10

170 27 8
                                    

Taehyun

"Konuyu uzatmadan soracağım hyung. Beomgyu'nun insan olma ihtimali var mı?"

"Ne? Nereden çıktı şimdi bu?"

"Beomgyu insan olmasının bir yolu olmadığını söyledi. Eminim bir yolu vardır hyung. Senden bunu öğrenmek için geldim."

"Beomgyu sana söylemediyse ben söyleyemem."

"Neden?"

"Sana söylememi istemedi."

"Hyung... Lütfen söyle."

"Bunu yapamam. Söyleyince yapacaksın."

"Hayır,yapmayacağım. Sadece bunun hakkında bir bilgim olmasını istiyorum. Bana hiç bir şey anlatmıyorsunuz."

"Eğer bir şey yapmayacağına söz verirsen anlatırım."

"Söz."

Merakla ona bakarken Jungkook hyung da dikkatini ona vermişti. "Ruhların insan olmasının tek bir yolu var."

Derin nefes alıp devam etti. "Ruh eşi ruh'un gömüldüğü yere gidip kanını damlattığında ruh insan olur."

"Peki neden bunu bana anlatmak istemediniz?"

"Çünkü ruh insan olduğunda ruh eşi ölür."

"Ne?"

Jungkook hyung merakla araya girdi. "Peki reenkarne olabiliyor mu?"

"Evet."

Yerimden kalkıp Jungkook hyung'a baktım. "Merak ettiklerimi öğrendiğime göre gidebiliriz."

"Gidelim."

İkiside ayağa kalktığında Jimin hyung elini omzuma attı. "Sakın bir şey yapayım deme. Beomgyudan azar işitmek istemiyorum."

"Tamam."

"Dikkatli gidin."

●●●

Kendimi yatağa atıp gözlerimi tavana diktim.

Kafam çok karışmıştı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Jimin hyunga söz vermiştim ama Beomgyu'nun insan olmasını istiyordum.

Onun için canımı ortaya koyar mıydım. Bilmiyorum...

Gözlerimi kapatıp kendimi uykuya bıraktım.

●●●

Okula geldiğimde birden karşıma çıkan Beomgyuyla yerimden sıçradım. "Ay korktum."

"Nasılsın?"

"Nasıl olmamı isterdin?"

"İyi olmanı isterdim. İyi değil misin? Ben seni gördüğüm için çok iyiyim." Gülümsedi.

"Beomgyu. Sana bir şey soracağım."

"Sor." Kimsenin bizi görmeyeceği-daha doğrusu beni görmeyeceği bir yere geçtik. Beomgyu dikkatle beni dinlemeye başladı.

"İnsan olmak ister miydin?"

"Tabii ki de isterdim. Senin yanında,annemin yanında insan olarak kalmak çok güzel olurdu. Ama olsun yanımda sen varsan insan olmasam da olur."

Birden yüzünü buruşturup elini kalbine götürmesiyle telaşla elimi omzuna koydum. "İyi misin?"

Cevap vermemesiyle daha çok telaşlandım. "Beomgyu,neyin var?"

Jungkook hyung'u arayıp Jimin hyungla gelmesini söyleyecekken Beomgyu elimi tuttu. "İyiyim."

Telefonu kapatıp cebime geri koydum. "Emin misin?"

"Evet."

"Sorun ne? Neden böyle oldu?"

"Önemli bir şey değil."

"Beomgyu..."

"Yok olmaya başlıyorum Taehyun. Bu onun belirtilerinden biri."

Hızla yerimden kalktığımda bakışlarını bana dikti. "Ne oldu?"

"Bir yere gitmem gerek."

"Nereye?"

"Söyleyemem. Sonra görüşürüz." Cevap vermesine izin vermeden oradan uzaklaştım.

Etraftaki insanların bana bakmasını umursamadan koştum. Şu an kafam yerinde değildi. Ne yaptığımı bilmiyordum. Sadece koşuyordum. Sahi nereye koşuyordum.

Beomgyu'nun mezarına geldiğimde kesici bir alet aradım. Çantamdan cam su şişesini çıkarıp hiç düşünmeden yere attım. Parçalanan cam şişenin bir parçasını elime aldım.

Beomgyu'nun mezarının yanına oturup bir süre mezara baktım. "Daha fazla acı çekmeni istemiyorum. Yaşamayı hak ediyorsun."

Elimdeki cam parçasını diğer elime bastırıp derin bir kesik açtım. Kanım mezara damlarken ben gülümsüyordum.

—————————————

Soulmate -TAEGYU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin