Merhaba herkese :)
Öncelikle bu 'Duyuru' bölümü yerine yeni bölüm paylaşamadığımız için üzgünüz. Uzun zamandır yazamadık ve inanın bizde bundan rahatsızız. Hepinizi çok seviyor ve her daim sevginin verdiği o sıcaklığı içimizde hissediyoruz. Bunun için hepinize minnettarız !
'Sadede gel' seslerini duyar gibiyiz. Geleceğiz, geliyoruz. Bu sebebimizi söyledikten sonra biraz daha yumuşayacağınızı umuyoruz. Öncelikle biz 5 yazar -Ece,Zeynep, Celestia, Rabia ve Ezgi- ne zaman konuşsak bu konuya değiniyorduk. Bu konu ne mi ? Söyleyelim.
Biz, uzun süredir hepimizin hikâyesi olan, kütüphanemizde yer alsa üzerine kapşon örtünme niteliği taşıyan 'Blackened' hikayemizi düzenlemeyi umuyorduk. Fakat hepimizin yoğun zamanları olduğundan, bunu yaza ertelemiştik.
Bu düzenleme nasıl olacak, ondanda bahsedelim. Öncelikle kurgu tabii ki aynı. Fakat kurguda da ufak değişiklikler olacak. Yazım kurallarına, mantık hatalarına önem verecek ve onları en iyi hale getirebilmek için çaba sarfedeceğiz.
Kısacası, siz yanımızda olduktan sonra, hikayemizi daha güzel bir kılıfa sokacağız.~Bu arada gelecek bölümlerden bir kesit ~
Oturduğumuz bankta bacaklarımı topladım derin bir nefes alarak. İki saattir Kutay ile burada güneşin doğmasını bekliyorduk.
Sıkıldığımı belli edercesine hareketlendiğimde hafifçe ofladım. Ardından mırıldandım. “Kutay, kaç saattir buradayız. Güneş ne zaman doğacak?”
Komik bir şaka yapmışım gibi dudağının kenarı mütevazi bir şekilde kıvrıldı. Ardından su yeşili gözlerini, kahverengilerimle birleştirdi. Benim sesimden daha kısık bir sesle konuştu. “Sen gülünce.”
♥♥
Not:Multimediada yeşil kutucuk Ezgi'ye ait. Hani anlamazsınız belki diye söyleyelim dedik. Sizi çok seviyoruz kiii ♥Son olarak bir şey daha ekleyip kaçıyoruz :)
Burada çok aktif olamıyoruz fakat Facebook grubumuzda -Adı:Blackened- oldukça aktifiz. Yani üyeler aktifse bizde öyleyiz. Hepinizi oraya bekliyor, iyi günler diliyor ve aynı zamanda da hepinize gökyüzünden birer kapşon atarak kaçıyoruz. Sizi seviyoruz ♥ kendinize iyi bakın Blackistler ^^-TurkishWriterss