PENANGGALAN¦|taekook

Յ-𝕮𝖔𝖈𝖔𝖓𝖚𝖙, 𝖙𝖍𝖊 𝖇𝖊𝖘𝖙 𝖋𝖗𝖆𝖌𝖗𝖆𝖓𝖈𝖊

''Bu şey tam olarak kim ?''

Uzun süredir ortamda dolanan sessizliği Jimin sorusuyla bozmuştu . Geldiğimizden beri boğazımdaki kurumadan kurtulmak için birkaç torba kan içmiştim .Namjoon elinde bir kitaba bakarken Hoseok da bir deftere bakıyordu .''Tam olarak biz de bilmiyoruz bildiğimiz güçlü bir vampir olduğu .''

Aynı anda Jimin bana dönmüştü bir şey biliyor olabileceğimi düşünmüştü biliyordum da orası ayrı .''Sen bir şeyler biliyor musun peki Jeon ?''

Elimdeki serum torbasından birkaç yudum daha aldıktan sonra başımı hafifçe sallamıştım. ''Penanggalan bir köken vampir tıpkı benim gibi . ''

Hoseok aniden sözümü kestiğinde bakışlarım onda durmuştu .''Senden başka köken vampir kalmadı ama değil mi ? o savaşta hepsi öyle ?'' Hepsi anlamamış gibi bana dönmüştü .

''Penanggalan dışında bundan birkaç asır önce onu cehenneme hapsettim .Ama birinin ona ulaşması imkansızdı çünkü iblis bana söz vermişti .Böylece ondan kurtulduğumu düşünmüştüm.''

''Peki nasıl oğlu oldu yani o dışarı çıkamıyor bir yeni doğan nasıl oldu ?'' işler tam bu nktada korkunç bir hal alıyordu ''O normal bir yeni doğan değil .'' Namjoon kaşlarını çatmış ne demek istediğimi anlamaya çalışmıştı .''Ne demek normal değil ? ''

''O aslında tam olarak bir yeni doğan değil .O da benim gibi ama benden daha az köken vampir kanı taşıyor . Saçma geldiğini anlıyorum fakat Penanggalan onu yaratmak için cehennem ateşini kullanmış .Ruhunu cehennem ateş besliyor tabi ki onun kanını da taşıyor. O yüzden açlığı normal bir yeni doğan gibi değil ?''

Jimin şaşırmış bir şekilde elini önünde bağlamış bakışları düzensiz aralıklarla beni bulmuştu .''O çok güçlü değil mi?'' başımı hayır anlamında sallamıştım .''Şimdilik değil çünkü cehennem ateşi ruhu tam tamamlayamaz yani onun ruhu henüz tam değil .O yüzden dışarıya çıkmış hızlı besleniyor ruhunu tamamlamak istiyor .''

Hoseok gözlerini hevesle açmıştı .''O zaman henüz güçlenmeden onu öldürebiliriz.'' o an boynumdaki izler ssızlamış ve aklıma gelen şeylerle yutkunmuştum .'' Onu öldüremeyiz.''

Net sesimle bakışların bana döndüğünü hissetmiştim ama onlara bakmadan yine dolaba yönelip elime geçirdiğim bir serum torbasını daha almıştım .Çok açtı hissedebliyordum fakat engel de olamıyordum .İçtiklerim benim damarlarıma değmiyordu bile .''Ne demek onu öldüremeyiz .Şansımız yok öldürmek zorundayız.''

Onlara nasıl açıklamam gerektiğini bilememiştim .''Bunları görüyor musunuz?'' elimi boynuma götürüp gömleğimin yakasını iyice açmış bildikleri izleri onlara göstermiştim .''Bu onun izleri o ruhunun bir kısmını bana saklamış .Bu yüzden onu öldüremezsiniz .Beni öldürseniz bile yeniden ruhu bana gelecek ,onu öldürürseniz bendeki ruh ona geçecek yani bu döngü asla bitmeyecek bu içimdeki şeyi o geri alana kadar ikimiz de ölemeyiz .''

Söylediğim şeyler karşısında hepsi şaşırmıştı .''O yüzden bu kadar açsın senden besleniyor ikiniz besliyorsunuz onu .Böylece en hızlı şekilde ruhu tamamlanacak ama neden sen ? bir sürü vampir varken neden sen ?''

''Çünkü köken vampir kanı taşıyor ve aynı zamanda güçlerini de tamamlamak istiyor .Bu yüzden Jeongguk onun en iyi tercih. Yani Jeonggukun güçlerini de emiyor .'' Jimin cümlesini bitirip bana dönmüştü endişeli gibiydi gözleri . ''En sonunda seni tamamen bitirecek .Onu bir an önce içinden çıkarmalıyız yoksa ruhu tamamen oluştuğunda bütün gücün onun olacak ve onu yenmek mümkün olmaz .Çünkü o hem vampir hem iblis ateşi taşıyor .''

Doğruydu fakat beni bitireceğini düşünmemiştim. '' Nasıl sana bağladı peki kendini ?'' omuzz silkmiştim Namjoon'un sorusuna .''Bilmiyorum .'' demiştim sessiz şekilde.