Artık sürekli uyumak canımı sıkmaya başladı. Çünkü bu sefer mutfakta uyuyakalmıştım.
Barış gittikten sonra güzelce uyusam da bir ara ağzımda müthiş bir kuruluk hissiyle uyandım. Mutfağa gelip üçüncü bardak suyumu içerken uyuyakalmışım. Sanki çok rahat bir yermiş gibi Barış gelmese sabaha kadar orada uyuyacaktım resmen.
Barış gelip düzgünce beni uyandırsa da kalkmaya çalışırken boynumun tutulduğunu fark etmemle bir ton azar yedim. Şimdi de bana yaptığı yemekleri yiyeceğim tabi ki yer kaldıysa.
"Hiç öyle somurtma o yemek bitecek. Sonra boynuna krem süreriz güzelce dinlenirsin bir daha da her durduğun yerde uyumazsın diye düşünüyorum."
Benden bir cevap alamayınca konuşmaya devam etti.
" Tamam sizi korumak benim görevim dedik anlaştık ama sen işimi zorlaştırıyor gibisin."
"Anlaşmadık bir kere. Sen kendi kendine gelin güvey oldun. Ayrıca burada uyuyakalmam benim suçum değil senin çocuğun çok uykumu getiriyor. Zaten onu böyle öğrendim artık uykucu diyeceğim ona."
Farkında olmadan söylediğim bir şey gözlerinin içini parlattı.
"Nasıl öğrendin hiç konuşmadık. Ben yokken ne yaptınız çok merak ediyorum."
Onu böyle heyecanlı görmek beni de heyecanlandırdı ve dikkatimi dağıttı.
"Ben adliyede bir kaç kez uyudum ama hiç farkında değilim. Benim katip bu kadar uyumanın normal olmadığını söyledi. Dosyaların yarısını başka savcıya devretmemi önerdi. Ben gerek yok falan dedim bu kız bana sürekli bitki çayı getirmeye başladı. Kıza dedim bana bunlar uyku yapıyor olmasın. Meğer kızın halasının gelini hamileymiş sürekli de yorgunmuş aynı benim gibi beni de hamile sanmış. Ben yanlış anlamışsın falan dedim çevirdim olayı ama benim içime bir kurt düştü bir kere."
Ben konuşurken ağzıma tıkılan yemeklere artık dur demenin vakti gelmişti.
"Ay yeter bana yedirdin bir tencereyi kendin tadına baktın mı tuz yerine şeker katmışsın şeker komasına gireceğim senin yüzünden."
Hemen ağzına bir kaşık attı. "Ne şekeri, şeker falan katmadım tuzu paketten kattım zaten. Ee şekerli değil bu. Tadını mı beğenmedin?"
Ciddi ciddi dururken birden attığım kahkaha onu şaşırttı.
" Yaa çok tatlısın. Bal gibi yemek yapmışsın şaka yaptım. Artık yemekleri hep sen yapıyorsun sanırım."
"Hahaha hiç komik değil. Sana ceza olsun diye yarın sabah menemen yapacağım."
Hemen sırnaşma moduna geçip kollarımı boynuna doladım. "Ama çok midem bulanır çocuğun karnımda çalkalanır. Bir de üstüne kusmam da çok olası."
"Yine döndün on yaşına. Hadi laf karıştırma anlat."
"İşte öyle anladım zaten. Eve gidince adet günlerimi düşündüm sen göreve gittiğin zamanlar bir düzensizleşiyordu zaten o yüzden önemsememiştim ama bir ayı geçmişti. Artık gerginlikten mi bilinmez tam o aralar mide bulantıları da başladı. Bende geç olmadan hastaneye gittim. Doktora sordum nasıl olduğunu, ilaç kullandığımı falan söyledim. Genellikle ilişkiden bir kaç hafta önce düzenli kullanmayı tavsiye ettikleri bir ilaçmış kullandığım, bende aklıma geldikçe kullanınca pek etki etmemiş. Sonra işte sen gelene kadar olanlar malum."
Yüzüme gelen saçları kulağımın arkasına sıkıştırarak burnumun ucunu öptü. "Benim güzel karım, neler yaşamış? Hiç benim yardımcı olmama izin vermeden neler üstlenmiş? Bana söylemediği daha neleri varmış acaba?"
Bahsettiği ilk bebeğimizdi. Geçen şu bir hafta yaptığı bir de buydu. Her fırsatta laf sokmak.
Ama ilk defa bu kadar net ve kırgın söylemişti. O an güvenini kırdığımı, aramıza ne kadar büyük bir uçurumun girdiğini daha iyi anladım. Bunu yapmış olmak yüreğimde yer edindiği gibi boğazımda da koca bir yumruya sebep oldu. Yutkunamadım.
"Barış... Sevgilim, sana kasıtlı söylemediğim bir şey değildi. Söyleyemediğim, ertelediğim... Bak başta çok korktum..."
Sözümü kesmeden önce biraz geri çekildi. Aslında az gitti ama ben tamamen gidecek sandım o an eline yapıştım hemen. "Ben seni korkutacak ne yaptım? Neden korktun benden bu kadar, yıllarca bir bebek kaybettiğimizi saklayacak kadar?"
"Seni babam büyüttü sayılır onun gibi beni zayıf görürsün sandım. Zaten o dönem apar topar evlenince çok kötü bir psikolojideydim babama verdiğin sözü tutmak için benimle evlendin gibi geliyordu beni bırakırsın diye çok korktum. Karnımdaki bebeğe bile bakamayan zayıf ve gereksiz bir kadın gibi görürsün, bırakırsın beni sandım. Sonra bunun yanlış olduğunu anladım beni ne kadar sevdiğini hissettim babam gibi zorunlu bir sevgi olmadığını fark ettim. Ama kendimden utancım da vicdan azabım da hiç fırsat vermedi sana söylememe. Korku değil utancım söylememe engeldi."
Lafımı bölüp beni yanlış anlamasın diye o kadar hızlı konuşmuştum ki dilim damağım kurumuştu. Ben tutmaya çalıştığım yaşlarımı yutsam susuzluğum geçer mi diye düşünürken Barış beni anladı bir bardak su doldurup masaya bıraktı. Ben suyu kana kana içerken Barış sessizliğimize son verdi.
"Her şeye tamam. Zaten senin bir bakışından her şeyi anlarken bunca zaman bunu nasıl anlamdım diye kendime kızıyorum. Ama bir şey merak ediyorum: Nohut tanemiz bize katılmasaydı, kendi isteğinle ne zaman söyleyecektin veya söyleyecek miydin?"
Aslında bunun cevabı hem evetti hem de hayır.
"Tabi ki söylemek istiyordum ama ne zaman söyleyebilirdim bilmiyorum. Seni üzmek istemedim. Özür dilerim her şey için çok utanıyorum. Bir kaç gündür hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorum, davranıyorsun ama buna gerek yok içinde ne varsa dök bitsin."
"İçimde ne varsa hepsi kendime. Sana söyleyecek kızacak bir şeyim yok. Sadece söylemediğin için kırgındım ama onu da anlıyorum. Sen de kendine yüklenme daha fazla Allah öyle yazmış senin haberin bile yokmuş ne yapabilirdin ki. Ayrıca daha çok gençtin seni böyle bir şeyle yalnız bıraktığım için asıl suç benim."
Hemen sarıldım ona. Üzülmesi diye söylemeye korkmuşken kendini suçlamasına dayanamazdım. "Sen de yüklenme kendine senin de haberin yoktu."
Beni iyice kucağına çekti. "Tamam anlaştık o zaman artık kendimizi suçlamak yok. Utanmak ve birbirimizden bir şey saklamak da yok tabi ki."
Dudaklarına tüm derdini ve derdimi alacak bir öpücük bıraktım. "Anlaştık!"
...
✨6 ay dedik 10 ay oldu. Buradan benim sözüme güvenilmeyeceğini anlıyoruz sanırım.
Ama geç olsun güç olmasın diyerek bu kısacık bölümü sizlerle paylaşıyorum. Bu hafta içinde daha uzun bölümlerde görüşeceğimizi de söylemek isterim. (bana güvenilmez dedikten iki saniye sonra)
Öncelikle sabırla bekleyen takipçilerime teşekkür ediyorum ve yorum atmalarını istiyorum tabi ki yıldızlar da güzel ama yorumlar benim için her zaman daha değerli oldu farklı görüşleriniz varsa da bunları da saygı çerçevesinde bildirmenizi isterim.
Sonralıkla ise umarım zevkle okuduğunuz bir bölüm olmuştur yeni bölümlerde görüşmek dileğiyle...
~Pandora_k16✨

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız mıyız?
Historia Corta"Sana bir kötü bir de çelişkili olan iki haberim var ve nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum." "Çelişkili derken?" "Yani aslında beni mutlu eden iyi bir haber ama senin nasıl tepki vereceğini tahmin edemiyorum." "Seni mutlu ediyorsa benim için kötü ola...