Yorumlarınızı eksik etmeyin!
Bölüm şarkısı:
Şekersiz - Aman5. Bölüm: DÖNÜŞLERİN GERÇEK YÜZÜ
Pamir Belen'den
Eskilerin söylediklerine kulak vermek gerekiyordu. Bunu canım acıya acıya da olsa öğrenmiştim. Eskiler "Büyük lokma ye, büyük konuşma!" derken öyle haklılarmış ki bunu hayatın ne olduğunu öğrendiğim zamanlarda kulağıma küpe yapsaydım şimdi çok daha farklı bir yerde olabilirdim.
Lisedeyken sigaraya lanet okuyan birisiydim. Feza gibi benim de tahammülüm yoktu. Yanımda sigara içilmesine müsaade etmezdim. Ergenliğe yeni girdiğim dönemlerde çok sık tıraş olurdum ve hayatım boyunca da bunun böyle süreceğini söylerdim. Her ne kadar çevremdeki insanlara karşı inkâr etsem de bu düşüncelerimin yegâne sebebi Feza'nın böyle düşünmesiydi. Bir zamanlar Feza'nın sevdiği şeyler benim doğrularımdı. O neyi seviyorsa beni için doğru oydu ve o neyden nefret ediyor, neyi sevmiyorsa benim için de yanlış oydu.
Sakallarımı asla uzatmazdım çünkü Feza sakaldan hoşlanmazdı. Beni buna zorunlu tutmamıştı ama daha sevgili olmadığımız zamanlarda bahçede Akel ile konuşurken duymuştum onu. Sakaldan hoşlanmadığıyla ilgili konuşuyorlardı. Ben de bu yüzden tatillerde bile sakal uzatmayı hiç aklımdan geçirmemiştim.
Feza sigaradan son derece nefret ediyordu. Bunu yanında, yöresinde olan herkes çok iyi biliyordu. En iyi bilenlerden birisi de bendim. İstanbul'a gittiğim güne kadar ağzıma sigara sürmemiştim. Feza sevmiyor diye kendimi o zehirden uzak tutmuştum.
Bir gün alıp başımı giderken o gün giden kişinin Feza'nın aşık olduğu Pamir olmaması için bir karar aldım. Feza'nın sevmediği ne varsa hayatıma dahil ettim. En başta sigara içmeye başladım daha sonra da sakallarımı uzattım. Bunların peşine sıralanan daha pek çok şey vardı. Ben giderken Feza Yıldız'ın aşık olduğu Pamir'i o bilmese de burada bırakmıştım. Benimle İstanbul'a gelen Pamir bambaşka birisiydi. Benim bile kendisine yabancı olduğum, aynaya baktığımda tanıyamadığım birisiydi. Ben giderken Feza'nın sevmediği her şeyi hayatıma alıp gitmiştim. Değişmiştim ve o bunu beni ilk gördüğü anda fark etmişti.
Elimdeki izmariti oturduğum betonda söndürüp kutudan yeni bir sigara çıkarttım. Giray artık beni durdurmaya çalışmıyordu. Ya durduramayacağını anlamıştı ya da artık yorulmuştu. Bunu bilmiyordum ve bilmemin de bir önemi yoktu. Beni kendi halime bırakmıştı. Böylesi benim için daha iyiydi.
Çakmakla dudaklarımın arasına aldığım sigaranın ucunu yakıp derin bir nefes çektim. Sigaranın zehrini tüm hücrelerimde hissederken kutudaki son sigara olması bu geceki son sigaram oluşunu hatırlatmıştı. Bu gece bu çatıdaki son dakikalarımdı.
Çektiğim nefesi sigaranın dumanıyla birlikte geri verirken Giray'a döndüm. "Seni de biraz zehirliyorum kardeşim ama kusuruma bakmayacaksın artık." derken dudaklarımın arasından alaycı bir gülüş çıkmıştı.
Sinirli bir iç çekerken "Kafanı kıracağım Pamir!" diye söylendi. "Tek derdimiz beni zehirlemen mi sence?" diye sorarken sinirli sesini korumuştu.
Umursamazca omuz silkerken "Değil." diye mırıldandım. "Bende dertten bol bir şey mi var?"
Giray destek olduğunu hissettirircesine elini omzuma koydu. Onun yanımda olduğunu bilmek güzeldi. Birkaç gün önce Feza'ya bağırdığı için ben de ona bağırmış olsam da bunu mesele etmemişti. Yanımda olmaya, yalnız olmadığımı hissettirmeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ BİR AŞK
General FictionBir şehri baştan aşağı saran gri bulutlar, kaldırımları kaplamış olan buzlar... Aşkları imkansız yapan bunlar mıydı acaba? Yoksa üzerine gri bulutlar çöken, buz tutan kalbimiz miydi? Bir aşk imkansızsa her zaman imkansızdır. 4 sene önce de şimdi de...