10032023☆
"Güzel tablo."
Chanhee Hyunjae'nin cümlesine karşı kafasını olmadığı günler içerisinde yapılan sınav sonuçları listesinden kaldırmıştı.
İsminin olmadığı, ilk sırada yalnızca Juyeon'un olduğu liste parmakları arasından alınmıştı sonrasında. Oldukça eğleniyormuş gibi görünen bedenin dolgun saçları kahvenin en açık tonuna bürünmüştü. Sarı bile diyebilirdi belki.
Tel tel örtmüşlerdi alnını.
Hyunjae gencin gözlerini saçlarında farkettiğinde kaşlarını çatarak bakmıştı sakinliğe bürünmüş siyahlar içindeki bedene."Sen iyi misin?"
"Nerede boyattın saçlarını?"
Beklemediği soruyla kahkaha atmıştı. Fakat Chanhee oldukça ciddi görünüyordu. Saçlarına değer verdiğini, gereğinden fazla bi egoya sahip olduğunu biliyordu. Onca sorunu varken bu konuda hassas olması komikti.
"Kendim boyadım. Neden sordun? Pembelerin geri mi dönecek yoksa?"
Chanhee'nin gözlerinin odağı olmaktan çıktığında, sorusuda öylece havada kalmıştı. Elindeki listenin çekilmesiyle irkilirken berbat görünen Juyeon'la karşılaşmayı beklememişti.
Bir süredir hasta olduğunu biliyordu fakat Chanhee'den neden bu kadar uzakta olduğunu anlamlandıramıyordu. Yanındaki siyah saçlı geri döneli bir kaç gün olmuştu fakat eskisine kıyasla yabancı gibiydiler. Tuhaftı ortalarında durduğu iki ruhunda ağırlığını hissetmek.
Bir kaç adım gerilemişti ellerini cebine atarken. Chanhee'nin gözleri soluk tenli Juyeon'un üzerinden tek bir saniye olsun ayrılmazken sormuştu öylece.
"Ayrıldınız mı siz?"
Juyeon ilk dönen olmuştu sorusuna. Merakla çevirmişti kafasını. Gözleri baygın olsa bile keskinliği koruyor, hasta olsa bile okula gelmek için inatçılığından ödün vermiyordu. Derslere olan aşkından mıydı bu? Şaşırmamalıydı gerçi. Chanhee yediği onca dayağa rağmen revire bile zorla giderdi. İkisininde derslerle bozulmuş zihinleri vardı.
"Ne?"
Chanhee derince bir nefes alırken Juyeon'un yanına adımlamış ve hasta olan, daha Hyunjae'nin sorusunu anlamaya çalışırken alnına doğru üfleyip gencin gözlerini örten saç tutamlarının uçuşmasına neden olmuştu.
Parmakları gencin alnında yer edinmişti sonrasında. Endişeli görünüyordu Chanhee. Duygusuz bedeni ilk defa böyle görmüştü Hyunjae. Juyeon'a her şeyden ve herkesten daha farklı davrandığından bunu zaten biliyordu.
Dalgasını bile geçiyordu fakat görmeyi beklememişti. Juyeon'a rahatça yaklaşabiliyor muydu?
Ateşi oldukça yüksek olmalıydı ki bakışları değişmişti.
"Ellerinin ne kadar soğuk olduğunu biliyorsun değil mi?"
"Neden bu halde okula geliyorsun?"
Juyeon'un huysuzca bileğini çekişiyle sonunda Chanhee'nin de kaşları çatılmıştı. İyi olduğunu düşünüyordu oysaki. İyileşmesi bu kadar uzun mu sürüyordu?
Yorgunca alnındaki saçları geriye doğru tararken öylece geçip gitmişti Juyeon.
"Çok romantiksiniz."
Hyunjae'nin cümlesi ortamdaki gergin sessizliği bozduğunda sinirleri bozulmuşçasına gülmüştü Chanhee.
Gün öylece geçip gitmiş, zaman ondan beklendiği üzere durmaksızın akmış, güneş batmış ve karanlık gökyüzü yıldızlarıyla kavuşmuştu. Sadece Hyunjae Chanhee'nin gülünce çıkan elmacıklarında kalmış, sıkışmış ve karanlık bir boşluğun içinde aynı anı tekrar tekrar yaşamıştı.
İki uykusuz beden ise, alışık oldukları karanlıklarındaydılar. Juyeon uyuyordu. Chanhee ise uyuyan bedenin yanında camdan sızan yıldızları izliyordu.
Geçen günlerin ardından Chanhee tercih ettiği yalnızlığının içerisinde bir karar almıştı. Güvenmediği adalet ve güvenlik sistemine bildiği ne varsa anlatmış, karşılığında yeni bir hayat istemişti.
Gerçi o istemeden sunulmuştu bu tepsi ona. Burs, barınma ve diğer her şey. Kafasını çevirip Juyeon'a baktığında bile şansın kendisiyle beraber olduğunu görebiliyordu. Kesinlikle hayattan sağlam bi tokat yediğinide biliyordu. Zaten sık sık dayak yerdi fakat bu sefer hayat bile attığı tokadın ne kadar ağır olduğunu anlamış gibiydi.
İstemsizce kahkaha atmıştı aklındaki düşüncelere. Ardından yıldızlar kadar parlak olan gözleri görmüştü. Kahkahasına uyanmıştı Juyeon. Yıldızların ışığında güzel yüzü ve gözleri parıl parıl parlayan Juyeon...
Neden yanında olduğunu bile sorgulamamıştı. Korkunç bir kabustan Chanhee'nin kahkahaları sayesinde uyanmış olsa bile bunu belli etmeden ayılmıştı.
Gözlerini tekrardan kapadığında yanındaki bedenin soğuk elini kavrayıp saçlarının üzerine bırakmıştı. Mutlu Chanhee'nin varlığını hissetmek istemişti saç tutamlarına kadar.
"Mutlu görünüyorsun."
Fısıldayışının ardından Chanhee gülmeye devam etmişti. Varlığını daha da yakınında hissediyordu artık. Sanki gözlerini açsa Chanhee'nin gözlerini hiç olmadığı kadar yakından görecekmiş gibiydi.
"Mutluyum. Çünkü kaybedecek hiçbir şeyim yok. Unuttun mu?"
☆
13032023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Sleepy People / junew
Hayran Kurguşafak sökerken yan yana duran iki uykulu insan, birbirlerine iyi geceler demek için fazla aşık olan.