Selim ve Akın beraber deniz kenarında oturmuş uzun uzun dertleşmişlerdi bide bu olanları oğlunun ağazından dinlemek iştemiş hepsini öğrendikten sonrada göz yaşlarını tutamıştı
Selim : Berbat bir baba ve kocayım ben
Akın : Ne alakası var baba
Selim : Baksana o kadar şey olmuş ama ben hiçbirinde yanınızda olamadım
Akın : Baba senin suçun değil bu saçmalama
Selim : Sen küçücük yaşında ne sorumluluklar altına girmişsin oğlum
Akın : Baba yine olsa yine yaparım ben bundan hiç pişman değilim. Biz hep gurur duyduk seninle
Baba oğul ağlayarak sarılmışlardı Selim bu gün olnalardan sonra daha fazla istiyordu buna sebep olan kişiyi
- Azer ve Karaca -
Beraber Adnan ustanın mekanına gelip yemek yemişler şimdide olan durumu konuşuyorlardı birbirlerine daha da açık olmaya karar vermişlerdi
Azer : İşin doğrusunu araştırmadan seni mecbur ettiğim için çok pişmanım Karaca ve bu yüzden asla affetmiycem kendimi
Karaca : Senin yerinde ben olsaydım belki bende aynısını yapardım insan kıyamaz ki sevdiklerine
Azer : Arkamdan böyle dolap çevridiğini bilseydim
Karaca : Bilseydin işe daha fazla yüklenme kendine. ama benim aklıma başka birşey takıldı
Azer : Neymiş o
Karaca : MAdem bereber uyuşturucu işi yapıyorlar hatta Kahraman Koçovalı yıda Cumali öldürdü. Neden Savaş'tan üstlenmesini istedi ki
Azer : Orasını bende anlamadım zaten
Karaca : Azer sence bunların babamın hapise girmesiylede alaksı var mıdır
Azer : Ben bu saatten sonra herşeyi beklerim onlardan
Karaca : Eğer varsa-
Azer : Cezasını bulur
Deyip susmuştu karısının elini tutmak istiyordu ama hala öyle bir pişmanlık yaşıyordu ki kafasını kaldırıp bakamıyordu bile
- Yılmaz ve Duygu -
Sevgili oldukları günden beri ikiside çok mutluydular Duygu ilk defa geçmişi tamamen arkasında bırakabilmişti ve Yılmaz'ı tandıkça gerçek sevginin ne demek olduğunu görmüştü. Sözde o adamda annesini sevmişti ama sevmek bu değildi ''Sevmek yaşatmak demek Can almak değil''
Yılmaz : Ya ben abime söylesem mi artık beraber olduğumuzu
Duygu : Bende Karaca'ya söyliycem senin abin bilmesede olur
Yılmaz : Hala sinirlimisin abime ya
Duygu : Evet sinirliyim
Yılmaz : Güzelim valla çok pişman
Duygu : İyi ders olsun işte. Yılmaz
Yılmaz : Söyle canım
Duygu : Karaca eğer birgün ayrılmak isterse. Abin zorlamaz dimi onu
Yılmaz : Merak etme zorlamaz
Gülümseyerek sevdiği adama bakarken gördüğü kişiyle resmen kanı donmuştu Yılmaz'da hemen arkasını döndüğünde gördüğü kişi ie sinirlenir
Şevket : Ooo sevgili kızım ve damadım
Yılmaz : Ben sana bir karşımıza çıkma demedim mi lan
Şevket : Ayıp oluyor damat kayınpederinim sonuçta
Yılmaz : Yanlış benim bi kayınpederim varsa senin gibi bir şerefsiz değil Selim Koçovalı olur
Şevket : Sen istesende istemesen de ben bu kızın babasıyım
Yılmaz : NE BABASI LAN. Karısını öldürmüş adama kendi çocuklarına hayatı zehir etmiş adama baba mı denir lan
Şevket : Karı benim karım çocuklarda benim sanane ister döverim ister severim
Yılmaz bunu daha fazla dayanamayıp sağlanm bir yumruk atmıştı karşısındaki adama daha fazla vurucağı sırada Duygu'nun kilitlenmiş bir şekilde öylece durduğunu görünce Erhan'la göndermişti Şevket'i
Yılmaz : Duygu canım bak bana hadi
Duygu : Bırakma beni
Sevdiğini göğüsüne çekip sımsıkı sarılır hiç geçmiycek bir yaraydı bu ama hala anlamıyordu bi baba öz çocuklarına yarattığı travmayı nasıl görmezden geliyordu
- Kurtuluş'ların Evi -
Azer ve Karaca eve geldikten sonra odalarına çekilmişlerdi Fadik're diğer çocuklarını görmek için Adana'ya dönmüştü zaten. Dışarıda çıkan fırtınadan dolayı Karaca daha fazla dayanamayıp Azer'in odasına gider
Azer : Birşey mi oldu
Karaca : Şey yanında uyuyabilirmiyim. Çok fazla şimşek çakıyor
Azer : Gel
Yavaş adamımlarla yatağa girip yattığında Azer'in göğüsüne başını koyduğunda kalbinin ne kadar hızlı attığını görür
Karaca : Keşke daha farklı tanışsaydık
Azer : Keşke
Karaca : Kadere inanırmısın
Azer : Seni tanımadan önce inanmıyordum
Karaca : İtiraf ediyim bende
Azer : Bizim hikayemiz nasıl biter bilmiyorum ama şu bi gerçek sen benim ilk ve tek aşkımsın
Yeni bölümde Yamaç ve Selim yüzleşmesi var