11.23
Dün geceden sonra gece boyu tedirginlik içerisinde uyumuştum sadece bir rüzgar esse ve cama vurup küçücük bir ses çıkarsa bile uyanıyordum.Gece boyuda akşam duyduğum sesler devam etmiştim,ama anlamadığım tarafı güneş çıkmaya başlayınca sesler kesilmişti.Dün dediğim gibi kesin bir domuzdu ve bende ürktüm.
Son tabağıda duruladıktan sonra ellerimi üstüme kurulayıp mutfaktan çıktım.Bugün biraz bahçedeki çiçeklerle ilgilensem iyi olacaktı,uzun süredir buraya gelmiyordum ve çiçekler bakımsız kalmıştı.Kapıdaki sürgüleri açıp dışarı çıktım ve ardımdan kapıyı geri kapattım.
Direk evin yanındaki çiçeklerin yanına ilerledim.Bu taraf anneannemindi burada onun en sevdiği çiçekler dikiliydi zambaklar,leylaklar,laleler ve sümbüller.Aklıma anneannem gelince yüzümü gökyüzüne kaldırdım.Ne kadar yalnız başıma olsam bile ağlamayacaktım anneanneme söz vermiştim.
"Hadi ama kızım ağlama iyiyim ben"
Diyip bana şefkatla bakan büyük anneme baktım.Ne kadar iyiyim desede biliyordum,o iyi değildi.
"Ama-"
Dememe kalmadan büyük annem tekrar konuşmuştu.
"Ama yok,ağlamaycaksın."
Bir süre karşısındaki duvara bakmış birşey düşünür gibiydi.Sonunda aklına sanki birşey gelmiş gibi gülümseyerek bana baktı.
"Hadi senle bir anlaşma yapalım,sen bir daha asla ağlamayacaksın,tek başına olsan bile.Eğer gerçektende kendi hayatınla ilgili gerçekten kötü bir sorun olursa bu eve gelip benim odamda ağlayacaksın.Ama ağlarsan anneanneni üzersin,bunu istermisin?"
Kafamı hayır anlamında sallayınca anneannem bana gülemsemiş ve gözümdeki yaşları silmişti
"Hadi ağlama artık gül bakayım"
Anneannemin dediğiyle ne kadar zorda olsa gülmüştüm anneannem gülümsemişti bunun üstüne.Birkaç dakika sonra kafası yana düşünce benim acı çığlıklarım yayılmıştı heryerde.Bu koskoca orman benim çığlıklarımla inlemişti o gün
Aklıma gelen düşüncelerle neredeyse ağlayacak olduğumu fark ettim ve kendime geldim.Uzun bir süre anneannemin çiçekleriyle ilgilendikten sonra kendi tarafıma geçmiştim.Burada sadece iki tür çiçek vardı,papatya ve siyah gül. Bu ikisi büyük bir anlam taşıyordu benim için,siyah güller hayatı temsil ediyordu ve onun kadar kötü olan insanları,papatyalar ise masum insanları.
21.30
Dışarıdan tekrardan dünki seslerin aynısı gelmeye başlamıştı.Dünde bu saatte başlamıştı ve şimdide tam saatinde başlamıştı.Bu gerçekten ama gerçekten korkutucuydu.
Sesleri daha az duymak adını ufak mırıltılarla şarkı söylemeye başladım,bunu genellikle bana anneannem yapardı ve aşırı derecede rahatlardım.Bir yandan mırıldanırken bir yandanda elimdeki bez ile tozları alıyordum.
Bir anda sert bir şekilde biri cama vurmuştu sanırım,o anın korkusuyla elimdeki biblo yere düşmüş ve tuzla buz olmuştu,hadi ama bu en sevdiklerimdendi.Anında arkamı dönüp koca cam yere baktım,biri buraya vurmuştu eminim.Bir hayvan desem olamazdı çünkü anında ortadan kaybolamazdı,bir insan desem bu saatte hangi insan dışarıda dolaşırdıki?
Yan taraftaki küçük faraşla kırık parçaları süpürüp çöpe döktüm ve içeri tekrar dönüp tozları almaya devam ettim,ne kadar uğraşsamda az önceki olaydan ve hala evin etrafından gelen ürkütücü sesler yüzünden olacakki ellerim titriyordu.Birazdaha devam edersem kesin yine birşey kıracaktım.
Bezi bir kenara bırakıp tekrardan yukarı çıktım ve odama girdim.Sesleri duymamak adına yatağımın başındaki çekmeceden kulaklığımı ve küçük müzik çalarımı aldım ve müzik dinleyerek uykuya daldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Seri Katil ve Oyuncağı(DÜZENLENİYOR)
HorrorIssız bir yerde evinizin etrafında bir seri katil olduğunu düşünü.Bu seri katil bütün ülkede aranıyor ve bu katil sonunda sizi buluyor.Beş gün boyunca evinizin etrafındaki bir seri katille oynadığınız oyun.Hayattamı kalacaksın,yoksa ölecekmisin?Deri...