7

930 85 15
                                    

Doktor filmi daha net görmek için biraz daha havaya kaldırdı.

"Aslına bakarsan..."

Gözlüğünü düzeltip hafif bir tebessümle yüzüme baktı.

"Bu hiç de kötü gözükmüyor Jennie."

Chaeyoung heyecanla elimi sıktı. Ben ise o kadar heyecanlı değildim. Çünkü filmin iyi çıkması yeterli değildi, asıl öğrenmek istediğim tekrar koşup koşamayacağımdı. Korkarak sordum.

"Tekrar koşabilecek miyim?"

Doktor ellerini önünde bağlayıp bir süre düşündü.

"Fizik tedaviyi aksatmazsan olabilir."

Bu şimdiye kadar duyduğum cevaplar arasında en pozitif olanıydı. Bu sefer ben de heyecanlanmıştım. Fakat sonraki cümle hevesimi kırmadı dersem yalan olur.

"Ama eskisi kadar kendini zorlamana izin veremem."

Yani maratona katılamayacaktım. Bunun tek anlamı bu olabilirdi. Yıllardır gün saydığım etkinliğe katılmam sadece hayal olarak kalacaktı. İçimden lanet ettim ve ayağa kalktım.

"Bu değnekleri daha ne kadar kullanacağım?"

"Bu da fizik tedaviyi aksatmamana bağlı. Ama kısa süre sonra onlara ihtiyacın olmayacak gibi gözüküyor."

"Teşekkür ederim Bayan Bae."

Chaeyoung koluma girdi ve odadan ilk defa tamamen üzgün olmadan çıktık. Koridorda karşılaştığımız Lalisa Manobal'ı görene kadar her şey olağandı. Koridora ellerini açıp kapatarak sanki bunu yapıp yapamadığını test ediyordu.

"Ona selam vermem gerekiyor Jennie."

Başımla onayladım ve Chaeyoung'ı Lalisa'ya doğru yürürken izledim. Çekingen şekilde selam verdi ve zorlanarak konuştu.

"S-selam Lalisa."

Lalisa boş bir ifadeyle Chaeyoung'ın yüzüne bakıp anlamsız şekilde başını salladı.

"Selam."

"Geçmiş olsun neyin var?"

Lalisa bileğine bakıp başını kaldırdı.

"Küçük bir incinme, önemli bir şey değil."

Bir süre düşünüp tekrar Chae'ye baktı.

"Sen neden buradasın?"

Bu soruyu sırf kibar gözükmek için sorduğu o kadar belliydi ki, ses tonu ne merak ne de endişe içeriyordu.

"Arkadaşımı getirdim."

Arkasını dönüp eliyle beni işaret etti. Selam vermeli miydim bilmiyordum. Birkaç girişimimin Lalisa'dan karşılık bulmadığını hatırladığımda kaldırmaya yeltendiğim elimi tekrar indirdim. Bakışlarımız buluşunca yine ışık hızıyla gözlerini kaçırmıştı.

"Anladım. İyi günler."

Bunu söylemesine rağmen hareket etmemesi konuşmanın onun için bittiği anlamına geliyordu. Yani Chaeyoung'ı daha fazla dinlemek istemiyordu. Onun bu tavırlarına gerçekten katlanamıyordum. Chaeyoung'ı bu tür konularda zor durumda bırakmamaya kendi kendime söz vermiştim o yüzden cümlemi özenle seçerek konuştum.

"Geçmiş olsun Lalisa."

Sesimi duyduğunda bir çığlık duymuş gibi korkuyla yüzünü bana döndü. Bir süre bakışlarını yüzümde gezdirdikten sonra başını eğerek cevap verdi.

"S-sana da..."

Artık bu kaçıngan hareketlerini, yersiz korkusunu ve gizleyemediği rahatsızlığını görmezden gelmekte zorlanmaya başlamıştım. Bu sırf okuldaki sosyal statümüz yüzünden olamazdı. Lalisa Manobal benden korkuyordu veya herhangi bir sebepten dolayı son derece rahatsız oluyordu. Artık bunu görmezden gelmek değil, çözmek istiyordum. Onunla en kısa sürede baş başa konuşmam gerektiğine karar verdim.

Blackout | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin