Beomgyu
Taehyun'un neden gittiğini anlamaya çalışırken Jimin hyungla Jungkook hyung geldi.
Jimin hyung yanıma otururken sordu. "Taehyun nerede?"
"Gitti."
"Nereye?" Dedi Jungkook hyung.
"Bilmiyorum. Yok olma belirtileri göstermeye başladım. Bunu öğrenince hemen gitti."
"Siktir." Jimin hyung ve Jungkook hyung aynı anda birbirlerine baktılar.
"Ne oldu? Siz nereye gittiğini biliyor musunuz?"
"Umarım tahmin ettiğim şeyi yapmıyordur."
Bana hiçbir şey söylememeleri sinirimi bozmuştu. "Neler oluyor!? Neden bir şey söylemiyorsunuz?"
"Taehyun senin insan olma ihtimalini sormuştu."
"Anlattın mı? Cidden mi!"
"Evet. Ama bir şey yapmayacağına-" Hızla yerimden kalkıp koşmaya başladım.
Taehyun'un bunu yapmış olma düşüncesi beni delirtiyordu.
Gücümün yettiği kadar hızlı koşup sonunda mezarıma gelmiştim. Yerde yatan bedenle duraksadım. Gözlerimden yaşlar akarken yanına gidip yere çöktüm.
"T-taehyun..."
Taehyun'un cansız bedenine sarılmış hıçkırarak ağlarken beni sakinleştirmeye çalışan Jimin hyung ve Jungkook hyung'u duymuyordum bile.
●●●
Eve geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. İçeride oturan annem beni gördüğünde gözleri kocaman açılmıştı. "B-beomgyu."
Hızla yerinden kalkıp yanıma geldi. "O-oğlum." Bir yandan ağlarken bir yandan da gerçek olup olmadığımı anlamaya çalışıyordu.
"A-anne" ağlayarak ona sımsıkı sarıldım.
Ayrıldığımızda koltuğa oturduk. "Bu-"
"Sana her şeyi anlatacağım anne. Ama bugün anlatabileceğimi sanmıyorum."
"Neden ağlıyorsun?" Gözyaşlarımı silip yanaklarıma öpücük kondurdu.
"T-taehyun öldü..."
"Taehyun? Arkadaşın Taehyun mu? Tanışmıştık."
"Sevgilim." Hıçkırarak ağlamaya başladığımda annem tekrar bana sarıldı.
Bir yandan saçlarımı okşuyor bir yandan da beni sakinleştireceğini düşündüğü sözcükleri sıralıyordu.
●●●
Onsuz geçen bir hafta sonra mezarına gelmiştim. Yere çöküp gözyaşlarımı serbest bıraktım.
"Neden..? Neden yaptın?"
Elimdeki çiçeği toprağının üzerine bırakıp ellerimi bir süre toprakta gezdirdim. "Benim reenkarne olmamı beklemek istemediğini biliyordum. Peki şimdi ben ne yapacağım? Senin reenkarne olmanı nasıl bekleyeceğim?"
"Lanet olsun bana neden bunu yaşatıyorsun!?" Hıçkırıklarımı zar zor bastırıp konuşmaya devam ettim.
"Bana veda bile etmedin. En azından bunu yapabilirdin. Seni affetmemi bekleme. Bunu yapmayacağım."
Burnumu çekip göz yaşlarımı sildim. "Ölmesi gereken bendim,sen değildin."
"Bu kadar kısa bir sürede sana âşık olup bağlandığım için kendimden nefret ediyorum. Bu kadar bağlanmasaydım ölmene de fazla üzülmezdim değil mi? Neden seni sadece bu dünyadan yok olma yolum olarak göremedim?"
Tekrar gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. "Reenkarne olmanı bekleyeceğim. O gün geldiğinde sana çok kızacağımı bil. Beni bırakıp gittiğin için sana küseceğim. Özlettiğin için de küseceğim." Diyip gözyaşlarım arasından gülümsedim.
Oradan uzaklaşmadan önce son sözümü söyledim. "Seni seviyorum."
--------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate -TAEGYU-
Short StoryRuhlar ruh eşini bulduğunda eşleri onları hem görebiliyor hem de hissedebiliyorlardı. Beomgyu da ruh eşini bulup özgür kalmak istiyordu. "İstemiyorum. Beni öpmeni istemiyorum." "Sikeyim,o zaman yok oluşumu seyret!" +Jikook Yeonbin(?) [19/12/22] [3...