Bölüm 11: İntikam Savaşı

182 91 0
                                    




Yazarın anlatımıyla:

Teyzesini kucağına alıp da çığlıklar atarak ağlamasının üzerinden belkide tam bir saat bile geçmemişti ama Aden hala kafasında bir sürü şey düşünüyordu. Onu en çok düşündüren şeyse bu gece yarısından çoktan hırçınlaşmış denizin kayığı zorlamasıydı. Düşündüğü kendisi değildi. Düşündüğü ölüm değildi. Düşündüğü yarası değildi. Düşündüğü olanlar da değildi. Düşündüğü şimdi burada bu kayık baysa o teyzesinin katilinden nasıl intikam alacağıydı.

Delik-deşikti ya teyzesi... Kanlar içindeydi.

Ölmüştü. Nabzı atmıyordu. Kokusu gelmiyordu. Sesi çıkmıyordu. Kimseyi duymuyordu. Gözlerini açmıyordu.

Ölmüştü. Güle bilmeyecekti. Eğlene bilmeyecekti. "Yavrum" deyip yine bağrına basa bilmeyecekti. Azarlaya bilmeyecekti. Yaşayamayacaktı bir daha.

Ölmüştü. Aden'in teyzesi ölmüştü. Aden'in çocukluk kahramanı ölmüştü. Aden'in arkadaşı ölmüştü. Aden'in sırdaşı ölmüştü. Aden'in annesi ölmüştü. Aden'in babası ölmüştü. Aden'in ailesi ölmüştü. Aden'in her şeyi ölmüştü. Aden'in olanı ölmüştü.

Aden'in teyzesi ölmüştü.

Aden'de onunla beraber ölmüştü.

Teknenin en uç kısımına oturmuş sessizce ama bir o kadar da bir sürü şey düşünüyordu. Dümenin başında duran Alazın yanında durmuş Emir yavaşça Aden'e doğru yaklaştı. Geldi ve Aden'in yanında yere çöktü. Elini onun omzuna attı. Aden korkuyla geriye çekildi.

"Şşş... İyi misin? Korkma." dedi. Hafifçe başını salladı Aden.

"Gerçekten iyi misin?" dedi bu seferde. Karşısındaki kızsa hiç bir şey diyemedi. Bakışları yere döndü. Ve gözleri daldı. Düşünceleri de hemen gözlerini takip etti.

"Sarılmak ister misin?" dedi çocuk. Aden gözlerini Emir'e çevirdi.Gözleri dolu dolu baktı ona. Yakınlaştı ve sarıldı. Sıkı değil belki. Ama "burdayım" dermişcesine sarıldı. Abi gibi sarıldı. Kardeş gibi sarıldı. Aile gibi sarıldı.

"Karaya yakaşıyoruz." diye bağırdı dümende olan Alaz. Adende dahil olmak üzere her kes oturduğu yerden ayağa kalktı ve Alazın yanına ilerledi.

Kara parçası büyüktü. Ama hiç bir şey yoktu. evler, binalar, hayvanlar ve ya insanlar. Hiç bir şey yoktu.

Hataydı. Sevinmeleri, kurtulacaklarını sanmaları baştan beri hataydı.

Gözlerinin önüne bir toprak görünmüştü. Ve belkide bu toprak parçası onların hayatlarını en dip noktadan sarsacak ve bir daha hiç bir zaman eski hayatlarına dönmeyecek olmalarının resmiydi. Belkide hepsinin ölüm fermanını verecek ve onları yeni aynı zamanda da apayrı bir dünyayla karşılayacak olan tek şeydi. Belkide en acı dolu zamanlarının başlayacak olmasının habercisiydi. Belkide savaşın, yıkımın ve dökümün, ölümün ve siyahın remziydi bu toprak parçası. Belkide hapsolacakları ve bir daha asla kurtulamayacakları yerdi.

Bu toprak parçası ya onların cehennemi olacaktı ya da onların cenneti olacaktı.

Tabi ilkinin olma ihtimali isimlerinin eminliklerinden bile daha fazlaydı.

Gözlerini kıstı ve ileri baktı Aden.

Düşündü.

Her şeyi düşündü.

Yaşamı.

Ölümü.

Yalanı.

Gecenin YalnızlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin