♔︎ 7

68 6 0
                                    

[Bu bölümü bir şarkı etkisinde yazdım. Buraya bırakıyorum, dinleyerek okursanız etkisinin artacağını düşünüyorum.
Isabel LaRosa- "i'm yours(speed up)]

"Ne?"
"Madem bunu yapıyorsun bana borç ödeyeceksin. Benim soyadımı al Lee Felix."
"N-Ne saçmalıyorsun ulan?"
"Bunun için soyadını kaybet Felix. Yoksa gerçekten şurada seni öldürmekten geri durmam, ha istemiyorsan şöhretini birdaha düşün."
Felix oldukça şaşırmıştı, karışsında onun tam göğsüne ok tutan adam onunla aynı soyadına sahip olmak istiyordu.

Şu ana kadar gözleri keskin olan Felix'in göz bebekleri bulanıklaşmış ve dolmuştu. Kılıç tutan eli titremeye başlamıştı, kırmızı saçlı genç ona öyle bakıyordu ki...
Kendini onun ölümüne çekik gözlerine odakladı, diyecek birşey bulamadı kendinde. Kelimeler tek tek boğazında düğümleniyor ama nedenini bilmediği bir şekilde bu adama "hayır" diyemiyordu.
Tam cevap verecekken Hyunjin'in arkasından bir okun fırladığını ve bu okun Hyunjin'in sırtına isabet edeceğini farketti. Gözleri oka kaydığında ağzından küçük bir çığlık çıktı ve Hwang'ın önüne atıldı..

"Hyunjin!!"
Ok vuracağı kişiyi doğru bulamamıştı, Hwang Hyunjin'in sırtına saplanması gereken ucu demirden yapılmış keskin ok, Lee Felix'in omuzunda bir hançer gibi saplanmıştı.
Ağaçların arkasındaki yüzü peçeli ve tamamen siyahlı adam okun yanlış kişiye isabet ettiğini farkedince birden ortadan yok oluverdi sanki.
Felix aldığı yarayla küçük bir inilti çıkarttı ve gözlerini acıyla kapatarak yere düştü.
Ne olduğunu anlamayan Hyunjin'in kararlılıkla tuttuğu yay elinden düşüvermişti. Bir çırpıda arkasını dönerek yerde yatan bedeni farketti.
Omuzu kanlar içinde ve gözleri yarı açık olan Prensi görünce ilk işi yere eğilerek onu kontrol etmesi olmuştu. Onu kendi okuyla öldürmek üzereyken, kurbanın üzerine yabancı oklar isabet edip hayatından endişe duymasını sağlamıştı.
Lee Felix'in başındaki şapka yere düşmüş ve sarı saçları ortaya çıkmıştı, Hyunjin'in kucağında yatan başı ağrıyordu.
Hyunjin endişeyle onun yüzüne bakarak uyandırmak istercesine elleriyle Felix'in yanaklarına  vuruyordu.
"Felix, kendine gel."
"Kendine gel dedim! Ölemezsin!"
Oldukça endişelenen adam, Felix'in gözlerini kapatmasıyla küçük bir çığlık atmıştı ve gözleri dolmuştu.
"Felix!"
Yapacağı tek şeyi düşünüp, onu kucakladı ve okunu da orada bırakarak Felix'i şehire götürmeye başladı.
Felix'in eli hareketsiz, şuursuzca sallanıyordu. Başı Hwang Hyunjin'in göğsüne gömülü ve bayılmış bir şekildeydi.
Hyunjin kucağında bir okla yaralanmış prensle girince halk şaşırdı ve prensin yanına ilk koşan abisi oldu. Muhafızlar küçük prensi aldılar ve şifahane'ye götürdüler, geriye birtek elleri kan içerisinde olan endişe dolu Hyunjin kalmıştı.
Abisi korumaları çağırdığı anda onu tutukladılar...

~

Keskin bakışları ve sinirli yüzüyle ona bakıyordu..
Karışsındaki ise endişeli gözlerle ona sorulacak soruları bekliyordu.
"Kardeşime ne yaptın?"
"Ben yapmadım."
"Herkes yanında ok taşıdığına şahit. Onu senin yaraladığın şüphesiz."
"Ben yapmadım diyorum. Ona seçmesi için seçenek sundum, amacım onu gerçekten öldürmek değildi."
"Sana inanmamı nasıl bekleyebilirsin. Kayboldu dediğin baban herkesin önünde yalvardı, şimdi de oku senin atmadığını söylüyorsun."
"Benimle derdiniz ne ya? O köyden geldim diye suikastçı mı oluyorum?"
"Şuana kadar değildin."
"O zaman kardeşine beni takip etmemesini söylemeliydin."
"Haklısın, o senin kadar sakin değildir. Benim kardeşim tez canlı."
"İsterseniz omuzuna saplanan okun benimkiyle uyup uymadığına bakabilirsiniz."
"Eğer sen yaptıysan, bunu sana çok fena ödetirim yabancı. Benim yapmamla kalmaz, koca şehirde tanınan prensi vurdun diye lordum da cezanı verir."
"Hay..."
Hyunjin elleriyle başını ovdu ve ne yapması gerektiğini düşündü. Prens Lee Felix ifade verene kadar onu ayrı bir hücrede tutacak ve salmayacaklardı.
"Ne yapacağım!"
Başını derde sokmanın verdiği sıkıntıyla yüzünü ekşitti.

Eğer Lee Felix yalan ifade verirse, ne yapacaktı?

Devam edecek...

(Hikaye hakkında yorumlarınızı görmek yazmam için beni motive eder.<3)

~Kral'ın Kayıp Oğlu~ {Hyunlix- BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin