★ sığındıkları yer aynıydı

43 5 0
                                    


02022023

Sıçrayarak uyanmıştı uykusundan. Ter içinde kalmış saçlarını geriye doğru tararken nefes almaya çalışmıştı güçlükle. Gözlerini bir an olsun kapatmak istemiyormuşçasına açabildiği kadar açmıştı.

Boğuluyordu. Zorlukla yutkunabilmişti. Gördüğü her kabus gecelerini zehir ediyordu artık. Sakinleşmesi zaman almıştı. Kendisine henüz gelemese bile sakinleşmesinin ardından yurdundan ayrılmış ve bedenini soğukla buluşturmuştu.

Uyanık kalmasını sağlayan, onu ayık tutan soğuk havaya minnettardı. Sıcak yatağından daha güvenli hissettiren karanlık geceye bile...

Adımları yavaştı. Chanhee'nin dayak yediği sokağın girişindeydi henüz. Oraya adımlamakta tereddüt dahi etmeden yürümüştü ruhsuz ve yorgunca.

Aklındaki düşünceler yüzünden ağrıyordu başı. Kabusları şiddetini arttırırken düşen başarısı sinirlerini daha da bozuyordu.

Sokağın başında duyduğu isyankar bağırış ile gülmüştü istemsizce.
Chanhee nedenini bilmediği bir şekilde Juyeon'un yürüdüğü sokağın sonunda gence doğru koşuyordu.
Birilerinden kaçtığı oldukça belli olsada Juyeon onu görmemezlikten gelerek daha önce yaptığı gibi şehri gören banka oturmuştu halsizce.

Derince aldığı nefesi, Chanhee'nin arkasından hızla geçip gitmesi ve peşindeki adamın küfürler yağdırarak geri dönmesi ile özgür bırakmıştı soğuk havaya.

Alışmış mıydı pembe saçlı bedenin heyecan dolu gece hayatına emin değildi.
Fakat uyuyamadığı gecelerin çoğunda ya saklanır, ya kaçar ya da kovalardı. Sakin duruşuna ve pembelerine inat bela hep yakasında olurdu.

Yorucu olduğunu düşünüyordu.  Tıpkı uykusuz kalan kendisi gibi Chanhee'ninde pes eden bir yanını arıyordu. Fakat gözlerinde gördüğü tek şey devam etme azmiydi.

Ölüm ile kol kola gezmek hobisiymiş gibiydi. Zekasını kullanarak sıyrıldığına emin olsada henüz fazla gençti.

O bu kadar güçlüyken Juyeon'un tek derdi uykusuzluğuydu. Gülmüştü. Aynı yılda, aynı zamanın içinde ve aynı dünyanın insanlarıyla birlikte yaşasalarda ikiside birbirinden fazlasıyla uzak ve farklıydı.

Gece yeniden sessizleştiğinde önüne geçemediği endişesi yüzünden Chanhee'yi kontrol etmek için kalkıp kaklmamayı düşünürken pembe saçlı olanın yanına oturmasıyla irkilmişti.

Tek kelime etmeden geri dönüp öylece yanına oturan pembe saçlı, zayıf bedenini adeta gün yüzüne çıkaran beyaz yarım kollu tişörtüyle dizleri üzerine eğilerek uzun parmaklarıyla saç tutamlarını karıştırmıştı.

Kollarındaki morluklar hala yerli yerindeyken soğuk havada terler içinde üzerinde bir şey olmadan oturması Juyeon'un ruhunu üşütmüştü.

Gencin zarif, uzunca olan parmaklarında takılı kalmıştı Juyeon'un gözleri. Boynunda asılı olan kolyesindeki yüzüğün aynısından parmağındada vardı. Parıl parıl parlayan ince zarif halka Chanhee'yi tanıdığı günden itibaren oradaydı.

"Denemelerde kopya falan çekmiyorsun değil mi?"

Yersiz sorusu sayesinde görebilmişti gencin gülen yüzünü. İyi misin diye sorabilirdi, üşümüyorum musun diye sormayı daha çok isterdi hatta ama aralarındaki tek sohbet yalnızca bu kadar oluyordu.

Chanhee güçlükle doğrulurken gülümsemesini yüzünden silmeden histerikçe gülerek kafasını gözleri üzerinde olan gence çevirmişti. Juyeon'un güzel pürüssüz yüzünde yıldızlar kadar ışıl ışıl olan gözlerine bakmıştı uzunca. Saf endişeden başka bir şey yoktu orada.

Sorgulamamıştı bu durumu. Juyeon'u tanırdı çünkü.

"İyiyim endişe etme."

Gülümsemişti hafifçe. Üşüyordu elbette. Fakat Juyeon gibi uyumak istemiyordu oda. Sıcaktan nefret ettiği için bedenini donmaya mecbur bırakıyordu bu nedenle.

Koştuğu için yeterince terlemişti. Bir süre soğukta kalmanın iyi geleceğini biliyordu.

"Neden uyuyamıyorsun?"

Neden uyuyamıyordu? Bu soruyu soran ilk kişiydi Chanhee. Genellikle neden uyumadığı sorulurdu.

"Kabuslar."

Chanhee anlıyormuşçasına kafasını salladığında önüne dönmüştü.

"Sen peki?"

"Ya uyutmuyorlar, ya da uyuyamıyorum. Değişiyor."

"Kimden kaçıyordun?"

Omuz silkmişti.

"Tanımıyorum. Peşime taktıkları biri olmalı."

"Bu kadar çok düşmana sahip olacak ne yaptın?"

"Yapmadığımdan aslında."

Kafasını geriye doğru yaslarken gözlerini kapatmıştı.

"Uykumu kaçırıyorlar."

Uykularını kaçıran kabusları farklıydı. Fakat günün sonunda sığındıkları yer aynıydı.

02022023

Two Sleepy People / junewHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin