24.Bölüm

152 15 25
                                    

Aliço sıkıntı ile etrafına bakıyordu Selim anlamıştı ne kadar korktuğunu ama bundan sonra buradaydı ailesine kimse zarar vermezdi 

Selim : Aliço korkma kimse zarar veremez sana 

Aliço : Evde olanları görmedim görmedim ama 

Selim : Ama 

Aliço : Elvan ölmeden bir gün önce buraya geldi geldi 

Selim : Sonra 

Aliço : Ama Cumali onu kovdu buradan kovdu. Karı koca arasında olur böyle şeyler dedi sonra Elvan öldü öldü Nermin anneyi kaç kere kovdu bide 

Selim : Bide ne Aliço 

Aliço : Karaca ve Duygu evden dışarı çıktı diye dövdü onlar Cumali 

Zaten bunca duyduklarını daha sindirememişken son duyduğu iyice bardağı taşıran son damla olmuştu. Hemen eve doğru yol almıştı gereken tedbirlerin hepsini almıştı şimdi sırada beklemek vardı 

- Kurtuluş'ların Evi - 

Karaca o kadar öfkeliydiki Azer şuan karşısında olsaydı onu boğabilirdi. Ama en çok kendine öfke duyuyordu 

Karaca : Aptalsın işte ne diye güvenirsin ki ona 

Hızla Azer'in odasına gitmiş ama kimse yoktu herşey güzel giderken neden boşanmak istemişti şimdi bunu hiç anlamamıştı. Ama Yılmaz kesin biliyordur o yüzden alt kata onun yanına gider 

Karaca : Derdine ne onun 

Yılmaz : Kimin 

Karaca : Abin olucak o gerizekalı nın işte 

Yılmaz : Ya yenge

Karaca : Yılmaz ona sinirimi senden çıkarırım ne derdi var onun 

Yılmaz : Savaş'ın ihanetini öğrendi 

Karaca : Nasıl yani 

Yılmaz : Savaş ve Cumali Koçovalı birbirlerini zaten tanıyormuş 

İşte buna gerçkten şaşırmıştı Savaş Kahraman Koçovalı'yı öldürdüyse neden Cumali ile görüşsün ki bunun detayını öğrenmesi gerekiyordu 

- Çukur - 

Bütün ev halkı uyuyordu Cumali su içmek için odasından çıkıp aşağı inmiş biranda ışıklar açılınca olduğu yerde kala kalır 

Selim : İç suyunu hadi 

Cumali : Sen nasıl 

Selim : Beni her zaman çok hafife aldın Cumali 

Cumali : Lan 

Dizine yediği sert darbe ile yere çökmüştü sesleri duyan aile üyeleride aşağı indikleride Selim'i  görmeyi beklemiyorlardı 

İdris : Sonunda annen baban aklına geldi demek 

Selim : Anne ve baba ha 

Sultan : Çıkar ağazındaki baklayı hadi 

Selim : Karıma çocuklarıma yaptıklarınızın bir hesabını verin siz önce 

İdris : Olması gereken oldu 

Selim : Olması gereken 

Kemal'e attığı bakışla İdris Koçovalı kafasına sert bir darbe almıştı Sultan koçovalı şaşkınlıkla oğluna baka kalmıştı. Aliço'da mutfaktan sıcak çorbayı getirir 

Selim : 5 yaşındaki kızımın üzerine kaynar çorba dökmüştün dimi 

Sultan : Yanlışlıkla oldu o 

Selim : Bende yanlışlıkla döküyim senin üzerine 

O ufak tencereyi üstüne doğru getirdiğinde korkuyla geri kaçmıştı Sultan hanım 

Selim : Bak nasıl korkuyorsun 5 yaşındaki çocuk nasıl korkmasın 

Cumali : LAN-

Selim : Sen sus sanada sıra gelicek. Şimdi gel bakalım sen Sultan hanım 

Sultan : Annenim ben senin 

Selim : :Karıma ve çocuklarıma yaptıklarınızı öğrendiğim saniyeden itibaren siz benim ailem değilsiniz  yürü 

Kolundan tutup alt katta kilere götürüp kapıyı kapatıp yükarı çıktığında Cumali'nin önünde durur bakışlarından resmen ateş çıkıyordu 

Selim : Hangi elin 

Cumali : Ne

Selim : Kızlarıma hangi elinle vurdun Elvan'ı hangi elinle attın kapıya 

Cumali : Kocasının yanında olması gereken yerde yabancı yere gidiyor 

Selim : Lan dayak yiyor kızcağız lan. Siz onun yaşama hakkını elinden aldınız iki çocuk sizin yüzünüzden annesiz kaldı şimdi cevap ver bana 

Cumali cevap vermimişti ama Selim onun hangi elini kullandığını hatırladığında hızla elini alıp kırmıştı

Selim : Bundan sonra dişe diş kana kan 

 O acı içinde bağırırken Selim evden çıkarken gerginlikle kendisine bakan oğlunu görünce kollarını açar. Akın'da babasına sıkıca sarılmıştı 

- Azer'in Mekanı - 

Karaca Yılmaz'dan öğrendikleri ile hemen mekana gelmişti öyle bir gerceydi ki bir türlü sabah olmuyordu. Ama Karaca bir karar vermişti artık ve onun arkasında durucaktı. Azer onu görünce baya şaşırmıştı 

Karaca : Benim tanıdığım Azer Kurtuluş kaçmazdı 

Azer : Yüzüne bakıcaz yüzüm yok 

Karaca : Eğer bir şeyden pişman değilim demiştin 

Azer : Seni sevdiğim için asla pişman değilimn ama seni mecbur bıraktığım için pişmanım hemde deli gibi 

Karaca : Sevgilim olsana 

Azer : Ha 

Karaca : Çok kibarsın ya 

Azer : Sevgili derken 

Karaca : Sana hala kızıyorum evet ama hayatımda olmanıda istiyorum ve sen bir şeylerden pişman olsan bile yanımda ol beraber yüzleşelim bununla 

Azer : Yani sen şimdi hem karım hemde sevgilimsin şuan öylemi boşanma yok 

Karaca : Yok canım varmı bir itirazın 

Azer : Yooo 

Karaca biranda Azer'in dudaklarında ufak bir öpücük kondurmuş hemen geri çekilmişti Azer ise resmen dona kalmıştı gerçek olduğunu anlamak içinde kendine bir tane tokat patlamıştı hemen. Ve gerçekti ama arada bir engel vardı yine gerçekleri tamamen öğrenmeden karısının yüzüne rahat bir şekilde bakamazdı 


ANLAŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin