39

657 74 28
                                    

Ameliyathaneye girmeden önce odadaki son saatlerimdi. O gün gelip çatmış, Jihyo'nun anlaşmalı olduğu hastanede ameliyat için uygun koşullar oluşur oluşmaz ameliyat tarihim kararlaştırılmıştı. Küçük bir operasyon olmasına rağmen istemsizce korkuyordum. Odadaki herkesin de benimle aynı hissettiği yüzlerinden okunuyordu. 

Elimi neredeyse parmaklarımı kıracak kadar sıkıca tutan Chaeyoung sakin olduğunu iddia etse de endişeli olduğu zamanlarda hep yaptığı gibi saçlarıyla sürekli oynadığını görebiliyordum. Babam da aynı şekilde odanın bir köşesine oturmuş, sakin gözükmeye çalışıyordu ama sık sık sandalyesinden kalkıp odada volta atmaya başladığında gerçek hislerini gizlemesi mümkün olmuyordu. 

Odada olmasını istememe rağmen orada olmayan Lisa'ydı. 

Doğrusu ona ameliyat günümde yanımda olmasını istediğime dair bir şey söylememiştim ama yine de Jihyo'dan duyar duymaz burada olacağına dair bir umut beslemiştim içten içe. Yine de elbette ona kızmıyordum, burada olma sebebim oydu sonuçta. Koşmak için hiçbir umudum yokken bugün, burada bana tekrar koşma şansını verecek ameliyatı beklemeye başlıyor olmam onun sayesindeydi. 

Kimi kandırıyordum ki? Şu an onu görmeye ihtiyacım vardı.

Yine farkında olmadan düşüncelere daldığım sırada Jihyo'nun kapıyı tıklatmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. 

"Hazır mısın bakalım Jennie?"

Oldukça pozitif ve sakin gözüküyordu. Bu onun genel tavrıydı biliyordum ama ameliyat öncesinde onu böyle görmek beni de rahatlatmıştı. 

Gülümseyerek "evet" anlamında başımı salladım. 

"Hemen mi? Şimdi mi? Saat geldi mi?"

Chaeyoung'ın telaşla sıraladığı sorular karşısında gülümsedim. Bu telaşını Jihyo da fark etmiş onu biraz rahatlatmak için şakaya başvurmaya karar vermişti. 

"Ameliyat saati geldi ama ayrılmanız gerekmiyor, ameliyat boyunca Jennie'nin elini tutabilirsin."

Chaeyoung heyecanla elini, dolayısıyla benim elimi de, kaldırdı. Daha sonra yaptığını fark edip elimi bir anlığına bıraktı. 

"Harika olur! Bunu yapabiliyor muyduk yani, hiç bilmiyordum! "

Jihyo kıkırdayarak özür dilercesine Chae'ye baktı. 

"Şaka yapıyor Chae," diye açıkladım kendimi tutamayıp Jihyo'nun kıkırdamasına katılırken. 

Chaeyoung istediği olmamış bir çocuk gibi dudaklarını bükerken buna bir anlığına inanmış olmasına gülmeye başladı. 

Gülüşmelerden sonra babam sandalyesinden bir kez daha kalkıp yanıma geldi. 

"Hadi, Jihyo'yu daha fazla bekletmeyelim hayatım."

Alnıma bir öpücük kondurup sakin bir gülümsemeyle Jihyo'ya bakarak başını salladı. Jihyo da ona karşılık vererek diğer sağlık görevlilerini çağırmaya gitti.

Birkaç dakika sonra ameliyathaneye doğru götürülüyordum bile. Anesteziyi odada değil ameliyathanede almak istemiştim. Babam odada almanın daha iyi olabileceğini söylese de bugün düşününce bu kararımdan dönmediğime çok seviniyorum.

Ameliyathaneye çıkan koridorda Chaeyoung elimi hala sıkıca tutuyor yetişmek için hızlıca yürüyordu. Babam, odamın kapısında kalıp bana oradan el sallamayı tercih etmişti, gözyaşlarını saklamak için iyi bir yöntemdi. Sol elim Chae bir an olsun bırakmadığı için terlemişti, sağ elim ise tersine soğuktu. Bu yüzden bir anda üzerinde hissetiğim sıcaklık fark edilmeyecek gibi değildi.

Chae'ye bakarken kimin tuttuğunu fark etmemiştim bile, sağ tarafıma dönünce mahcup bir gülümsemeyle dikilen Lisa'yı görünce kalbim duracakmış gibi hissetim. 

Jihyo ve Lisa'nın gözleri buluşunca Jihyo diğer çalışanlara bir öneride bulundu. 

"Ben ameliyathane önlüğümü giyinip hazırlanırken Jennie biraz daha kapıda beklesin."

Çalışanlar onu onayladı, Jihyo'nun bunu Lisa'yla konuşma şansımız olsun diye yaptığını az çok biliyordum ve ona bir kez daha minnettardım.

Chaeyoung da bunu anlamış, ya da önceden haberleşmişlerdi. İki yanağıma da birer öpücük kondurup babamın yanına gitmek üzere yanımızdan ayrıldı. 

Yalnız kaldığımızda sıcaklığını hissettiğim elini sıktım ve gülümsedim. 

"Gelmeyeceksin sandım."

"Ben de," diye itiraf etti. 

Kaşlarımın havalandığını görünce açıklama ihtiyacı duydu. 

"Gelemeyeceğimi sandım. Jisoo beni ikna edene kadar hastanenin kapısında bekliyordum."

"Neden?"

"Bu kadar değer verdiğim....yani değer verdiğim biri...ilk defa ameliyata giriyor ve... ben ne yapacağımı bilemedim."

Duyduklarım karşısında gülümseyerek elini bir kez daha sıktım. 

"Seni ikna ettiği için Jisoo'ya teşekkür etmem gerekiyor o zaman."

Acemi şekilde gülümsedi. 

"Sadece elimi tutman gerekiyor, bir dahaki sefere korkma tamam mı?"

Bu düşünceyi def etmek için boştaki elini salladı. 

"Umarım bir dahaki sefer olmaz."

Başımı salladım. Jihyo tekrar kapıda belirdiğinde sanki bir saniye geçmiş gibi hissettim. Oysa ki ben onunla saatlerce konuşmak için şu an birçok şeyden vazgeçebilirdim. 

"Hadi bakalım Jennie."

Üzerinde yattığım yatak tekrar ameliyathaneye doğru itilmeye başladı, Lisa elimi bırakmak konusunda kararsızdı. En sonunda bunu yapması zorunlu hale gelince istemeden bıraktı. 

Gitgide ondan uzaklaşırken yüzündeki korku ve belki de üzüntü bu mesafeden bile okunabiliyordu. Onu biraz rahatlatmak için gülümseyerek el salladım. Bunu görmesiyle sağ gözünü işaret parmağıyla silip içten şekilde gülümseyerek o da bana el salladı. 

Düşük bir ihtimaldi biliyordum ama eğer bu sahne hayatta göreceğim son şey olsaydı, şikayet etmezdim. 

Ameliyathanenin kapısı açıldığında sesini duyurmak için hızlıca birkaç adım yaklaştı ve el sallamaya devam ederken seslendi. 

"Beni çok fazla bekletme Jennie Kim!"



Blackout | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin