1.Karanlığın Aksi

525K 9.7K 14.8K
                                    

#kodex

"Evet, biliyorum nereden geldiğimi
Daim aç bir alev gibi
Yakıp tüketirim kendimi
Işığa döner anladığım her şey
Geride bıraktığım ne varsa kül
Ateş benmişim demek ki."

-Friedrich NİETZSCHE-

#

Danny Elfman, The Little Things

Geçmişten Bir Anı...

Ameliyat masasındayım.

Tepemde gözleri kör edecek kadar şiddetli berrak bir ışık yüzüme vuruyor. Gözlerimi kısarak açıyorum, kornealarım zarar görmesin diye sürdükleri jel görüşüme karışıyor.

Lambanın görüntüsü onu çevreleyen silik gölgelerle bozuluyor. Kirpiklerimi birkaç kez kırpıp gölgelerin sahiplerini görmek istiyorum. Gölgenin biri diğerine bir şey uzatıyor. Ellerinde tuttukları nesneden yansıyan ışık gözlerimi kapatmama sebep oluyor. Soluğum hızlanıyor, dudaklarımı yalamak için ağzımı açmaya çalıştığımda... Açamadığımı fark ediyorum.

Nesne, bir sanatçının parmaklarının ucundaki viyolonselin incecik tellerini okşadığı gibi zarif bir hareketle dans edercesine havada uçuşuyor. Sonra bileğimde bir acı hissediyorum ve ağlamak, kaçmak için debelenmek istiyorum.

"O uyanıyor."

Gözlerimi çılgınlar gibi ardına kadar açıyorum, sesin sahibini bulursam sanki beni bu durumdan kurtarırmış gibi umutla doluyor içim.

"Tekrar bayıltın." İçimde filizlenen umudun binbir parçaya ayrılışına dehşetle bakıyorum. Bir iğne tenime giriyor ve dünya yeniden gölgeler ve anlamsız seslerden ibaret oluyor. Yeniden o aşinası olduğum lunaparklardakini andıran dairesel tünelin içine yuvarlanıyorum.

Bedenim kayıyor.

Sesler anlamsızlaşıyor.

Işıklar kapanıyor.

Buradan çıkmam gerekiyor.

***

Günümüz...

"Ekmeği masaya götürür müsün?"

Elimdeki, yüzeyi parlak çelik çatala ve çatalın altında neredeyse ağlayan tereyağına baktım. Ne zaman tereyağına uzanmıştım hatırlayamadım.

"Karaca? Ekmek diyorum." Teyzemin kibar parmakları gözümün önünde şaklatılınca gerçekliğe döndüm. "Tamam, ben alırım." Yanımdaki ekmeğe uzanmak için kalkınca ondan erken davrandım. Ekmeği tutup ona uzattıktan sonra sırıtmaya çalıştım. "Dalmışım," dedim sırıtmayı bırakıp gözlerimi önümdeki tabağa indirirken.

Teyzem ekmeği tutup bölerken dikkatimi çekebilmek için öksürünce yeniden ona döndüm. "Bugün sınavın vardı değil mi? Korkuyor musun?"

"Pek sayılmaz," derken tereyağını iyiden iyiye tabağa yayıyordum.

Teyzem gülümsedi. "Yani bu saçma olurdu. Tüm ailen ressam. Bir yerde okumuştum. Nesil ilerledikçe daha yetenekli daha zeki oluyormuş. İyi bir ressam olacaksın ki bence öylesin." Gül reçeline bulanmış çatalıyla evimizin duvarını işaret etti. Duvarlarda, fakülteye başladığım ilk günden beri çizip boyadığım tuvaller asılıydı. Hepsinin sağ alt köşesinde de minik kendimce sevimli bulduğum imzam vardı. Büyük bir k harfini süsleyen yıldırım işareti. Karaca Yıldırım isterse cool bir kız olabilir demekti bu. Yani en azından ben imzamla bunu başarmak istiyordum.

KODEXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin