16. Bölüm

1.4K 13 1
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canlar 🖤

Ağlama sesleri diniğinde, oturduğum koltuktan ağır bir şekilde kalkıp salondan çıktım. Temkinli adımlarla salon kapısının çarprazında duran odanın önünde durdum. Öne düşen saç tutamlarımı geriye çekip, derin bir nefes aldıktan sonra odanın kapısını yavaş bir şekilde açıp içeriye girdim. Yatağın içinde uyunan kuzenime baktım.

Kapının eşiğinde öylece kala kaldım.
Yanına ulaşmak için biraz cesarette ihtiyacım var.  Parmaklarım yüzümü sıvazladıktan sonra küçük adımlarla yanına yatağına ulaştığım gibi baş ucuna oturdum.

Eskiden gülmekten kısılan gözleri şimdi acı bir uykunun koynunda.
Hem konuştuğu sesi şimdilerde sessizliğe mahkum.

Parmak uçlarımı yüzüne çıkarıp yanağını okşadım. 
" Burcu bak ben geldim" dedim kısık bir sesle. Sonra parmak uçlarımı saçlarına ulaştırdım. Sarı saçlarını okşadım bir süre.

" Biliyor musun? Sana yapılanların hesabını bir bir soracam.  Çok az kaldı." dedim acıya bulaşan sesimle. Dolan gözlerimi dindirmek için ellerimi yelpaze şeklinde yüzüme doğru sallayıp akmaya hazırlanan göz yaşlarımı geri gönderdim.

" Her şey düzelmeyecek biliyorum ama. İçinde ki ateşi bir nebze olsa diner " dediğimde parmaklarımı saçlarından çektim. İçimde tarifi imkansız bir acı boy gösterdiğinde acı içinde yutkundum. Ağlayamadım için boğazım da acı bir yumru vardi.

" O gün oraya geç geldiğim içinde çok özür dilerim. Ben böyle olacağını bilseydim, seni asla yalnız bırakmazdım." dediğimde bakışlarımı ondan çekip duvara yönetim. Hayatımın en büyük pişmanlığım yine boy gösterdiğinde gözlerimi yumdum.

" Ben şimdi gidiyorum çok az bir işim kaldı. Onuda halletikten sonra gelecem. Ve bir daha asla seni yanlız bırakmıyacam. " dedim gibi yataktan kalkıp. Ona son bir kere baktıktan sonra yine ağır adımlarla odadan çıktım. Koridora çıkınca derin bir nefes aldım. 

"  Yemen için bi şeyler hazırladım. Haydi mutfağa gidelim " diyen Yeliz 'e
Tamam anlamında kafamı saladıktan sonra. Mutfak geçtim. Burcu' yu görmek bana hiç iyi gelmedi. Canım hiç bir şey yemek istemiyor ama o kadar hazırlamıştı Yeliz.  Masada ki sandalyelerin birini çekip oturdum.
Masanın üstünde vazonun içinde ki papatyaların yaprakları ile oylamaya başladım keyifsizce.

"Hazan yemeğini ye kızım" dedi Yeliz bir anne gibi. Mutfak tazgahına yaslanmış elinde ki temizlik bezi ile uğraşırken.

" Buraya ne zaman gelsen dağılıyorsun." dedi düşünceli bir şekilde. Bakışlarımı masadan çekip ona çevirdim.

" Olanları biliyorsun. Yaptığımın hangisi doğru artık kestiremiyorum" dedim dürüsce.

" Seni anlıyorum. Fakat bir kere bir yola girdin. Ona devam etmek zorundasın" Dediğinde yaslandığın tezgahtan ayrılıp karşımda ki sandalyeyi çekip oturdu.

" Biliyorum. Fakat aklım çok karışık. Keşke onu alıp gitseydim buralardan. Hiç bu işlere bulaşmadan" dedim düşünceli bir şekilde.

" Seni bu düşünceye itten ne oldu peki" dedi merak dolu sesiyle.

" Sadace fazlaca yoruldum." dedim ilk kez birine içimdekileri doğrudan anlatığım için bir nebzede olsa hafiflediğimi hissederken.

" Gönlün mü yoruldu"

" Hayır. Bu yolda duygular yok!" Dedim sözünü yarıda keserken.

" Sen öyle diyorsan öyle olsun." dedi düz bir sesle tonuyla.

" Burcu 'ya iyi bak" dedim . Konuyu değiştirmek için öylesine sorduğum bir soruyla. 

" Bakıyorum bakıyorum sen merak etme" dedi gülümseyerek. 

" Haydi bi şeyler ye." dedi bakışlarıyla masayı işaret ederek.
" Zaten beni konuşmaya tutun." dedi sahte bir sistemle. Sonra devam etti.
" Beni boşuna yormadın inşallah" dediğinde  gülümsemedim.
"Seni hiç yorarmıyım. Boşu boşuna" dedim . Ve yemeği yemeye başladım.

" Bilmez miyim Hazan ." dedikten sonra durup bana baktı.
" Alışamıyorum bir türlü sana Hazan demeye" dedi hayıflanarak . Bazen hanım dediği oluyordu. Ona göre de ben onun patronuyum

" Nasıl rahat hissediyorsan öyle söyle" dedim. Düz bir ses tonuyla. O sırada da karnımı doyurmuştum.

Meyve suyumdan küçük bir yudum aldıktan sonra bardağı masaya bıraktım.  

" Aklında ne var? Dedi düşünceli bir şekilde.

" Burada ki işlerim bittince , beraber İsviçre 'ye yerleşecez" Dedim. Net bir şekilde. Çünkü her şeyi halletmiştim.

Orada bir ev aldım. İçini dayayıp döşedim. Sadece bu burada işim bitince gitmek kalacak.

" Tamamdır. Hazan sen ne diyorsan o"

" Benim gitmem lazım. Akşama bir işim var" dedim oturduğum sandalyeden kalkarken.

" İş mi? Yoksa biri mi?" Dediğinde imayla gülümsüyor.

"Biriyle bulaşacam. Ama sadece iş için" dedim geçiştirmek için ayağa kalkıp. Mutfaktan çıktım hızlı adımlarla.

Ayaz ile akşam buşacaktım. Hemen gidip hazırlanmam gerekiyor.  Evi ayarlamıştım neyse ki sabah. Onu kendi evime götürmem. Bütün hayatım yalanken. Onuda dahil edemem bu yalana

Hazan (Yanmak Serbest) +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin