Alazla konuşmamızın ardından ofisten çıktım.
Masama doğru giderken masama yaslanmış bir şekilde Merti buldum.Gülümseyip
"Bir şey mi söyliyeceksin"
Bana öfkeyle karışık gözleriyle alayla güldü"İlla bir şey söylemem mi gerek!?.Neyse neden ofisten geç çıktın?"
Ona şaşkınca bakıp"Neden soruyorsun merak ettiysen Alaz konuşmak istedi onunla konuştum."
Yaslandığı masadan doğrularak"Ne konuştunuz?"
Ona şüpheyle bakıp gözlerimi kıstım alayla gülüp
"Acaba ne yapıcaksın sorabilir miyim kusura bakmada sana hesap falan vermiyorum."
Sinirle oradan uzaklaşacağım sırada onun sesini duydum tekrar
"Öyle demek istemedim.Gece bir dur konuşalım."
Arkamı dönüp tam cevap vereceğim sırada gözüme bize bakan karakoldaki kişiler çekti.Sinirle onlara dönüp
"Hey işinize baksanıza ne diye milleti dinliyorsunuz.Önünüze dönün."
Utanç ve biraz korkuyla önlerine döndüler çünkü benden biraz olsun korkuyorlardı benim karakoldaki lakabım Kara idi adım gibi karanlığı simgeliyordum , suçlu insanları acımasızca cezalandırırım.
Benim bilmediğimi,duymadığımı zannedip hakkımda dedikodu yapıp lakap takmışlardı ama benim lakaptan haberim olduğunu öğrendiklerinde suratları utanç içinde kalmışlardı.
Görmeniz lazımdı suratlarını.
Mert kolumdan hızla çekip beni yangın merdivenine çekiştirip kapıyı kapadı ve birilernin olup olmadığını kontrol edip konuşmaya başladı
"Gece, biliyorum kırdım seni böyle sorgulamamalıydım ben senin hiçbir şeyinim özür dilerim."
Sadece hiçbir şeyinim kelimesinden sonrasını duymadım bu çümleden sonra kalbimde bir sızıntı hissettim bu kelimeye neden bu kadar tamıldım ki sadece 13 harf 5 heceden oluşan
bir şey idi.Mert hayla konuştuğunu fark edip ana geri döndüm.
"Sadece biraz....."
Ona şaşkınca bakıp"Sadece ne?"diye sordum.
Bana bakıp"Boşver"diyip hızlı adımlarla yangın merdivenlerinin kapısını açıp çıktı.Kapı sertçe kapanmasının ardından kapanan kapının ardından şaşkınca bakakaldım ne demek istedi o sadece ne ahhh beynim bunu düşünmekten yoruldu artık.
Saçlarımı elimle karştırıp yangın merdivenlerinin oradan çıktım.
Masama doğru ilerleyip Gamze'nin en son yaptığı şeyleri araştırmaya başladım.
En son aramalarına kadar araştırdım.Değişik bir şeye rastladım en son mesajlaştığı bir anonim kişi vardı.
Bu beni şüphelendirdi.O yüzden gidip bu numarayı araştırması için burada anlaştığım aynı zamanda analizci, aratştırmacı olan dedektif Işıla bu numarayı verdim.
Daha sonra Alaz'ın benimle konuştuğu mesele hakkında düşünmeye başladım.
Benimle iki kurban hakkında işkillendiği bir konu hakkında konuşmak istedi.
Nedense iki kurbanın da bulunduğu çevrelerdeki dükkanların,binaların varsa güvenlik kameralarına bakmamızı istedi çünkü kameralarda sıkıntı olabileceğinden şüphelenmiş.
Bende bu duruma işkillenmedim değildi.Hemen ceketimi astığım sandalye başından alıp Alaz'a haber verip Alaz'ın kendi arabasına binip her iki mahalledeki kameraları incelemek adına önce Gamze'nin cesedinin bulunduğu Şehitler Mahallesine gitmeye kararlaştırdık.
Yol boyunca sus pus gidiyorduk.
En sonunda bu sesizliğe dayanamamış olucak ki Alaz bana kafasını çevirip
"Sence kameralar sağlam çıkıcak mı?"
Bende bu durumdan emin olamadığım için
"Bilmiyorum bekleyip görücez."Gene bölüm sonuna geldik.....
Umarım beğenmişsinizdir bu bölümü de iyi okumalar.... Diğer bölümü de yarın yayınlıycam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Beyfendisi (Tamamlandı)
ActionProfesyonel bir katil.Katilin peşinde en iyi dedektif.... Katilin en ufak bir ipucu bırakmasını fırsat bilerek katile bir adım daha yaklaşan dedektif Gece Ak..... Bu yolda kimseye güvenmemeyi öğrenen dedektifin katili yakalaması ve Gecenin başarılı...