmandan içeri girdim.
Annemle kaldığım daireden içeri girip kapıyı kapattım. "Anne ben geldim!"
Annem elinde tabakla birlikte gelip bana gülümsedi. "Hoşgeldin oğlum. Şu keki Bayan Jeon'a götürde gel hadi."
"O kim anne ya?"
"Komşumuz oğlum."
"Ben tanımıyorum,götüremem."
"Hemen karşı dairede oturuyorlar. Hadi götür."
"Of anne yaa"
Kek tabağını elinden alıp somurtarak kapıya yürüdüm. "Bana var mı kek?"
"Var merak etme."
Gelince kek yiyeceğimin mutluluğuyla evden çıkmış karşı dairenin ziline basmıştım.
Bir süre bekledikten sonra kapı açılmıştı. Tabi ki de karşımda Jeon Jungkook'u görmeyi beklemiyordum. "Sen ne arıyorsun burada?"
"Ş-şey..."
"Kim gelmiş oğlum?" Bayan Jeon olduğunu tahmin ettiğim kişi -ki başka kim olabilirdi- kapıda belirdi.
"Ah sen Bayan Kang'ın oğlu olmalısın."
"Evet."
"Tanıştınız mı Jungkook?"
"Aynı okuldayız zaten." Göz devirip,içeri girecekken annesi kulağından tutup gitmesini engelledi.
"Ne güzel. Okula beraber gidip gelirsiniz artık."
"Ben artık gideyim annem beni bekliyor da."
Kadın teşekkür edip gülümsedi. Eve dönüp kendimi koltuğa attım.
"Anneee kek getiir!"
—————————
Şarjım 5,televizyonda değişik korku şeyleri var,kulağımda kulaklık Monsta X dinlerken hikaye yazdım ve ortaya bu çıktı kdkvmdkvmdk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate -TAEGYU-
Short StoryRuhlar ruh eşini bulduğunda eşleri onları hem görebiliyor hem de hissedebiliyorlardı. Beomgyu da ruh eşini bulup özgür kalmak istiyordu. "İstemiyorum. Beni öpmeni istemiyorum." "Sikeyim,o zaman yok oluşumu seyret!" +Jikook Yeonbin(?) [19/12/22] [3...