kurye | chanbaek - kaisoo

12

sahneden inen baekhyun'un, dakikalarca beklese de gelmeyişi  chanyeol'u endişelendirdi.

"korunmaya muhtaç bir çocuk" diye içinden geçirip ayaklandı.

"nereye"
kyungsoo'nun sorusuyla burnunun ucunu parmağının tersiyle silip "baekhyun'a bakmaya" dediğinde, hemen ardından jongin ile kyungsoo da hareketlendi.

küçük mekanın sahip olduğu kalabalığın arasından hızlıca ilerleyen chanyeol, lavabonun önüne geldiğinde duydu baekhyun'un sesini.

içeri girdiği anda da gördü o'nun çaresiz halini.

parçalanmış aynaya yumruklar atarken devamlı "yeter" diye bağırıp ağlayan çocuk, chanyeol'un içini acıtmıştı.

o saniyelerde baekhyun elindeki cam parçasını boynuna bastırdığında, hissettiği kaybetme duygusuyla nefesinin kesildiğini zannetti chanyeol. oysa kırık cam parçası chanyeol'un değil, baekhyun'un boynuna batıyordu.

kendine gelip baekhyun'a engel olması, küçük bedeni kucaklayıp lavabodan ve narcos'dan çıkarıp jongin'in arabasına bindirmesi saniyeler içinde gerçekleşti.

jongin arabayı doğruca chanyeol'un evine sürdü, kyungsoo da oturduğu ön koltuktan arkaya uzanmış baekhyun'un elindeki kesiklerden belli olan camları bir bir toplamaya başlamıştı.

eve vardıklarında baekhyun'u, her gece yattığı kanepeye yatırıp banyoya gitti chanyeol.
kimsenin ağzını bıçak açmadığı dakikalar boyunca elindeki donanımlı ilkyardım çantasından çıkardığı steril bezle önce yarayı temizledi, ardından yaranın hızlı iyileşmesi için bir krem sürdüğü gazlı bezle yaranın üzerini kapattı.

sıra, ince zarif ellerine geldiğinde, tıpkı boynuna yaptığı gibi nazikçe temizleyip pensle küçük cam parçalarını aldı. hiçbir parça kalmayıncaya dek özenle yaptığı işlem sonrasında kesilen kısımları batikon sürüp sararken, diğerlerine göre derin kesiğe iz kalmayacak şekilde zımba atıp telin üstünü ince bir bantla kapattı.

bu esnada jongin, chanyeol'u çatık kaşlarla izliyordu.
"ne yaptığını biliyor mu"

kyungsoo'ya doğru eğilip fısıldadığında kyungsoo dikkatini chanyeol'den çekmeden yanıt verdi,
"akademide tıbbi müdahale eğitimi almıştık biliyor"

kyungsoo ne dediğinin farkında olmadan izlemeye devam ederken jongin kyungsoo'ya bakıyordu.

chanyeol baekhyun'un tüm yaralarını temizledikten sonra küçüğün üzerindeki bol tişörtü değiştirmek için hareket ediyordu ki durdu, yanındaki iki bedene dönüp
"çıkın" dedi.
bu, bir başkası için fazla kaba bir istek olabilirdi ama ne jongin ne de kyungsoo chanyeol'u yargılamadı, odadan çıkarak mutfağa geçtiler. kyungsoo kahve demlemek için filtre kahve makinesinin başına geçerken jongin de kyungsoo'yu izliyordu.

chanyeol, özenle çıkardığı tişörtü, temiz olanla değiştirdi. küçüğün alnına düşen saçlarını geriye tarayıp ateşini ölçtü, tıpkı annesinin o çok küçükken yaptığı gibi, dudaklarını alnına dayayarak.

"en azından ateşin yok" diye mırıldanıp, kenardaki ince pikeyi baekhyun'un üstüne örterek odadan çıktı. banyoya girip ellerini yıkadıktan sonra odasına girip üzerini değiştirdi. mutfağa geçtiğinde yalnız olmadığını görünce kendini bir sandalyeye attı.

kyungsoo her biri için birer fincan kahve doldurup chanyeol'un karşısına oturdu.
"ilk kez ellerin titredi chanyeol. daha derin ve berbat bir sürü yara tipi gördüğün halde"

chanyeol saçlarını hoyratça karıştırıp derin bir nefes aldı,
"küçücük soo. görmedin mi. küçücük bedeni var, her yerinde iz-"

devam etmedi, bunun yerine sert bir hareketle ayağa kalktı, oturduğu sandalye düşmek üzereydi ki onu da çevik bir hareketle yakalayıp kaldırarak yakındaki duvara vurdu.
"sikeyim orada n'oldu bilmiyorum ama bu işin içinden eğer onlar çıkarsa o pislikleri doğduklarına pişman edeceğim"