Taehyun
"Sen neden karışıyorsun?"
"Onu rahatsız ettiğinin farkında değil misin? Besbelli seni yanında istemiyor."
"Vaay Jeon Jungkook kendinden başka kişileri de mi düşünürmüş."
"Bir sorun mu var?" dedi Yeonjun gülümsemesiyle ortamı yumuşatmaya çalışırken.
"Ş-şey kavga etmeyeceksiniz değil mi?" İkisinin de bana sertçe bakmasıyla yutkundum.
Soobin Jungkook hyung'a bir adım yaklaşmış kaşlarını kaldırarak konuşmuştu. "Senin Taehyunla ne alakan var?"
"Annesi onu bana emanet etti. Senin gibi piçlere karşı dikkatli olması gerektiğini söyledi."
"Annem mi?"
Soobin Jungkook hyung'un yakasına yapışıp sinirle konuştu. "Sen ne haddine bana küfür edebiliyorsun!? Ayrıca Taehyun'u benden korumanı gerektirecek bir şey yapmadım."
"Taehyun'un kuyruğu gibi peşinden ayrılmıyorsun. Takıntılı bir sapık gibisin."
"N-ne alaka!?"
Jungkook hyung Soobin'in elini tutup sertçe itti. "Gecenin bir yarısı polisler tarafından götürülmek istemiyorsan ondan uzak dur."
Jungkook hyung gideceği sırada Soobin bağırdı. "Sen neden bu işe karışıyorsun!?"
"Dedim ya annesi bana emanet etti." diyip gitti.
Jimin hyung yanıma oturmuş Jungkook hyung'un gidişini izliyordu. "Çok pişman olacaksın Jeon Jungkook."
Soobin sinirle yanımızdan ayrılmış,Yeonjun da arkasından gitmişti.
"Eee şey..." Ortamı yumuşatmaya çalışıyordum ama ne diyeceğimi bile bilmiyordum.
"Benim evime gelmeye ne dersiniz?"
"Oo yoksa beni öpmeyi mi planlıyorsun?" Sırıtan Beomgyu'nun omzuna vurup ayağa kalktım.
"E hadi gidelim." İkisini de kolundan tutup kaldırdım ve önden yürümeye başladım. Arkama baktığımda Beomgyu kolunu Jimin hyung'un omzuna atmış beni izliyordu. Göz kırptığında tekrar önüme dönüp hızlı hızlı yürümeye başladım.
"Hey Taehyun,biraz yavaş ol. Bizim özel güçlerimiz yok."
"Aaa ben de var sanıyordum. Tüh yok muymuş?"
"Sen bizimle dalga mı geçiyorsun?" diyip kafama vurdu.
"Ah acıdı." Kafamı ovuşturup dudaklarımı büzdüm.
Sonunda eve geldiğimizde kapıyı açıp anneme seslendim. "Anneee ben geldim."
"Hoş geldin oğluşum." diyip beni karşıladı.
"Aç mısın? Yemek yaptım,sofrayı kurayım mı?"
"Hayır,aç değilim. Okulda yedim."
"Tamam. Acıkırsan söyle bana."
"Tamam. Ben odamdayım." diyip Beomgyu ve Jimin hyungla beraber odama gittim.
Kendimi yatağa atıp tavanı izlemeye başladım.
"Yaa bizi getirdin buraya,şimdi de uyuyacak mısın?"
Oturur pozisyona gelip Beomgyuya döndüm. "Hayır."
Yerimden kalkıp dolabımdan rahat kıyafetler çıkardım.
"Üstümü değiştirip geleceğim." diyip banyoya girdim.
Üstümü değiştirip elimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı geriye atıp banyodan çıktım. Odama girip yine yatağa oturdum.
"Sıkıldım ya ne yapsak?"
"Bizi buraya getirdiğine göre sen bul."
"Yaa sen hayırdır Beomgyu? Bugün bana kafayı taktın."
"Ben her zaman kafayı sana takıyorum." diyip sırıttı.
"Nasıl yani?"
"Ne nasıl yani?"
"Ne dediğini anlamadım."
"Ben de ne dediğimi anlamadım."
"Ne diyosunuz siz ya?" Jimin hyung anlamamış bir şekilde bize bakıyordu.
"Biz de bilmiyoruz."
İçeri giren annemle ona döndüm. "Ne oldu anne?"
"Jungkook rahatsızlanmış. Ambulans çağırdık. Ben de Bayan Jeon ile birlikte gideceğim."
"Neyi varmış?"
"Kalbini tutuyormuş. Neyi olduğunu bilmiyorum."
"Tamam. Hastaneye gidince beni ara."
"Tamam."
Annem odamdan çıkınca bir süre düşündüm. "Neyi var acaba?"
Jimin hyung konuştu. "Acı çekmeye başladı demek ki."
"Ne yapacağız peki."
"Oturup olacakları izleyeceğiz."
"Yardım etmemiz gerekmez mi?"
"Hayır."
"Peki hep böyle acı çekerse ne olacak?"
"Ölecek."
—————————
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate -TAEGYU-
Short StoryRuhlar ruh eşini bulduğunda eşleri onları hem görebiliyor hem de hissedebiliyorlardı. Beomgyu da ruh eşini bulup özgür kalmak istiyordu. "İstemiyorum. Beni öpmeni istemiyorum." "Sikeyim,o zaman yok oluşumu seyret!" +Jikook Yeonbin(?) [19/12/22] [3...