Ellerinde çiçeklerden yapılmış mahzenler
Nasihatı verilmemiş gibi bakan zambaklar
İki dudağın arasında kaybolmakta mahşerler
Kimler kazanabilmiş çatlamış gönülleriYarın elem dolu gözlerle dolacak zihnim
Prangalar tek tek parçalanacak
Ve dilinde yalnız öfke, hüzün ve yine öfke..
Bağırarak inletecek arşı gölgelerden insanlarBir taşradan ibaret arta kalan sayfalara
Sayısız merhabalar yağacak, reva mı?
Kırılmış kalplere incirler dikilecek, deva mı?
Ölüm, ölüm bir buluşma mı, veda mı?
Acı bir lütuf mu, tanrıya gereksiz bir eda mı?
Kurtulacak olan bizler değil isek buna denir mi feda
Namahrem fikirlere uzatılacak yedalar
Biliyorsun ki kopmalı bir giyotin altında keza
Ya da...
Sürüp gitmeli devran
Aynı zihinler altında esarete alışabilmeli insanEvlerin damlarına asılmıs bir deri kaftan
Lütfunla yol bulacak güneş ve ay
Haktan hidayetini almış bir deli rüzgar
Tesellisi olmayacak kadar kana bürünmüş sema
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaderdir insan ömründe ölüm
Poetry"Ne yaşamın sırrına erebildim, Ne ölümün tadını alabildim, Yalnızca sustum, Ve yalnızca konuşacağım."