Blackout | jenlisa

23

Neden Jisoo'yla bir kafede buluşmuş garip bir sessizlik içinde kahve içiyordum bilmiyordum.

Jisoo stres içinde parmaklarımla ritim tuttuğum kahve kupasını nazikçe önümden çekti ve sevecen bir şekilde yüzüme baktı.

"Jennie çok gergin gözüküyorsun artık konuşalım mı?"

Beni bir rüyadan uyandırmış gibi sarsıldım. Gerginliğim haklı olarak onu da geriyordu, artık sözü toparlama zamanım gelmişti.

"Jisoo..."

Yumuşak elini elimin üstüne koydu ve beni yatıştırmak ister şekilde hafifçe tuttu.
"İstediğin zaman başlayabilirsin."

Gözlerimi kırpıştırıp başımı tavana diktim, bu hareketlerle daha da tuhaf gözüktüğümü biliyordum ama stresimi başka türlü maskeleyemiyordum.

Suyun sıcak olup olmadığını öğrenmek için balıklama atlayan küçük bir çocuk gibi bir anda sordum.
"Doğum günün...ne zamandı?"

Tarihi çok net biliyordum, hayatımın değiştiği günü nasıl unutabilirdim ki?
"3 Ocak... Neden sordun?"

Haklı olarak pat diye sorduğum soru karşısında şüphelenmişti.
"Merak..."

Elimin üstündeki elini biraz daha sıkılaştırdı ve başını bana doğru eğdi, sanki gizli bir şey söylüyormuş gibi sessiz ve sakin bir tonda konuşuyordu.
"Sorun nedir Jennie?"

"Doğum gününü, bu seneki doğum gününü yani... Lisa'yla mı geçirdin?"

Kaşları hafifçe havalanırken arkasına yaslandı.
"Hmm... evet günün çoğunda Lisa'yla beraberdik..."
Cümleleri cevap vermekten çok soru sorar gibiydi.

Güven vermek için ben de biraz öne doğru eğildim.
"Jisoo, garip geldiğini biliyorum ama Lisa'yla geçirdiğiniz zamanı bana anlatır mısın?"
Ellerime baktım.
"Özellikle akşam 10 civarı..."

Gittikçe batıyordum, nokta atışı saat vermek nereden çıkmıştı. Jisoo şu anda bir ucube olduğumu düşünerek masadan kalkıp gitse şaşırmazdım. Ama hala karşımda oturup söylediklerimi anlamlandırmaya çalışıyordu.

"Jennie...ben...anlamıyorum..."
Olanları söylemeden bir şey öğrenmem mümkün müydü? Ama olanları söylersem Jisoo Lisa'yı korumak için gerçeği çarpıtabilirdi, tam anlamıyla çıkmazdaydım.

"Jisoo sadece bilmem gerekiyor, o gece ne yaptınız sadece bunu bilmem gerekiyor."
Pes etmiş gibiydi.
"Hala anlamıyorum ama tamam..."
Gözleri sola doğru kaydı, hatırlamaya çalışıyordu.

"Tüm gün Lisa'yla evdeydik, sadece akşam beni dışarı çıkardı. Küçük bir restoranda arkadaşlarımı toplamıştı..."
Bir anda gözleri beni buldu.
"Aslında düşünüyorum da Lisa o gece bir anda ortadan kaybolmuştu, birlikte döneceğimize dair sözleşmemize rağmen..."

Bu sefer kaşları havalanan ben oldum.
"Kendi arabam yoktu o da bunu biliyordu, bu yüzden şaşırmıştım."
Bir anda anlatmayı bırakıp tekrar bana yaklaştı.
"Lisa'yla ilgili bir sorun mu var Jennie?"

Şu anda konuyu dağıtamazdım.
"O gün alkol almış mıydı?"

"Ah hayır! Lisa asla araba kullanacağı zaman alkol kullanmaz. Bunu düşünmeme bile gerek yok."
Yine de bir kez daha gözden geçirdi, tekrar kafa salladı.
"Hayır, kesinlikle almadı hatta Kwan ısrar ettiği için onu azarladığını bile hatırlıyorum."

"Kwan?"
Fazla eşeliyordum.

"Ortak bir arkadaşımız."
Jisoo'yu daha fazla germeye niyetim yoktu, başka biriyle konuşmam daha iyi olacaktı. Bu dedektiflik oyunu nereden çıkmıştı bilmiyorum ama içimden bir ses o gece farklı bir şeyler döndüğünü söylüyordu. Söylediği tek isim olduğu için Kwan'ın peşine düşmeye karar verdim.

"Kwan... bizim okulda mı?"

Jisoo sorgulayıcı bakışlarla cevapladı.
"Evet, futbol takımında mutlaka görmüşsündür."

Hayal meyal hatırlıyor gibiydim.
"Teşekkürler Jisoo."

Daha fazla soru sormasına ve garipsemesine izin vermeden bir bahaneyle masadan kalktım.