Sırıtır keşmekeş sırasında bir küheylan gibi
Çalmış gönlümü her derde bir derman gibi
Aklımın köşesinde unutulmaz bir sevda gibi
Yaşıyorum her anınıSeherin yalnızlığına susamış bir güvercin gibi
Okyanusun dibine havlu atmış bir mercan gibi
Dağ yamacında mahsur kalmış bir ceylan gibi
Sıkışmışım avuçlarındaAy doğmak istemiyordu güneşin varlığına bir delil gibi
Gecenin karamsarlığında ortaya çıkmış bir yıldız gibi
Cellatına son emrini veren bir padişah gibi
Umutsuzum yarınımdanKalemini son kez açacağını bilen bir yazar gibi,
Okuyanı okuduğunu anlamayan bir kitap gibi,
𝙆𝙖𝙙𝙚𝙧𝙙𝙞𝙧 𝙞𝙣𝙨𝙖𝙣 𝙤𝙢𝙧𝙪𝙣𝙙𝙚 𝙤𝙡𝙪𝙢, mutlu bir intizar gibi
Ama sonunu merak etmiyorum.Kana çalmış rengiyle açılmaz bir gonca gibi
Mazi gözümde canlanır yıllanmış bir şarap gibi
Zamanla terkedilir kalp virane bir aşk gibi
Ama hep belirsiz saatlerİnsan aşkıyla mutmain olmayan bir gönül gibi
Gizemli masallara su döken bir mezar gibi
Edepsiz Şiir sonlarına konulan bir cinas gibi
Önemi yok kaybetmeninDamarlarımızda süzülen kırmızı bir şeytan gibi
Çocukluk travmalarımızdan kopup gelen bir hayal gibi
Mecburiyetin sonunda yapılması gereken bir emir gibi
Kaçamayız ölümdenKırk yıllık hatırı olmayan bir kahve gibi
Telvelerin kararttığı saygısız bir hayat gibi
Mavinin kızılla buluştuğu hatasız bir sanat gibi
Artık hayalsin aklımda sadece
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaderdir insan ömründe ölüm
Poetry"Ne yaşamın sırrına erebildim, Ne ölümün tadını alabildim, Yalnızca sustum, Ve yalnızca konuşacağım."