KODEX

20.Kan Kırmızı Çehren

#kodex

Selam! 2 milyona yaklaşıyoruz!

İnstagram ve tiktokta kodexe yaptığın editler, uğraşların için minnettarım.

Yanaklarınızdan öpüyorum, elleriniz dert görmesin. Gölgeniz, gölgemin yanına düşmeye yolun sonu görünene kadar devam etsin lütfen.

Hazırsan, geçelim bölüme! Yıldıza basmayı ve bol yorum yapmayı unutma! Keyifle oku!

Adamlar, Zombi (ciğerimi deliveren aşkı görün)

#

Kar Yıldırım

Elimle adamlardan birinin bacağına dokundum.

Arka koltukta iki iri siyah giyimli adamın arasında tutuluyordum. Aram ve diğerlerinin yanından ayrılmamızın üzerinden beş dakika geçmişti. Ana yoldaydık, Samandağ tarafına değil İskenderun tarafına doğru hızlanmıştık. Sol yanımda deniz, sağ yanımda yükselen dev dağlar vardı.

Yeniden olduğum ana dönüp sağ yanımdaki adama baktım. Parmaklarım sımsıkı kumaşın üzerinde yavaşça kayarken adam göz ucuyla bana baktı. Elim durduğunda pişkince gülümseyip önüne döndü. Sonra parmaklarım tekrar hareket etti. Ta ki pantolonunun önüne gelene dek. Elim bacaklarının arasındaki yere uzanınca adam daha iyi dokunabilmem için bacaklarını araladı. İşte tam o an, parmaklarımı gerip var gücümle penisini tuttum.

"Aaaahhh!"

Elimle taşaklarını tutup sıkarken adam bileğime yumruğunu indirdi. Beni def etmeye çalışıp çırpınırken solumdaki adam arkama yerleşip boynumu bıraktı.

"Bırak onu deli kadın," dedi parmakları benim diğerinin organını koparır gibi tutan ellerim gibi sımsıkıydı. Boğmaya çalışıyordu, ölmem konusunda endişelenir hali yoktu.

Penisini tuttuğum adam yüzüme yumruk atmaya çalışırken ellerimi kendime siper ettim. Arkamdaki adam boynumu daha da sıkınca bir an için dünyam kararır gibi oldu. Parlak ufak yıldızlar aracın içinde uçuşurken boynumdaki parmakları tutmaya çalıştım. Tırnaklarım çaresizce adamın eklemlerini çizerken acı çeken diğeri yüzüme tokadını indirdi.

Böylece beni tutan adamın elinden kurtulup dizlerine doğru savruldum. Elmacık kemiğim adamın dizine gömülürken de öksürmeye başladım.

Öksürüklerim şahlanıp boğazımı yakarak yerlerini öğürmeye bıraktığında penisini sıktığım adam ensemdeki saçlarımı kavradı. Boynumu kırarcasına sımsıkı tuttuğu saçımı çekerken hala öksürürken doğruldum. Gözlerim yeniden önümüzdeki yola düştü. Ardından hız panelini gördüm. Adam hala saçlarımı çekerken ben şoförün, direksiyonu kavrayan sıkmaktan neredeyse beyazlaşan eklemlerine bakıyordum. Başım sağa doğru çekilirken gözlerim direksiyondan uzaklaşıp dikiz aynasına kaydı. Yansımadan arkamızdaki araba görülüyordu.

Patronlarının olduğu araba. Peşimizde.

Koskoca yolda bir araç dahi yok. Sanki Arsuz terk edilmiş gibi. Sanki şu an Hatay'daki tek insanlar bizmişiz gibi. Gerçi bir araç, belki tatilci bir aile yanımızdan geçip gitse bizi fark eder mi ki? Fark etse bir şey yapabilir mi?

Siyah camların ardında delicesine dövülen genç bir kadın ve dört tane siyah takım elbiseli izbandut. Sahne içler acısı. Bir insan bu sahneye figüran olarak girmek dahi istemez çünkü izbandutların bellerinde emanet olduğunu bilir.