9

402 38 81
                                    

yirmi üç gün aradan sonra, merhaba 🥺

____

baekhyun'un yurtta başına gelenlerden sonra ekstra dikkatli olan jongin, ne kadar araştırırsa araştırsın henüz o çiçeği bırakacak birini bulamamıştı.
çoktan bu araştırmaların üzerinden iki hafta geçmişti üstelik... ilk kez bu denli eli boş dönüyordu araştırmalarından ve bu oldukça canını sıkıyordu.

"sevgilim"

şehrin dışındaki evine, herkesten ve her şeyden uzakta, kyungsoo ile kaçamak yapmak için gelmişlerdi birkaç saat önce. tüm haftasonu kyungsoo burada kalacaktı ve bu, ikilinin jongin'in evinde vakit geçirdiği ilk sefer olacaktı.

"efendim güzelim"
derken mutfağa geçti jongin.
kyungsoo, ilk kez geldiği bu evde, yabancılık çekmemek için olanca çabasıyla direniyor ve mutfakta ikisi için meyve tabağı hazırlıyordu. kahvaltıyı jongin hazırlamıştı ve bir dahaki sefere bunu da kendisi yapmak isteğiyle doluydu kyungsoo.

tezgahta, sırtı dönük bir şekilde elindeki meyveyi doğrayan kyungsoo'nun beline kollarını dolayıp, açıkta kalan tenine dudaklarını bastırdı jongin.
"mis gibi kokuyorsun gerçekten aklımı kaçıracağım" derken dahi, burnunu aşık olduğu boyundan ve kokudan geri çekmiyordu.

kyungsoo kıkırdayarak bedenini öne doğru çekti,
"elimde bıçak var, bir kaza çıkacak" dese de jongin rahat durmayıp bu kez kyungsoo'nun elindeki bıçağı bırakmasını sağlayarak küçük bedeni kendisine döndürdü. tüm yüzüne büyük bir hayranlık ve aşkla baktıktan sonra dudaklarında durduğunda, kendi dudaklarını ıslatma arzusu içine girdi.
nitekim bu eylemi gerçekleştirmekten de geri durmadı. ve peşisıra gelen dudaklarını dolgun dudaklara bastırma işleminden de.

kyungsoo, dudaklarında hissettiği yumuşak baskı ile gülümseyerek ellerini jongin'in ensesinde birleştirdi. yine de ellerini henüz yıkamadığı için tenine temas ettirmekten kaçındı.

birbirlerinin dudaklarında ruhlarının susuzluklarını giderirken, bir zaman sonra nefesleri düzensizleşince ayrılan ikili alınlarını birleştirip soluklandı. aldıkları her solukta birbirlerinin nefesini içlerine çekerken, bu öpüşmenin bir şekilde son olmayacağının farkındalığına varan jongin, kyungsoo'nun burnuna minik bir öpücük kondurup ensesine değmeyen minik elleri tuttu.

"önce bebeğimin ellerini yıkayalım" derken, sahiden üç yaşında bir bebeğin ellerini yıkıyormuş gibi özen göstermesi kyungsoo'nun kalbini pamuk şeker kıvamına getirmişti bile.

"ellerim temiz değilken dokunmak hoşuma gitmiyor"
sesinde bir çocuğun masumiyeti vardı kyungsoo'nun ve jongin, kyungsoo'da en çok bu özelliği seviyordu. bir çocuk kadar masum ve samimiydi.

ellerini yıkadıktan sonra yine aynı özenle kurulayıp avuçlarına dudaklarını bastırdı ve küçük eli tutarak yanağına yasladı,
"çok seviyorum seni"

gözlerinden geçen duygular, bundan daha fazlası olduğunu gösteriyordu ve kyungsoo, konu jongin olduğunda onun aşkını gözlerinden okumakta ustalaşmıştı.

parmakları ucunda yükselerek dudaklarını jongin'in dudaklarına bastırdığında, bu kez vakit kaybetme niyeti olmayan jongin sevgilisini kucağına alarak mutfağın ortasındaki adaya oturttu. kyungsoo'nun bacakları arasına bedenini yerleştirerek ince beli daha sıkı sardı ve sağ elini sevgilisinin yüzüne yaslayıp öpüşmelerini derinleştirdi.
dillerinin birbiri üzerinde üstünlük savaşı devam ederken jongin kyungsoo'nun gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. alt dudağını ısırarak geri çekilip, açığa çıkan bedeni süsledi bu kez dudakları. beyaz tenin üzerinde gezdirdiği dudaklarına ıslak izler eşlik etti ve kyungsoo, jongin'e daha çok yer açmak için bedenini geriye doğru yasladı.

kurye | chanbaek - kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin