♔︎ 6

81 7 1
                                    

Hyunjin giydiği kıyafetlerin üstüne kalın bir pelerin geçirmiş ve başını da örtmüştü kim olduğunu belli etmemek için.
Babasının yanından ayrıldı ve pazara doğru yola çıktı.

***
"Emin misin oğlum bunu  yapacağından?"
"Eminim baba. Bana okumu ve yayımı vermen yeterli.."
"Söylentileri yanlış göstermek istemiyor muydun? Kimseyi öldürmediğini.."
"Öldürmeyeceğim zaten. Sadece güvende olmak istiyorum."
"Lee Felix'i atlatabilmemin tek yolu bu. Aslına bakarsan, zorluk çıkartırsa ya o ölür ya da ben."

***

Pazara şüphe çekmeyeceğini bilerek gelen Hyunjin, sırayla tüm tezgahları gezmeye başladı.
Etrafı kolaçan ettiğinde karşıdan Lee Felix'in usulca pazarı gezdiğini gördü ve yüzünü iyice sakladı.
Yanında bir kişi daha vardı, Felix'in yüzüne göre oldukça olgun bir yüzü olan bu kişinin kaşında da bir yara izi kendini belli ediyordu.
Disiplinli gözüküyordu ve ellerini arkasına atmış Felix'e eşlik ediyordu.

Hyunjin içinden şunları geçirdi..
"O kim ki acaba?.."

Pazarı sakince gezen Lee Felix, ileride alım satım yapan garip bir insan gördü ve gülen yüzü birden ciddiliğe büründü.
"Abi, sen burada kal."
Elini kılıcına götürerek yavaşça ilerledi...

Hwang Hyunjin mutlulukla suratını yanına dönmesiyle karşısında duran adamla ve onun yüzüne doğrulttuğu kılıçla yüzleşince endişelendi ve arkasını döndü.
"Önünü dön!"
Hyunjin bu emiri dinlemedi ve arkası dönük bir şekilde olduğu yerde kaldı.
Felix'in abisi Bang Chan ise ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışıyordu.

Felix onu dinlemeyen bu kişinin omuzundan tutarak kendine döndürdü ve üzerindeki pelerini sinirle tek hamlede çıkarttı.
Karşısındaki kişi pembe etekli bir hanbok giymiş ve saçlarını çubuk yardımıyla topuz yapmıştı. Kıyafetleri kadın kıyafeti olmasına rağmen yüzü çok tanıdıktı.

Hyunjin incelttiği sesiyle karşısında konuşmaya başladı.
"Bir hanımefendiye bunu nasıl yaparsınız!"
"Prensle nasıl böyle konuşursun, Hwang Hyunjin?"
Hyunjin durumu toparlamak istercesine kekeleyerek;
"Benim ismim Onjo!"
dedi.

"Senin Hwang Hyunjin olduğunu biliyorum. Yüzün sanki hafızama kazınmış gibi, o yüzden kadın kılığında beni kandıramazsın."
Hwang Hyunjin bir nefes verdi ve normal sesiyle konuştu.
"Pekala, evet benim. Ne yapacaksın? Benden bilgi alamadın diye öldürecek misin? Durma o zaman!"
Bütün halk pazarın ortasında hesaplaşan iki gence bakıyordu.

Felix kılıcını Hyunjin'in boynuna biraz daha dayamışken tüm pazarı inleten bir ses duyuldu arkasından.
"Hayır! Oğluma zarar vermeyin"
Yaşlı bir adam koşarak prensin ayaklarına kapanmış ve yalvarıyordu.
"Baba..kalk lütfen"
Hyunjin yerden babasını kaldırmak isterken Felix kılıcıyla onun eğilmesini engelledi ve yüzüne sinsice bir gülüş kondurup gözlerine doğru konuşmaya başladı.
"Hani babanı kaybetmiştin?.
Benden sana inanmamı mı bekliyorsun birde?"
Hyunjin yüzünü ekşitmiş ve bir of çekmişti. Karşısındaki küçük prense ne anlatsa yaramayacağının farkındaydı, biraz bekleyip ellerini yukarı kaldırdı ve teslim olduğunun işaretini verdi.
Tam Felix kılıcını indirip onu alacakken ellerini arkasına götürüp yayını ve okunu çıkardı.
Felix şaşırmıştı ve abisi yanına koşmuştu. İkiside kılıçları hazır karşılarındaki bu kırmızı saçlı gence karşı duruyorlardı.
O sıradan genç ise yayını Felix'e karşı tutuyor, nişan almaya çalışıyordu. Konuşmaya başladı ve;
"Lee Felix, seninle yalnız konuşacağım. Eğer, babama zarar verirseniz ya da biz gidene kadar kıpırdarsanız onu öldürürüm."dedi.
Lee Felix başka yolu olmadığını farketmişti ve harekete geçmek isteyen abisini durdurmuştu.

"Abi, yalnız gideceğim."
Hyunjin gülmüştü, ama artık tüm saraya karşı düşmandı.
İkisi birlikte köy ve şehirin arasında bulunan ıssız ormana doğru hareket etmeye başladı.
Sonunda kimsenin görmeyeceği bir yere geldiklerinde davalarını halletmek için ilk önce Felix bir soru sordu.
"Beni neden buraya getirdin?"
"Beni takip etmen hoşuma gitmiyor Prens. Üstelik baban tarafından şımartılmış olduğundan pek bir inatçısında."
Felix sinirlenerek yerinden hareket etmek isterken Hyunjin ona engel oldu.
"Sen nasıl bunları söylersin!?-"
"Hareket etme Felix. Elimdekileri ben yaptım. Konumuza dönecek olursak, senden bir isteğim olacak."
"Ne istiyorsun? Para mı?, Ev mi?"
"Hayır, soyadını istiyorum Lee Felix. Bana soyadını vermeni ve seninde benimle aynı soyadını almanı istiyorum"

Devam edecek...

~Kral'ın Kayıp Oğlu~ {Hyunlix- BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin