Aliço sıkıntı ile etrafına bakıyordu Selim anlamıştı ne kadar korktuğunu ama bundan sonra buradaydı ailesine kimse zarar vermezdi
Selim : Aliço korkma kimse zarar veremez sana
Aliço : Evde olanları görmedim görmedim ama
Selim : Ama
Aliço : Elvan ölmeden bir gün önce buraya geldi geldi
Selim : Sonra
Aliço : Ama Cumali onu kovdu buradan kovdu. Karı koca arasında olur böyle şeyler dedi sonra Elvan öldü öldü Nermin anneyi kaç kere kovdu bide
Selim : Bide ne Aliço
Aliço : Karaca ve Duygu evden dışarı çıktı diye dövdü onlar Cumali
Zaten bunca duyduklarını daha sindirememişken son duyduğu iyice bardağı taşıran son damla olmuştu. Hemen eve doğru yol almıştı gereken tedbirlerin hepsini almıştı şimdi sırada beklemek vardı
- Kurtuluş'ların Evi -
Karaca o kadar öfkeliydiki Azer şuan karşısında olsaydı onu boğabilirdi. Ama en çok kendine öfke duyuyordu
Karaca : Aptalsın işte ne diye güvenirsin ki ona
Hızla Azer'in odasına gitmiş ama kimse yoktu herşey güzel giderken neden boşanmak istemişti şimdi bunu hiç anlamamıştı. Ama Yılmaz kesin biliyordur o yüzden alt kata onun yanına gider
Karaca : Derdine ne onun
Yılmaz : Kimin
Karaca : Abin olucak o gerizekalı nın işte
Yılmaz : Ya yenge
Karaca : Yılmaz ona sinirimi senden çıkarırım ne derdi var onun
Yılmaz : Savaş'ın ihanetini öğrendi
Karaca : Nasıl yani
Yılmaz : Savaş ve Cumali Koçovalı birbirlerini zaten tanıyormuş
İşte buna gerçkten şaşırmıştı Savaş Kahraman Koçovalı'yı öldürdüyse neden Cumali ile görüşsün ki bunun detayını öğrenmesi gerekiyordu
- Çukur -
Bütün ev halkı uyuyordu Cumali su içmek için odasından çıkıp aşağı inmiş biranda ışıklar açılınca olduğu yerde kala kalır
Selim : İç suyunu hadi
Cumali : Sen nasıl
Selim : Beni her zaman çok hafife aldın Cumali
Cumali : Lan
Dizine yediği sert darbe ile yere çökmüştü sesleri duyan aile üyeleride aşağı indikleride Selim'i görmeyi beklemiyorlardı
İdris : Sonunda annen baban aklına geldi demek
Selim : Anne ve baba ha
Sultan : Çıkar ağazındaki baklayı hadi
Selim : Karıma çocuklarıma yaptıklarınızın bir hesabını verin siz önce
İdris : Olması gereken oldu
Selim : Olması gereken
Kemal'e attığı bakışla İdris Koçovalı kafasına sert bir darbe almıştı Sultan koçovalı şaşkınlıkla oğluna baka kalmıştı. Aliço'da mutfaktan sıcak çorbayı getirir
Selim : 5 yaşındaki kızımın üzerine kaynar çorba dökmüştün dimi
Sultan : Yanlışlıkla oldu o
Selim : Bende yanlışlıkla döküyim senin üzerine
O ufak tencereyi üstüne doğru getirdiğinde korkuyla geri kaçmıştı Sultan hanım
Selim : Bak nasıl korkuyorsun 5 yaşındaki çocuk nasıl korkmasın
Cumali : LAN-
Selim : Sen sus sanada sıra gelicek. Şimdi gel bakalım sen Sultan hanım
Sultan : Annenim ben senin
Selim : :Karıma ve çocuklarıma yaptıklarınızı öğrendiğim saniyeden itibaren siz benim ailem değilsiniz yürü
Kolundan tutup alt katta kilere götürüp kapıyı kapatıp yükarı çıktığında Cumali'nin önünde durur bakışlarından resmen ateş çıkıyordu
Selim : Hangi elin
Cumali : Ne
Selim : Kızlarıma hangi elinle vurdun Elvan'ı hangi elinle attın kapıya
Cumali : Kocasının yanında olması gereken yerde yabancı yere gidiyor
Selim : Lan dayak yiyor kızcağız lan. Siz onun yaşama hakkını elinden aldınız iki çocuk sizin yüzünüzden annesiz kaldı şimdi cevap ver bana
Cumali cevap vermimişti ama Selim onun hangi elini kullandığını hatırladığında hızla elini alıp kırmıştı
Selim : Bundan sonra dişe diş kana kan
O acı içinde bağırırken Selim evden çıkarken gerginlikle kendisine bakan oğlunu görünce kollarını açar. Akın'da babasına sıkıca sarılmıştı
- Azer'in Mekanı -
Karaca Yılmaz'dan öğrendikleri ile hemen mekana gelmişti öyle bir gerceydi ki bir türlü sabah olmuyordu. Ama Karaca bir karar vermişti artık ve onun arkasında durucaktı. Azer onu görünce baya şaşırmıştı
Karaca : Benim tanıdığım Azer Kurtuluş kaçmazdı
Azer : Yüzüne bakıcaz yüzüm yok
Karaca : Eğer bir şeyden pişman değilim demiştin
Azer : Seni sevdiğim için asla pişman değilimn ama seni mecbur bıraktığım için pişmanım hemde deli gibi
Karaca : Sevgilim olsana
Azer : Ha
Karaca : Çok kibarsın ya
Azer : Sevgili derken
Karaca : Sana hala kızıyorum evet ama hayatımda olmanıda istiyorum ve sen bir şeylerden pişman olsan bile yanımda ol beraber yüzleşelim bununla
Azer : Yani sen şimdi hem karım hemde sevgilimsin şuan öylemi boşanma yok
Karaca : Yok canım varmı bir itirazın
Azer : Yooo
Karaca biranda Azer'in dudaklarında ufak bir öpücük kondurmuş hemen geri çekilmişti Azer ise resmen dona kalmıştı gerçek olduğunu anlamak içinde kendine bir tane tokat patlamıştı hemen. Ve gerçekti ama arada bir engel vardı yine gerçekleri tamamen öğrenmeden karısının yüzüne rahat bir şekilde bakamazdı