♔︎ 13

62 6 0
                                    

Kahverengi ve ışıkta parlayan heybetli atıyla saraya gidiyordu. Saçları aldığı rüzgarla birlikte uçuyor, tertemiz yüzü ortaya çıkıyordu.
Oldukça kararlı gözleri, yüzüne dağılan çilleri ve salınan sarı saçları onu özgüvenli hissettiriyordu.
  Atını durdurarak aşağıya atladı ve askerlerine Delhin'i emanet edip emin adımlarla saraya yürüdü.
Merdivenlerden çıktıktan sonra içeriye girdi ve babasının karşısında durdu.
"Lordum, Hwang Hyunjin ile alakalı konuşmaya gelmiştim."
"Şu bir anda ünlü olan çocuk mu?"
"Onun aranmasını istiyorlar, neredeyse şehir karıştı ve içeriye bir çete sızdığına eminim. Birşey yapmayacak mısınız?"
"Bu gereksiz olay için birşey yapmamı mı istiyorsun sen?"
"Evet lordum."
"Yapacağım tek şey Kral'dan önce davranarak o adamı öldürmek olacak Felix"
"Ama..onu öldürmendeki amaç ne?"
"O Kral'ın oğlu Lee Felix. Kral bile onu tanımazken, ben yüzünü oldukça iyi hatırlıyorum! Oğlunu feda ettiğini sanıyordum ama yaşıyor demek ki. Onun yıllar önce yapamadığını ben yapacağım."
"Öldürmek zorunda mısın baba? Tahtın bu kadar mı önemli senin için!"
"Ah, oğlum. Abinden sonra şehirin başına geçtiğinde sende anlayacaksın önemli olduğunu. Sadece biraz fedakarlık..."
"Bu fedakarlık değil baba! Daha tanımadığın bir insanı öldüreceğinden bahsediyorsun, tüm şehir onun peşinde. Keşke intikam uğruna bunu bırakıp şehrindeki çete ile de ilgilensen!"
Felix sinirlenmişti, dendiği gibi babasının amacı ilk baştan beri o günahsız bebeği öldürmekti. Babasına karşı hadsizlik gösteren Felix'e karşı Lord Min, dediklerini birdaha söylemesini istermiş gibi yüzüne bakıyordu.
"Benim karşımda nasıl söylersin bunları?"
"Kral olmadığın için mutluyum baba, o zaman kim bilir kendi oğluna nasıl muamele yapardın!"
Bir kahkaka salan Lord, oğlunun yüzüne baktı ve alay ederek konuşmaya başladı.
"Madem bu kadar üzülüyorsun şehirin için, çeteyi anlat biraz!"
"5 kişiler, bir tanesinin yüzünü kendi gözlerimle gördüm, Hyunjin'i yaralayanı. Onları bulmamız lazım, yoksa içimizden sürekli insan öldürecekler. Hatırlamıyor musun ayaklanmayı?"
"Evet hatırlıyorum"
"Bunların Kral'ın adamları olmadığı ne malum?"
"Hayal gücüne hayranım evlat"
"Sen işini dalgaya almaya devam ettiğin sürece baba, Kral olmayı bekleme bile."
Sinirle son sözlerini söyleyen Felix, Lordun önünde bile eğilmeden hızlıca yumruğunu sıkarak arkasını dönüp gitti.
Onu almak isteyen askerlere karşı Lord eliyle askerlerine durmasını söyledi ve bu sinirle bürünmüş oğlunun arkasından bakakaldı..
İçinden şunları geçirdi..
"Büyüdün evlat.."

~

Felix abisiyle çete mevzusunu konuşurken, konuyu kimsenin duymamasına da özen gösteriyordu.
"Peki biz çeteyi araştırırken Hyunjin ne olacak abi?"
"Yapılması gerekeni yapıp Kral'a göndereceğiz."
"Nasıl? Nasıl yapabiliriz!"
"Bana bak sen, bu aralar onun hakkında çok endişeleniyorsun? Artık cidden şüphe duymaya başladım, şu çocukta neyi etkileyici bulduğunu hala anlamadım."
Ah bir bilse, ölümüne derin bakan gözlerinin huzur vericiliği, teninin güzelliği, sesindeki o ton, kıpkırmızı saçlarının yüzünün önüne dağılması etkilemişti Felix'i..
Sahiden düşündü, onu etkileyen bu kadar çok şey varken Hyunjin ne düşünüyordu? Onun sarı saçlarından, yüzündeki çillerden ve bebeksi yüzünden etkilenmiş miydi? Aklına bunlar takılınca "sadece ben miyim?" diye düşündü.
"Hey! Daldın gittin, yoksa canın kimchi mi çekiyor?"
Dalan Felix  gözlerinin ilerideki kimchi satan tezgahta olduğunu yeni farkettiğinde, tekrardan abisine döndü.
"Hayır, birşey düşünüyordum."
"Madem çeteyi bulmak istiyorsun, içlerine sızman lazım kardeşim"
"Ben mi?"
"Başka kim olacak salak"
Neden ben der gibi bakan Felix, bakışlarıyla abisinden birşey rica ediyormuş gibi gözüküyordu.
"Ne? Ben mi gideyim? Asla!"
"Hadi be abi"
"Eğer kılık değiştiriyorsan değiş, Hyunjin hakkında da endişen varsa bir seferlik ben halledebilirim"
İstediğini alamayan ve somurtan Felix, son birşey daha söyleyip arkasını dönerek Hwang'ın yanına gitti.
"Düşüneceğim!"

Hwang'ın olduğu hana geldiğinde evde onu bulamayınca endişelendi. Etrafı arayınca ondan bir iz göremeyen Felix son çare adını haykırdı.
"Hyunjin!"
Hala bağırmasına rağmen ses yoktu. Bağırmayı kesip arka taraflarındaki ormana girmeyi düşündü.

Yavaş yavaş giderken kulağına kılıç sesleri geliyordu, daha çok ilerleyince sesler arttı.
Ormanın ortasına vardığında Hyunjin'in elinde bir katana ile üç kişiyle savaştığını gördü. Bir süre bunu seyretmeyi seçti..
Üç tane kırmızı hanbok giymiş ve yüzlerini kapatmış kadınlar, onu öldürmek için ant içmiş gibi kılıç savuruyorlardı.
Bu kadınları daha önce gördüğünü hatırladı.

Bir tanesinin göğsüne kılıcını geçiren Hyunjin, ter içinde kalmıştı. Her iki yandan saldıran kadınlara karşı geriye çekilmiş ve savurdukları kılıçlardan son anda kurtulmuştu.
Kılıcını havada sallayarak yanından tam önüne geçen kadının karnına kılıcını batırmak istemişti fakat kadın savrularak sadece bir sıyrık almıştı. Aldığı sıyrıkla yere çömelen ve sersemleyen kadın destek için kılıcını yere saplamış ucundan tutuyordu.
Onu öldürmek isteyen Hyunjin yakınına geldi ve aldığı büyük nefeslerle birlikte kılıcını kaldırdı.
O sırada Felix onu arkasından vurmak isteyen kadını farkedince, kılıcını belinden çıkarttı ve Hyunjinin sırtına kılıcını saplayacakken o erken davranarak kadını darbesiyle yere serdi.
Hyunjin acele bir şekilde kılıcıyla önündeki kadının karnına hedef alarak kan akıttığında, deriyle buluşan ve kana bulanan kılıcını çekip arkasındaki yabancının boynuna tuttu.
Onun Felix olduğunu anladığında kılıcını geri çekti. Nefes nefese kalmıştı ve terleyen saçları yüzüne yapışmıştı.
"Bu kadar iyi kılıç kullandığını bilmiyordum Hwang"
"Burada ne işin var?"
"Sana sormak lazım."
"Saklanırken etrafı sardılar. Bende gizlice evden çıkıp ormana geldim, kılıcıyla yerdeki yaraladığı yabancıları gösterdi, "sonuç bu."
"Seni gerçekten öldürmeye niyetli gibiler."
"Bunlar şehire gelen yabancılardan farklı. Sanki Kral'ın yapacağı birşey değil gibi de..."
Kafa karışıklığı yaşayan Hyunjin'in cümlesini Felix bitirdi.
"Babamın yapacağı iş gibi."
"Seni öldüreceğinden çok emindi Hwang!"
"Baban benim ölümümle niye tatmin olsun Felix?"
"Çünkü sen gerçekten Veliaht Prens Hwang Hyunjin'sin."
"Buna ben bile inanmazken sen nasıl inandın aklım almıyor."
"Sana kanıt gösterebilirim."
"Bekliyorum"
"Leydi Han-na!"
Hyunjin'in yüzüne bakarak bir isim çağıran Felix'in ardından karanlıklardan bir kadın belirdi.
Ne zamandır orada olduğu bilinmez, kararlılıkla Hyunjin'in karşısına geldi.
"Sen kimsin?"
"Kral'ın sağ kolu"
Bunu duyan Hyunjin kılıcını gelenin boynuna doğrulttu.
"O zaman bu insanlarla alakan var mı?"
"Kılıcını indir, sana yardım etmek için buradayım."
Hyunjin kanlı kılıcını usulca geri çekti..
"Benim sayemde yaşadın Hwang Hyunjin. Yıllar önce baban seni toprağa vermem için emir vermişken ben sana kıyamadıp öldürmedim."
"Neden bahsediyorsun?"
Tüm denilenlere inanmayan Hyunjin'e hikayeyi bir çırpıda anlattılar, hikayenin sonunda Hyunjin'in yüzünde seçilemeyen bir üzüntü vardı.
Tüm gerçekleri öğrenen Hyunjin'in gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı..
Besbelli ağlıyordu, küçükçe döktüğü yaşlar gittikçe büyümüş ve sele dönmüştü.
Karşısında ağlayan bu adama dayanamayan Felix tüm sevgisiyle ona sarılmış, kılıcı ellerinden atıp Hyunjin'in saçlarını okşamaya başlamıştı..
"Seni seviyorum Hwang Hyunjin, seni seviyorum..."

Tüm olanlarla yüreği yumuşayan Leydi Han-na, gözlerini silmiş ve hikayesine devam etmişti.
"Sadece Lord Min'in ve onun özel askerlerinin bildiği birşey var. Buna bende dahilim"
Babasının sesini duymasıyla Felix, Hyunjinden ayrılıp gözlerini ona dönmüştü.
"Bunu sana söylemem gerek diye düşündüm
"Babanın askeri değildim ama yaptığı herşeyi görmüştüm Felix
"Annen nasıl öldü?"
"Savaşta kaybettik."
"Peki sen bu anı gördün mü?"
"Hayır bana hep öyle söylendi."
"Yalan Felix. Anneni savaşta kaybetmediniz. Anneni baban öldürdü, sen doğduğun andan itibaren kokuna doyamayan anneni öldürdü"

Devam edecek...

(Bu bölümü yüklerken çok sıkıntı yaşadım, bir türlü kaydetmediği için yayınlamakta zor oldu benim için. Ama son çare kurtarabildim ᕙ⁠(͡⁠°⁠‿⁠ ͡⁠°⁠)⁠ᕗ.)

(Bu arada Felix gerçeği öğrendi, siz ne düşünüyorsunuz bunun hakkında?
Bütün suçları babasının üstüne yüklediğim doğrudur aorjzkheks)

(Changbin bebegime çok fazla suçlu muamelesi yapmak istemediğim için onun üstüne çok şey yüklemedim :[
Dusuncelerinizi merak ediyorum)

~Kral'ın Kayıp Oğlu~ {Hyunlix- BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin