21022023★
"Bu denli hassas olduğunu bilmiyordum."
Chanhee'nin sesini duyduğunda yediği serumla birlikte kaderine razı gelerek oturmuş kitap okuyan Juyeon, gözlerini gezindirdiği kelimelerden kaldırmış ve siyah saçlı bedenin yanına adımlayışını izlemişti.
"Geç dalganı."
"Ne okuyorsun?"
Karşısına oturmuştu Chanhee elindeki kitaba bakarken. Juyeon geçiştirerek kitabını öylece bir kenara koymuş ve bir süredir hep siyahlar içerisinde olan bedene dönmüştü.
"Nasılsın?"
Beklemediği soruyla afallamıştı genç. Juyeon sıklıkla soru sorsa bile Chanhee'nin neden geldiğini sormak yerine nasıl olduğunu sorması genci şaşırmıştı. Dürüst bir soruydu.
"Gidecek bir yerim yok. Uykusuz geceni paylaşmak istedim."
"Bunu sormamıştım. Ayrıca, bir yer kiraladığını söylemiştin."
"Aklımda çok soru var. Oradayken başa çıkamadım hiçbiriyle."
Peki şimdi ne yapacaktı? Juyeon ile paylaşacak mıydı sorularını tıpkı uykusuz gecelerini paylaştıkları gibi?
"Yardımcı olabileceğini söylemiştin."
Güldü Juyeon. Hatırlıyordu söylediklerini.
"Ruhunu kemiren soruları hiçbir şey için endişe etmeden paylaşabilirsin."
Hafifçe doğrulurken gözleri gözlerinde olan bedene sırtına destek için konulan yastıklardan birini fırlatmıştı dalgın ruh halinden çıkmasını istercesine.
"Kaybedeceğin hiçbir şey yoktu. Değil mi?"
Chanhee suratına çarpan yastığı parmakları arasına alırken gülerek onaylamıştı Juyeon'u. Yüzükleri ve öylece tanımadığı tuhaf bir kadına kiraladığı masalı vardı. Yüzükleri zaten güvendeydi, masalının ise bir şekilde kendisine geri döneceğini biliyordu.
Hiçbir şeye sahip olmayan biri sayabilirdi kendini. Endişe etmemeliydi. Ölümden korkmadığı gibi küçük şeylerdende korkmamalıydı anlatmak gibi.
"Haftaya dönüyorum. Çalışmak için çabaladım ama zihnim ilk defa ders dışında her şeyle doldu taştı."
Juyeon'un sessizliği daha fazla konuşmak için tuhaf bir şekilde cessretlendirmişti. Ve bunun nedenini anlayamamak güldürmüştü.
"Kaçmaktan yoruldum. O şerefsizin içeride kalış süresi uzadıkça nefes alma sürem kısalıyor. Hakkında soruşturma başlatmışlar diye duydum."
"Bunun iyi bir şey olması gerekiyor."
"Bir şekilde bana zarar vermenin yolunu arayacak. Kendimi geçtim, okul ve yurt... hiçbir yer güvenli değil. Soruşturma için ifade verip veremeyeceğimi sordular ama burnumu sokarsam çıkabilir miyim bilmiyorum."
"İki türlüde seni rahat bırakmayacaklarsa, polislere bildiğin her şeyi anlatman daha mantıklı geliyor."
"Her türlü öleceksin diyorsun."
"Ölümü göze almışsın diyorum."
"Bazen sadece oturup kitap okumak istiyorum."
Juyeon konunun değiş hızıyla sesli bir gülüş bırakmıştı sessiz ortama. Birazda kendi haline gülmüştü elbette. Artık değer verdiğine emin olduğu bedeni korkunç dünyasında yalnız başına bırakmış gibi hissediyordu. Elbette Chanhee için öyle bir durum söz konusu bile değildi Chanhee hiçkimseyi dünyasına almazken yapabileceği bir şey yoktu fakat yinede hissettiği suçluluk aynıydı.
Chanhee huysuzca uykusuzluktan kızarmış gözlerini kaşırken söylenmişti boğukça. Juyeon ise yattığı yerden rahatsızca doğrularak dikilmişti gencin tam karşısına.
"Uyuyamıyorumda anasını satayım."
"Chanhee."
Endişeli çıkmıştı sesi. Bunu neden yapıyordu bilmiyordu ama endişe etmesini istemiyordu Chanhee. Anlamlandıramıyordu bile gencin kendisine karşı olan sabrını.Siyahlara bürünmüş saçlarını geriye doğru savuştururken ayaklanmıştı tıpkı kendisi gibi ayakta olan Juyeon'a bakmak için.
"Endişe etme."
"Endişe etmeme neden oluyorsun."
"Neden sadece eskisi gibi davranmıyorsun? Bu kadar ilgili olmak zorunda değilsin. Acıyormuşsun gibi geliyor."
Juyeon kaşları çatık olan bedenin azarlayışını umursamadan sakinliğini koruyarak kollarını bedenine dolarken sakince konuşmuştu sorusuna yanıt vermeden.
"Bir süre böyle kalalım."
Devam etmişti içinde fırtınalar kopan genci sakinleştirmek istercesine. Eskisi gibi olamazdı. Sadece notlarını ve sıralamayı düşünemezdi.
"Düşüncelerin arasında sıkışıp kalmışsın. Canını yakıyor her biri. Vardığın bir sonuç yok. Bulabildiğin bir cevap yok."
Derince bir nefes almıştı gözlerini kaparken. Daha sıkı sarılmıştı Chanhee'ye gitmesinden korkuyormuşçasına.
"Dinlenmek istemende sorun yok. Yasını saklamak zorunda değilsin. Ve inan bana burada olmak için bir nedene ihtiyacın yok."
"Dinlenmek..."
Chanhee'nin fısıltısıyla tüylerinin diken diken olduğunu hissetmişti. Dinlenmek... zor olmalıydı onun için.
Bir zamanlar pembe olan fakat siyahlara bürünmüş saç tutamlarını bulmuştu parmakları.
"Hm. Burada dinlenebilirsin. Sadece kısa bir süreliğine bile olsa hiçbir şey düşünmeden durabilirsin."
Chanhee gerçekliğini sorguladığı durumun içerisinde nefes almakta zorlandığını hissetmişti. Sıcacıktı Juyeon. Huzur doluydu varlığı. Başının ağrısı geçmişti. Düşünceler yok olup gitmişti. Sadece Juyeon kalmıştı. Alışmak istemediği ruhu kalmıştı.
"Bir süre böyle kalalım Chanhee."
Sonsuza dek böyle kalmak isterdi. Ses etmedi. İki uykusuz beden, yine birbirlerine iyi geceler diyemedi.
★
09032023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Sleepy People / junew
Fanfictionşafak sökerken yan yana duran iki uykulu insan, birbirlerine iyi geceler demek için fazla aşık olan.