♔︎ 18

60 6 2
                                    

Kan ter içinde koşan Felix'in gözlerinden yaşlar akıyordu. Saatlerce sevdiğinin ismini haykırmıştı bomboş ormana, ses yoktu. Ona dair bir gölge bile göremiyordu. Yorulan genç durdu ve elleriyle dizlerini tutarak nefes almaya çalıştı.

"Seni, canım pahasına bulacağım Hwang Hyunjin.."
Yeniden güç kazanan ve gözlerini önüne diken Prens, heryeri köşe bucak arıyordu.
Tam ilerleyecekti ki önünde bir insanın gölgesini görmesiyle gözlerinin ışığı geri geldi, onun Hyunjin olması umuduyla yaklaşan Felix endişeliydi.
Karartı elindeki yayıyla durmadan ok atmaya çalışıyor ve bir ağacın arkasına saklanıyordu.
Lee Felix ağacın arkasına geldiğinde bunun Hwang Hyunjin olduğunu gördü ve elini omuzuna koyarak ona karşı güldü.
Omuzuna koyulan bir el ile irkilen Hwang Hyunjin başını sağ tarafına döndüğünde o gecenin karanlığında parlayan Prens'in yüzünü gördü, ve zorla gülümsedi.
Kırmızı saçlı ve derin bakışlı genç, oldukça yorgun gözüküyordu.
Felix ile biraz daha uzağa kaçtıklarında ortamda sadece ikisi kalmıştı. Felix acı içinde duran Hyunjin'e meraklı gözlerle bakıyordu.
"Hyunjin.. yorgun gözüküyorsun?"
Dediği şeyin ardından karnına sarılmış kıyafetlerin kana bulandığını farkeden Felix, telaşla elini orada gezdirdi. Kıyafeti açan Felix'in Hyunjin'in pürüzsüz bedeninde durmadan kanayan bir yara görmesiyle suratı düşmüştü.
"Ben iyiyim Felix."
"Hiç öyle durmuyor..tedavi edilmesi lazım."
"Peşimizdeler Felix *genç acıyla ağzından bir inleme çıkardıktan sonra devam etti*
Buradan kurtulmamiz lazım."
"Haklısın"
Sohbetin devamını getiremeyen iki gencin lafını uzaklardan gelen ve yakınlaşan ayak sesleri kesmişti. Felix kılıcını çıkarttı ve Hyunjin de zorla kalkarak savaşmayı göze aldılar.
"Hyunjin, yaralısın. Ben halledeceğim."
"Karnımda açılan bir deliğe katlanabilirim Prens"
Felix birşey demeyerek karşısına düşmanlarının gelmesini bekledi. Gelen kişiler beklediği kişiler olmayınca şaşırmıştı..

Karşısında tüm çete üyeleri, ve onların önünde Kral Changbin bulunuyordu. Changbin'in yanında ise mahcup bir ifadeyle duran Leydi Han-na vardı. Felix'in en çok şaşırdığı şey ise, babasının da orada bulunmasıydı.
Şaşkınlığını yüzünden silerek Kral'a hitap etti..
"Demek oğlunu öldürmek için ta buralara geldin Kral Changbin"
"Çeteyi ele geçirmek için sarayın içine girmek cesur bir hareketti Prens Lee Felix."
Lee Felix sinirliydi, şimdi sormak istediği tüm soruları Leydi Han-na'ya soracaktı.
"Çete lideri Leydi Han-na! Seninle planlar yapmıştık, bana herşeyi anlattın. Beklenmedik bir şekilde benim şehirime zarar veren kişilerin lideri çıktın, yaşadığım hayal kırıklığını ve intikamı düşünebiliyor musun?"
O yüzünden sertlik akan Leydi'nin gözlerinden küçük yaşlar akıyor ve güçsüz bir şekilde ayakta durmaya çalışıyordu.
"Felix, beni dinlemelisin."
"Seni yeteri kadar dinledim Han-na, bana sevdiğim adamı ve beni koruyacağına söz vermiştin. Babam hakkında söylediğin şeylere nasıl inanmamı beklersin?!"
Felix'in söylediği şeylerle tüm gözler Han-na'ya dönmüş, üstelik çete üyeleri hayret etmişti.
Kral Changbin sinirlenmiş ve kılıcını çekerek Han-na'nın boğazına tutmuştu.

Tüm bunlar yaşanırken kılıcıyla dört bir yanla savaşan Bang Chan yorulmuştu ve kolundan küçük bir sıyrık almıştı. Kral Chang-bin'nin adamları şehire saldırmış ve bir savaş çıkartmışlardı. Askerlerin çatıştığını gören Bang Chan hızlıca ormana doğru koştu ve kardeşini bulmak için adımlarını hızlandırdı..

Karşı karşıya duran kişilerin arasında birden Bang Chan görülmüştü. Felix abisinin geldiğini görünce ona dönüp ağzından şu kelimeyi döktü..
"Abi.."
Tam fırsatı bulan Lee Min kılıcını çıkarttı ve Hyunjin'e doğru koştuğu sırada onların incinmesini istemeyen Leydi Han-na eliyle boğazındaki kılıcı iterek Hwang'ın önüne atılmıştı.
Tam karnına saplanan keskin kılıçla birlikte kanayan eliyle karnını tuttuğunda ağzından kan akmaya başlamıştı..
Lee Felix ne kadar ona kızgın olsa da şaşkınlıkla bağırdı.
"Han-na!"
Lee Min eliyle oğlunun çenesini tuttu ve yaşlı gözlerini ona odaklanmasını sağladı.
"Doğru oğlum. Annenizi ben öldürdüm, sen doğduğun anda kokuna doyamamış o kadıncağızın canını aldım."
Bu sözleri kendi babasının ağzından duyan Felix, iki adım geriye gitmişti titreyerek..

~Kral'ın Kayıp Oğlu~ {Hyunlix- BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin