(3) "Sapık Adin"

418 341 69
                                    

Umarım beğenirsiniz bol öpcükler.
Gerçekleşen depremden dolayı çok üzgünüm. Bu bölümü yazarken de zorlandım açıkcası. Hayırlısı olsun. Enkaz altındaki vatandaşlarımızın kurtarılması dileğiyle...

••••••••••••••••••••••••••♪••••••••••••••••••••••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

••••••••••••••••••••••••••♪••••••••••••••••••••••

"Adın ne? " diye sordum. Kollarımı önümde birleştirip vereceği cevabı beklemeye başladım.

"Adin" dedi. İsmi tam olarak dış görünüşüyle uyuşuyordu. Elini öne doğru uzattı.

"Sizin isminiz ne hanımefendi? " diye sordu. Bakışlarımı kaçırdım.

"Zaten biliyorsun ki" dedim yüzüne bakıp.

"Akıl edebilmeniz güzel" deyip elini cebine tekrardan koydu.

Dudaklarımın arasından "hıh" iması çıktığında gülüşü daha da büyüdü. Bütün manyaklar beni bulur zaten. Üzerimdeki pijamayı incelemeye başladığında yutkundum.

"Sapık mıdır nedir ya. Gidiyorum" dedim yüzüme bakması için. Bir şey demeden kafasını salladı. Adama teşekkür bile etmeden sokağa geri çıktım. Arada bir arkama bakmama rağmen kimse yoktu. Bakkala girip 2 ekmek aldım ve eve doğru yürümeye başladım. Adinle konuştuğum yerin yanından geçerken bakışlarıma engel olamadım. Yerde yatan adamı görünce elim ayağım birbirine girdi. Yavaşça yaklaştım adamı ayağımla dürttüğümde yüzü bana doğru döndü. Beni takip eden adamdı. Burnundan kan geliyordu ve dudağı patlamıştı. Ufak bir çığlık atıp geri çekildim. Etrafıma bakındım fakat kimse yoktu. Alnına ise bir kağıt yapıştırılmıştı. Burnundan gelen kana bakmamaya çalışarak adama yaklaştım. Eğilip alnındaki kağıdı elime aldım.

Beste hocam umarım kızmazsınız ama ben bu adamı dövdüm :(. Pek tanıdığı yok zaten isterseniz ambulansı arayın çünkü ölecek gibi duruyor. Ya da bırakın ölsün şerefsiz.

Kuzey'in abisi Adin

Yazıyı okuduğumda cebimden telefonumu çıkardım ardından 112yi aradım.

Konuşurken bir yandan da etrafa bakıyordum fakat kimse yoktu.

"Murat Kaya 42 yaşında. Sanırım burnu kırılmış ve dudağı da patlamış. Şu anlık baygın. " dedim hızlıca.

Karşıdaki adam "nabzını kontrol edebilir misiniz beste hanım" dediğinde tiksinerek elimi uzattım ve nabzına baktım.

"Atıyor. Ne zaman bir ekip gönderebilirsiniz? " dedim. Hava çok soğuktu.

Adam "10 dakika içinde ekibimiz orada lütfen hastanın başından ayrılmayın." dedi. Telefon kapanır kapanmaz tekrardan çalmaya başladı. Annemin aradığını görünce hemen açtım.

"Efendim anne" dedim.

"Yumurta soğuyor nerede kaldın? " dediğinde yerimde kıpırdandım ve elimdeki ekmeğe baktım.

Mahru |yenilgi| •Tamamlandı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin