Taehyun
Çalan telefonumla hızla aramayı cevapladım. "Efendim anne?"
"Hastaneye geldik."
"Jungkook hyung nasıl? İyi mi?"
"Çok acı çekiyor gibi gözüküyor. Doktorlar bir şeyi olmadığını söyledi ama ne olduğunu da anlamıyoruz. Birazdan odaya alıp tekrar kontrol edeceklermiş."
"Tamam. Ben de geliyorum."
"Sen gelip ne yapacaksın?"
"Belki bir yardımım dokunur. Neyse ben seni tutmayayım,görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonumu kapattığımda Beomgyu ve Jimin hyung boş boş bana bakıyordu. "Ne bakıyorsunuz?"
"Neden hastaneye gideceksin?" Dedi Jimin hyung.
Sırıtıp ona baktım. "Niye bakıyorsun?"
"Hyung..."
Beomgyu yutkunup araya girdi. "Niye manyak gibi gülüyorsun?"
"Siz de benimle geleceksiniz."
"Ne? Neden?"
"Çünkü Jimin hyung,Jungkook hyung'u iyileştirmen gerek."
"O zaman ben neden geliyorum." Beomgyu'ya sert bir bakış atıp sesimi yükselttim.
"Sen gelme o zaman!"
"Tamam ya ne bağırıyorsun?"
"Sinirlendirme o zaman beni."
"Ama sinirlenince çok tatlı oluyorsun."
Jimin hyung bir yandan bizim kavgamızı izlerken bir yandan da gülüyordu.
"Hadi gidelim Jimin hyung. Beomgyu gelmeyecek." Onunla birlikte odadan çıkarken Beomgyu arkamızdan bağırmaya başlamıştı bile.
"Hey bekle! Beni bırakıp nereye gidiyorsunuz?" Bize yetişmeye çalışırken bir yandan da söyleniyordu.
"Hayırsızlar."
●●●
Hastaneye gelmiş Jungkook hyung'un alındığı odanın önünde bekliyorduk. "Jungkook hyungla konuşmam gerek. İçeri girebilir miyim Jeon teyze?"
"Tabi ki." Jeon teyze tebessüm ederek beni cevapladığında Jimin hyung'u dürtüp ayağa kalktım.
Jimin hyung ve Beomgyu ayağa kalkıp beni takip ederken ben odaya çoktan girmiştim bile.
Jungkook hyung yatakta yatmış,koluna da serum bağlamışlardı. Yüzünün aldığı şekillerden hâlâ acı çektiği besbelliydi.
Ben böyle bir acı çeksem ne olurdu diye düşündüm de. Çok can yakıcı olmalı. Beomgyu yanımdan uzaklaşırsa böyle acı çekerim korkusuyla onu tutup bırakmamak istiyordum.
"Jungkook hyung?"
Gözlerini açıp bana baktı. Ağzını açıp konuşacakken odayı acı bir iniltiyle doldurdu.
"Jimin hyung,bir şey yapmayacak mısın?"
"Bunu kendisi istedi. Ona hiç bir iyilik yapmayaca-" Cümlesini yarıda bırakmasıyla gözlerimi Jungkook hyungdan çekip ona baktım.
O da aynı Jungkook hyung gibi kalbini tutuyordu. "Hyung?"
Beomgyu'ya döndüm. "Beomgyu bir şey yap."
"Ben ne yapabilirim ki. Onların tek ilacı birbirlerine olan bağ."
"Nasıl yani?"
"Ruh eşleri birbirlerine bağlıdır Taehyun. Şu an böyle yaptıkları için bu bağ zedeleniyor. Buna devam ederlerse bağ koptuğunda ölecekler."
Jimin hyung şu an iyiydi. Acısı azalmış gibi gözüküyordu ama Jungkook hyungda bir değişiklik görünmüyordu.
Jimin hyung Jungkook hyung'un yanına gelip oturdu. Elini Jungkook hyung'un kalbine koyup bir süre bekledi.
Jungkook hyung'un yüz ifadesi düzelirken ben şok olmuş bir şekilde Beomgyu'ya baktım. "Bunu nasıl yaptı?"
Beomgyu ellerini iki yana açıp gülümsedi.
Jimin hyung ellerini çekeceği sırada Jungkook hyung bileğinden tutup bırakmamıştı. "Biraz daha böyle dur."
Beomgyu ellerini omzuma attığında ona döndüm. "Ne yapıyorsun?"
"Ne yapıyor olabilirim Taehyun?"
"Ben de onu soruyorum işte."
"Çok soru sorma Taehyun."
—————————
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate -TAEGYU-
Short StoryRuhlar ruh eşini bulduğunda eşleri onları hem görebiliyor hem de hissedebiliyorlardı. Beomgyu da ruh eşini bulup özgür kalmak istiyordu. "İstemiyorum. Beni öpmeni istemiyorum." "Sikeyim,o zaman yok oluşumu seyret!" +Jikook Yeonbin(?) [19/12/22] [3...