Yıldızlara basmayı unutmayalım
Yavaş yavaş anlamaya başlıyacaksınız siz de
"Neler oluyor" diyer söylenerek. Odamdan çıktım hızlı adımlarla. Kapı hala şiddetle çalıyor.
Koridora geldiğimde Simin 'de mutfaktan çıkıp yanıma geldi.
Sonra Sinan' nın sesi geldi" Simin aç şu kapıyı. İçeride olduğunu biliyorum" dedi öfke dolu sesiyle. İkimizde birbirimize baktık.
Simin 'de öfkeyle hızlı adımlarla kapıya vardı.Kapıyı açmadan neredeyse bağırarak
" Sana bir daha kapıma gelme demedim mi? Bitti diyorum anladın mı?" bütün sözlerin üstüne basa basa söylemişti. Fakat karşı taraf yoktan anlamayan öküzün tekiydi." Seni görmeden gitmeyecek." sesi bütün binada yankılanmıştı. Bu salak yüzünden bütün binaya rezil olacaz.
" Seni istemiyorum bunun neresini anlamıyorsun"
Dedi Simin sakin tutmaya çalıştığı sesiyle.
O cevap vermeden yabancı bir ses duyuldu. Yabancı sesin sahibi ne söyledi bilmiyorum ama. Sinan gitti. Ayak sesleri gittikçe uzaklaştı"Bu da neydi şimdi Simin? " dedim imayla benim bildiğim kadarıyla onlar çok uzun zaman önce ayrıldılar. Sinan 'nın bu gün buraya gelmesi çok saçmaydı.
" Tamam bir hafta önce onunla yattım. Sonra sabahına onu terk ettim. Ondan peşimi bırakmıyor" dedi normal bir konu anlatıyor gibi.
" Böyle bir aptallığı neden yaptın?Yatacak başka adam mı yoktu? Bu belayı başımıza tekrar sardın" dedim öfkeyle. Bu kızın aklı gerçekten yok
Uzun süre daha başımızı ağrıtacak belli." Yaptım işte bi aptallık üstüme daha fazla gelme" sözünü bittirdikten sonra yanımdan sinirle ayrılıp mutfağa geri gitti.
Bende koridorda öylece dikilmek yerine odama geri döndüm. Yatağıma bıraktığım elbiselerini alıp doğruca banyoya girdim.
Ellim de ki kıyafetleri banyonun boş yerine koyup, üstümden ki elbiseden kurtulup iç çamaşırlarımıda çıkarıp, küvette girdim. Sıcak suyu açtım ve başımdan aşağıya doğru akışını izledim. Dün geceyi düşündüm. Neden bir türlü aklımdan çıkmıyor ki.
Böyle bir işe bulaşmaktığım için pişman olmaya bile şansım yok. Aksi takdirde hem ben hemde arkadaşlarım ölür. Böyle tek bir hata yapmaya hakkım yok artık.
Saçlarıma sıktığım şampuan iyice köpürtüp suyla duruladım. Bunu bir kaç kere tekrarladıktan sonra suyun altından çıktım. Beyaz bornozumu giydikten sonra aynanın karşısına geçtim.
Küçük beyaz havlumla saçlarımdan akan suyu kurulamaya başladım. Bir süre sonra saçlarımı kurutma işlemini tamamen bitirdim.
Sol tarafımda duran kıyafetlerimi alıp önce iç çamaşırlarımı sonrada diğerlerini giyinmeye başladım.
Banyoyu biraz topladım.
Banyodan çıkar çıkmaz. Makyaj masamın önünde durdum. Sarı tarağımı alıp saçlarımı gelişi güzel bir şekilde tarayıp sıkı bir at kuyruğu yaptım. Yüzüme nemlendirici kremini sürdüm. Dudaklarımıda nemlemdirdikten sonra yatağıma geri döndüm. Sırt üstü uzanıp, gözlerimi tavana diktim. Hayatım kirli bir oyundan ibaretti.Kirli bir oyun oynanıyor kabul ama ben de bu oyunda piyon değilim. Günü gelince bütün hesaplar tek tek ödenecekti. Ve ben o gün için yaşıyorum.
Beni hafife alanlar çok büyük bir hata yapmış olurlar.
Hatamdan pişman olamıyacak kadar büyük bir hatta yaptım. Ama kaybeden bu sefer ben olmayacam.
Kapımın açılması ile bakışlarımı tavandan çekip kapıya baktım.
" Bir saat sonra patron çağırıyor mekana. Önemli bir gelişme oluyor gibi" dedi tedirgin olduğu belli olan bir ses tonuyla. Bir şey düşünüyor gibi bir halli vardı. Bakışları beni bulunca
" Tamam ben hazırım zaten. Çıkarız birazdan" dedim sakin bir ses tonuyla.
Benimde bakışlarım onun üstündeydiSonra beni başıyla onaylandıktan sonra kapıyı arkasından çekip gitti. Oda da yalnız kaldım. Çok uzun zamandır kurduduğum bir oyun var aklımda. Tek istediğim bana ve arkadaşlarıma bir zararın gelmemesiydi.
" İşte oyun şimdi başlıyor. Çok az kaldı kartları ben dağıtacam." dedim kendi kendime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazan (Yanmak Serbest) +18
Ficción GeneralYetişkin okurlar için uygundur Dudakları nabız gibi atan kadınlığımın üstündeyken Dudaklarımdan kesik ama güçlü bir inilti döküldü. " İçini her doldurduğum da oradan hiç çıkmak istemiyorum" diye fısıldadı kendi kendine. " Bende hiç çıkma istiyorum...