Bölüm 13: Deney Kurbanı

45 16 0
                                    

"Yok böylede olmadı." dedi Leva en sonuncu duvarı da yoklayarak. Derin bir nefes bıraktı.

"Nasıl çıkacağız ya biz buradan? Sanki bir bataklığa saplandık ve çıkamıyoruz. diye cümlelerce sitem ettim.

"Tamam sakin ol. Halledeceğiz. Buradan çıkacağız." dedi.

"Umarım. Yoksa aklımı yitireceğim." Dedim yaklaşık bininci kez her yerdema göz gezdirip bir şeyleri görmeye başlarken. Ve o bir sadece gözüme tek bir nokta takılır. Yavaşça bir adımımı öne attı. Ve yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.

Ve en sonunda ilk bulunduğum yerde durdum. Kelepçelerin hemen yanında. Uzanıp kelepçeleri aldım. Ve içini görün.

iki kelime

Sadece iki kelime yazılmıştı.

Bellum coepi.

Hemen yanıma yakın Leva. Kelepçelere baktı ve bana döndü. Hızlıca konuştu.

"Anlamını biliyor musun? Anlamını savaş başladı demek oluyor." dedi ardından devam etti.

"Latince bir söz." dedi.

"Hayır." diyerek karşı çıktım. Baş çektim ve çatık kaşlarını kendi simsiyah gözlerine baktım.

"Anlamı savaşı ben başlattım demek." dedim.

"Ne?" dedi afallayarak.

"Savaşı ben başlattım" dedim.

"Sen latince biliyor musun?" diye sordu. Başımı iki yana salladım.

"O zaman nereden biliyorsun?" diye sordu bu kezde.

"Daha önce bununla alakalı sunum yapmıştım. 2. dünya savaşında olanlarla ilgili. Bu cümlenin aynısı 2. dünya savaşında söylendi." dedim. (arkadaşlar atıyorum siz bana bakmayın ve devam edin :D)

Hızlıca kolları yeniden yere attı ve Levanların kelepçelerine doğru gitti. Bir kaçış yönetimine ulaştım ve hızla elime aldım. İçine bak. Bundan da başka bir kelime ya da başka bir cümle yazılmıştı.

Ne paratus amittere?

"Kaybetmeye hazır mısın?" diye mırıldandı Leva düşünceli bir sesle.

"Farkında değilsin ama bunlar bir mesaj. Biri bize mesaj veriyor. Bİzi buraya hapseden kişi bize mesaj veriyor. Apaçık diyor ki 'savaş başladı ve kaybedeceksin' diyor." dedim hızlı hızlı oturdum.

"Neye karşı savaş başlatıyor peki? Savaşlar durduk yere açılmaz ki. Bir nedeni olması gerekiyor." diye sordu hemen ardından.

"Güce." dedi Leva.

"Ne?" dedim sanki bu sefer sıra bendeymiş gibi.

"Güçlerimize. Özellerimize. Özel güçlerimize." dedi bana bakan teker teker.

"Nereden biliyorduk? Biz her zaman onları çalışmadık mı zaten?" dedim düşünerek.

"Bunların yani bu özel güçlerin bize nasıl geldiği hakkında hiç bir şey bilmiyor musun?" dedi. Başımı hayır hizmetlerini iki yere selamlıyorum.

"Bu ruhlar bize verilen Aden. Anneme göre bunları bizim için birer hediye. Ama bana göre büyük bir ceza. Neyse. Hepimizi farklı farklı karşıladılar. Hepimize farklı güzler verdi ve bizi özel farklı kıldı. Bunu bize biri yaptı. dedi tek nefeste.

"Nasıl yani? Biz bir deneye mi kurban olduk?" dedim. gerçekten artık başım dönmeye başlıyordu.

"Yani kısmen evet. Bizi yaptıkları bir şırıngayla kendilerine kurban yaptılar. Denek olduk." Dedi.

Ben düşünceli bir şekilde onun yüzüne bakarak düşünürken birden çok büyük bir ses geldi. Hemen arkamı döndüm. Arkamızda olan o kocaman duvar yerden ikiye ayrılıyordu. Ve havadaki mor sis gittikçe dağılıyordu.

Duvarın tam yukarı açılmasının ardından içeriden bir bir kaç silüet belirdi. Öne doğru çıktıklarından 7 yapılı adam karşımızda, ellerindeyse garip aletler vardı.

En önde sap-sarı saçları olan mas-mavi saçlı otuzlarının sonunda olan adam hepsinden bir adım öndeydi. İzlediğim filmlerden bildiğim kadarıyla en önde olan hep diğerlerinden daha üstün, lider falan oluyordu. Buda büyük bir ihtimalle öyleydi.

Biz korkuyla ve endişeyle hepsini süzerken öndeki adam gür bir sesle konuştu.

"Buidosh'a hoş geldiniz!" dedi, ve ardından devam etti.

"Artık benimsiniz." Biz olduğumuz yerde kalakalmışken o gülüyor, kahkaha atıyordu.

Deli.

"Sen kimsin? Siz kimsiniz?" Dedi en sonunda Leva konuşarak.

"Ben sizin sahibinizim." Dedi. Bu sefer yüzü ciddileşmişti. Bir adım öne geldi. O adım attığı an biz geriye çekildik.

"Hayvan mıyız be biz?" Dedi bu sefer Leva. Bense konuşmuyor, sadece karşıdakileri gözlemliyordum.

"Kısmen." Dedi adam gülerek. Gülerken mas-mavi gözleri korkunç bir hal alıyordu. Uzun çenesi ve büyük burnu onu dahada korkunç kılıyordu.

"Kimsin?" Dedim bu sefer ben ipleri elime alıp konuşarak.

"Ben Darcy." Dedi.

"Emanetlerimi geri almaya geldim!" Dedi.

Gecenin YalnızlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin