Ayşe sabah erkenden kalmış ailesine güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı 19 senedir hep bu günü hayal etmişti kocasının çocuklarının yeğenlerinin yanında olduğunu
Akın : Oooo Ayşe hanım ne güzel bir sofra bu böyle ya kocanıza mı
Ayşe : Şımarma sabah sabah
Akın : Bana bak liseli aşıklara özenmeyin ha
Ayşe : Akın
Akın : Bu yaştan sonra bir kardeş daha istemem ona göre
Ayşe : Bana bak
Eline geçen ilk şeyi oğlunun arkasından fırlatmıştı ama bir taraftan da gülüyordyu
- Kurtuluş'ların Evi -
Karaca sabah erkenden kalkıp hazırlanmış ailesine kahvatlı etmeye gidiceklerdi hemen hazırlanmış koşarak aşağı iniceği sırada ayağı kaymış düşücekken beline dolanan kollarla son anda düşmekten kurtulmuştu
Azer : Sakin ol
Karaca : Teşekkür ederim
Azer : Aaaa sen teşekkür etmesini biliyormuydun ya
Karaca : Sana göre daha fazla insanım ben canım
Azer : Canım mı sen bi cümlede bana sevgi duyma ekimi kullandın
Karaca : Senden nefret ediyorum
Azer : Bende seni seviyorum karıcım
Karaca : Offf karın kadar kafana taş düşsün senin
Sinirle aşağı indiğinde elinde çayla gülümseyerek inen Yılmaz'ın dediği lafla Karaca daha da sinir olmuştu
Yılmaz : Günaydın yenge
Karaca sinirle güldükten sonra sinirle mutfağa giderken Azer ise daha da gülmeye başlamıştı bile
- Çukur -
Cumali artık çok fazla gerilmeye başlamıştı Selim eğer gerçekleri öğrenirse onu bitirirdi bunu çok iyi anlamıştı zaten
Metin : Abi Şevket hapisten çıkmış bu arada
Cumali : Hangi Şevket
Metin : Şu Elvan'ın kocası
Cumali : Hadi ya ee
Metin : Duygu ve Kağan'ı yanına almak istemiş ama Ayşe izin vermemiş o Azer Kurtuluş'ta
Cumali : Ona ne oluyorsa çocukların babası
O an aklına bir fikir gelmişti Şevket'i ortaya atarsa Selim belki bu işi kurcalamazdı en azından bir süre
- Ev -
Herkes kahvaltı masasında oturmuş keyifle sohbet ede ede kahvaltı ediyorlardı Selim belli etmesede Azer'i sevmişti aslında kızına değer verdiğini de görmüştü. Ama Azer yapması gereken bir şey vardı Karaca'dan gerçek anlamda bir özür dilemeliydi
Selim : Eee kızlar mezuniyetlerinze ne kadar kaldı bakalım
Duygu : Bir ay kaldı enişte
Vartolu : Ne okuyordunuz
Duygu : Ben mimarlık okuyorum
Karaca : Bende hukuk
Azer : Tam sana yakışan meslek karıcım
Karaca : Kahvaltını et sen
Azer : Tamam canım
Yılmaz : Iııı şey
Selim : Ney
Yılmaz : Benim sizin okulun o taraflarda işim var bırakıyım sizi. Yenge se-Duygu
Duygu : Olur dimi Karaca
Karaca : Hadi o zaman
Beraber kalkıp çıkıcaken Azer ani bir hareketler Karaca'nın yanağından öpmüştü hepsi buna şaşırmıştı ama gülmüşlerdi bile. Karaca ise dona kalmıştı herşeye laf yetiştiren Karaca susup kalmıştı resmen
- Ev -
Aslında Duygu'nun bu gün dersi yoktu ama Yılmaz'la başbaşa kalmak için okul bahanesini uydurmuştu Karaca'yı okula bıraktıktan sonra beraber bir eve gelmişlerdi eski değildi ama yıllardır kullanılmamıştı
Yılmaz : Neresi burası
Duygu : Burası benim çocukluğumun öldüğü ev
Yılmaz : Gel gidelim
Duygu : Lütfen sadece dinle beni
Yılmaz : Tamam
Duygu : Annem çok büyük hayallerle aldı bu evi ama burası ona abime hatta bana mezar oldu. Ben o günden sonra çocuk olamadım yetişkin bile olamadım hala insan bir kere yara alınca kolay iyileşemiyormuş. Bide bu anne yarası ise
Yılmaz : Babam ceza evine girdiğide fazla küçük değildim az çok anlıyordum annem ve abimib bizim için yaptıklarını görünce. Dua ederdim babam biran önce çıksın abim ve annem çile çekmesin diye ama oda geri dönmedi
Duygu : Desene ikimizde büyüyemedik
Yılmaz : Dün kabul ettin ama sana bir kez daha sormak istiyorum. O yaralı iki çocuğu beraber iyi etmeye ne dersin
Duygu : Olur derim
Gülerek kollarının arasına almış ve saçlarından uzunca öpmüştü Duygu kısa biranlığına da olsa evin içine baktığında annesini görmüştü. Bu güne kadar rüyalarında bile göremediği annesi ona şimdi aynı içten gülümsemsi ile bakıyordu
- Azer'in mekanı -
Azer kahvaltı sırasında gelen telafondan sonra hemen mekana gitmişti kardeşinin peşine taktığı adamıda onu bekliyordu
Azer : Söyle bakalım Melih
Melih : Abi dediğini yaptım Savaş abiyi takip ettim
Azer : Neler öğrendin
Melih : Savaş abi Cumali Koçovalı ile iş yapıyormuş
Azer bunu duyduğu anda sinirden resmen kas katı kesilmişti inanmak istemiyordu ama Melih fotoğrafları gösterdiğinde acı gerçek yüzüne vurur. KArdeşin için olmuycak şeyler yapmıştı Karaca'yı zorla hayatına dahil etmişti