21.Bölüm

169 16 35
                                    

Ayşe sabah erkenden kalmış ailesine güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı 19 senedir hep bu günü hayal etmişti kocasının çocuklarının yeğenlerinin yanında olduğunu 

Akın : Oooo Ayşe hanım ne güzel bir sofra bu böyle ya kocanıza mı 

Ayşe : Şımarma sabah sabah 

Akın : Bana bak liseli aşıklara özenmeyin ha 

Ayşe : Akın 

Akın : Bu yaştan sonra bir kardeş daha istemem ona göre 

Ayşe : Bana bak 

Eline geçen ilk şeyi oğlunun arkasından fırlatmıştı ama bir taraftan da gülüyordyu 

- Kurtuluş'ların Evi - 

Karaca sabah erkenden kalkıp hazırlanmış ailesine kahvatlı etmeye gidiceklerdi hemen hazırlanmış koşarak aşağı iniceği sırada ayağı kaymış düşücekken beline dolanan kollarla son anda düşmekten kurtulmuştu 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karaca sabah erkenden kalkıp hazırlanmış ailesine kahvatlı etmeye gidiceklerdi hemen hazırlanmış koşarak aşağı iniceği sırada ayağı kaymış düşücekken beline dolanan kollarla son anda düşmekten kurtulmuştu 

Azer : Sakin ol 

Karaca : Teşekkür ederim 

Azer : Aaaa sen teşekkür etmesini biliyormuydun ya 

Karaca : Sana göre daha fazla insanım ben canım 

Azer : Canım mı sen bi cümlede bana sevgi duyma ekimi kullandın 

Karaca : Senden nefret ediyorum 

Azer : Bende seni seviyorum karıcım 

Karaca : Offf karın kadar kafana taş düşsün senin 

Sinirle aşağı indiğinde elinde çayla gülümseyerek inen Yılmaz'ın dediği lafla Karaca daha da sinir olmuştu 

Yılmaz : Günaydın yenge 

Karaca sinirle güldükten sonra sinirle mutfağa giderken Azer ise daha da gülmeye başlamıştı bile 

- Çukur - 

Cumali artık çok fazla gerilmeye başlamıştı Selim eğer gerçekleri öğrenirse onu bitirirdi bunu çok iyi anlamıştı zaten 

Metin : Abi Şevket hapisten çıkmış bu arada 

Cumali : Hangi Şevket 

Metin : Şu Elvan'ın kocası 

Cumali : Hadi ya ee 

Metin : Duygu ve Kağan'ı yanına almak istemiş ama Ayşe izin vermemiş o Azer Kurtuluş'ta 

Cumali : Ona ne oluyorsa çocukların babası 

O an aklına bir fikir gelmişti Şevket'i ortaya atarsa Selim belki bu işi kurcalamazdı en azından bir süre 

- Ev - 

Herkes kahvaltı masasında oturmuş keyifle sohbet ede ede kahvaltı ediyorlardı Selim belli etmesede Azer'i sevmişti aslında kızına değer verdiğini de görmüştü. Ama Azer yapması gereken bir şey vardı Karaca'dan gerçek anlamda bir özür dilemeliydi 

Selim : Eee kızlar mezuniyetlerinze ne kadar kaldı bakalım 

Duygu : Bir ay kaldı enişte 

Vartolu : Ne okuyordunuz 

Duygu : Ben mimarlık okuyorum 

Karaca : Bende hukuk 

Azer : Tam sana yakışan meslek karıcım 

Karaca : Kahvaltını et sen 

Azer : Tamam canım 

Yılmaz : Iııı şey 

Selim : Ney 

Yılmaz : Benim sizin okulun o taraflarda işim var bırakıyım sizi. Yenge se-Duygu 

Duygu : Olur dimi Karaca 

Karaca : Hadi o zaman 

Beraber kalkıp çıkıcaken Azer ani bir hareketler Karaca'nın yanağından öpmüştü hepsi buna şaşırmıştı ama gülmüşlerdi bile. Karaca ise dona kalmıştı herşeye laf yetiştiren Karaca susup kalmıştı resmen 

- Ev - 

Aslında Duygu'nun bu gün dersi yoktu ama Yılmaz'la başbaşa kalmak için okul bahanesini uydurmuştu Karaca'yı okula bıraktıktan sonra beraber bir eve gelmişlerdi eski değildi ama yıllardır kullanılmamıştı 

Yılmaz : Neresi burası 

Duygu : Burası benim çocukluğumun öldüğü ev 

Yılmaz : Gel gidelim 

Duygu : Lütfen sadece dinle beni 

Yılmaz : Tamam 

Duygu : Annem çok büyük hayallerle aldı bu evi ama burası ona abime hatta bana mezar oldu. Ben o günden sonra çocuk olamadım yetişkin bile olamadım hala insan bir kere yara alınca kolay iyileşemiyormuş. Bide bu anne yarası ise 

Yılmaz : Babam ceza evine girdiğide fazla küçük değildim az çok anlıyordum annem ve abimib bizim için yaptıklarını görünce. Dua ederdim babam biran önce çıksın abim ve annem çile çekmesin diye ama oda geri dönmedi 

Duygu : Desene ikimizde büyüyemedik 

Yılmaz : Dün kabul ettin ama sana bir kez daha sormak istiyorum. O yaralı iki çocuğu beraber iyi etmeye ne dersin 

Duygu : Olur derim 

Gülerek kollarının arasına almış ve saçlarından uzunca öpmüştü Duygu kısa biranlığına da olsa evin içine baktığında annesini görmüştü. Bu güne kadar rüyalarında bile göremediği annesi ona şimdi aynı içten gülümsemsi ile bakıyordu 

- Azer'in mekanı - 

Azer kahvaltı sırasında gelen telafondan sonra hemen mekana gitmişti kardeşinin peşine taktığı adamıda onu bekliyordu 

Azer : Söyle bakalım Melih 

Melih : Abi dediğini yaptım Savaş abiyi takip ettim 

Azer : Neler öğrendin 

Melih : Savaş abi Cumali Koçovalı ile iş yapıyormuş 

Azer bunu duyduğu anda sinirden resmen kas katı kesilmişti inanmak istemiyordu ama Melih fotoğrafları gösterdiğinde acı gerçek yüzüne vurur. KArdeşin için olmuycak şeyler yapmıştı Karaca'yı zorla hayatına dahil etmişti 

ANLAŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin