0.2

253 12 17
                                    

lisa'nın dükkanından çıkıp hızlıca kafeye girdim. kapıyı açtım, normalde ilk ben gelirdim ama bugün biraz geç kalmıştım.

patronum seulgi yanıma geldi "merhaba, jennie. bugün işe geç geldin, bir sorun mu var?" diye sordu.

"ah, bayan seulgi. aslında büyük bir şey yok yani geç kaldığım için kusura bakmayın..." diye cevap verdim ve yeri süzdüm.

"oh, hayır jennie önemli değil. sadece merak ettim. şimdiden iyi çalışmalar." dedi bayan seulgi ve oradan ayrıldık.

direkt önlüğümü giyip iş arkadaşım jeongyeon'un yanına gidip çiçek demetini arkama sakladım. jeongyeon bana dönüp "arkandaki ne, jennie?" diye sordu.

"seni aldatan kıt beyinliyi siktir et, jeongyeon. sana çiçek aldım." dedim ve çiçek demetini ona uzattım.

jeongyeon gülümsedi "ah, jennie sen çok iyi bir arkadaşsın!" çiçek demetini, aldı ensemi sıvazladım ve bana sarıldı.

"çok teşekkür ederim, onu unutacağım zaten beni pek sevdiği de söyleyemezdi. mutlu olsun yeter!" dedi jeongyeon.

"herneyse bayan seulgi görmeden işimize dönsek iyi olur jeongyeon." dedim.

~~~

saatler geçmişti... akşam olmuştu. tatlı almak için geleceğini söyleyen lisa hâlâ gelmemişti. sipariş alınan bölümde dirseğimi masaya koymuş, çenemi ise avucuma koymuş öylece bekliyordum. tam lisa'yı düşünürken kapıdan saçını at kuyruğu yapmış, duyguları yokmuş ama varmış gibi görünen o asil kız, lalisa manoban içeri girdi. direkt pozisyonumu düzelttim.

"hoşgeldin lalisa!" dedim ve gülümsedim. lalisa da gülümsedi "bana sabah dediğim gibi bir tatlı önerir misin jennie, biliyorum zevkin güzeldir."

"bu yüzden senden hoşlanıyorum, lalisa." dedim ve elimle ağzımı kapatarak güldüm.

"komiksin, hoşsun, güzelsin ama bana tatlı önereceksin!" dedi lisa.

tam gidip tatlıları sayacakken lisa'nın telefonuna gelen bildirim sesi yüzünden sanırım morali bozulmuş öylece donuk duruyordu. "bir sorun mu var lalis?" diye sordum.

"şey... sanırım pasta almayacağım, jen. kook ile buluşma planımız iptal olmuş. işleri çıkmış, bu gece şirkette kalacakmış." dedi lisa.

"o zaman ben sana bir pasta vereyim. kendin bile olsa ye." dedim.

"birlikte yersek kabul." dedi lisa. "olurr lalisa!" dedim ve gülümsedim, heyecanla.

"dünden razısın dimi jen?" diye sordu lalisa. "tabiki dünden razıyım lalisa!" dedim. TABIKI DUNDEN RAZIYIM!

lisa güldü "ayh, jennie. beni güldürüyorsun." dedi.

"o zaman ben seni hep güldüreyim ki bu güzel gülümsemeni herkes görsün,manoban." dedim.

kendi yaptığım pembe, kalp şeklindeki pastayı çıkardım ve masada oturup beni bekleyen lisa'nın yanına gittim.

lisa dedi "neden pastayı kesmedin jennie? nasıl yiyeceğiz?". "ah, lalisa eğer o pastayı kesersem benim kalbimi kesmiş oluruz," lisa bu dediklerimden bir şey anlamamış bir şekilde bana bakıyordu "pastayı ben yaptım, manoban." dedim.

"haa, bende pasta niye bu kadar güzel diyordum, meğer sen yapmışsın,jen." dedi lisa.

"lisa!" diye ona seslendim. pastadan bir çatal alıp yedi ve bana döndü "hı?" diye bir ses çıkardı. "sen bana iltifat ettin?"

"evet çünkü hak ettin?" diye cevap verdi. LİSA BANA İLTİFAT ETTİ!!!

pastayı bitirmiştik. açıkçası lisa baya beğenmişti. "sen iste, ben her zaman yaparım lalisa." dedim.

lalisa eve gitmesi gerektiğini söyledi ve parasını ödeyip gitti. gülümsüyordum, jeongyeon yanıma geldi. "bu, hep bahsettiğin kız lalisa değil mi?" diye sordu.

"evet, o." dedim. jeongyeon güldü "baya seviyorsun, sen bu kızı." dedi sadece teşekkür ettim.

bir süre sonra iki erkek içeri girdi. gözlerim kamaşmıştı. bu... bu taehyung'tu! bir kez olsun erkek deneyeyim diye tek gecelik ilişki yaşadığım, yakışıklı erkek! peki yanındaki kimdi? d-d-dur bir dakika! yoksa o... jeongyeon'un kulağına fısıldadım "şu iki çocuk beni görürse eğer seni sikerim tamam mı jeongyeon!" dedim.

"n-ne diyosun jennie! saçma sapan konuşma!" dedi jeongyeon kekeleyerek. "tamam be korkma ben lalisa'ya aşığım. ama lütfen şunlar beni görmesin."

"tamam ben hallederim." dedi jeongyeon ve iki kişilik masaya oturan taehyung ve lalisa'mın sevgilisi jungkook'un yanına gitti. aptal, lalisa'm hani işteydi bu jungkook?

<...>

sipariş almak için masaya yöneldim. "merhaba baylar, ne isterdiniz?" diye sordum.

"merhaba, hanımefendi. mümkünse bir bira ve mozaik pasta alabilir miyiz?" diye sordu.

"eh, bira var mıdır bilmiyorum ama bir sorabilirim." dedim ve jennie'ye seslendim"bayan kimm, bira var mı acaba?". jennie utançla dedi "dolapta olacaktı."

"beyler şanslısınız, biramız var ve mozaik pastayı da bugün ben yaptım." dedim ve parmağımı saçıma doladım.

<jen.>

jeongyeon yanıma geldi "tamam siparişleri aldım mozaik ve bira istiyorlar." dedi.

"tamam, götürürsün." dedim ve göz devirdim. "onlar kim ve neden saklanıyorsun?" diye sordu jeongyeon.

"bu seni ilgilendirmez, jeongyeon. kimseye anlatmadığım bir şey bu."

"tamam jennie ne kiziyorsun? " jeongyeon göz devirdi ve söyledi.

gözlerim tae'ye bakıyordu ve başka bir şey göremiyordum. oh, hayır tae ve ben sadece bir gün olmuştuk bu tekrar olmazdı, ben lisaya asiktim.

"bu arada," jeongyeon yavşak yavşak siritirken ekledi "şu soldaki çocuk çok yakışıklı! onunla bir kez de olsa bir şeyler denemeyi isterdim." dedi jeongyeon.

kıskanç bir şekilde güldüm "ahh, jeongyeon. şansına küs çünkü onunla bir gece boyunca hayalindeki şeyi yaptım." dedim.

gerçekten bunu neden dedim bilmiyorum ama biraz azmak istedim sanırım. hayır ben her ne kadar lisa benim sevgilim olmasa da ona ihanet etmeyecektim.

"siktir git jennie." dedi ve önlüğünü çıkardı, "ben gidiyorum." dedi ve çantasını alıp gitti.

jeongyeon gitmişti ve yanımda hiçbir çalışan yoktu. dükkanda ise sadece 5 kişi vardı ve ikisi jungkook ile taehyung'tu.

mozaik ve birayi aldım ve jungkook ile tae'nin masasina götürdüm.

tae'ye yüzümü gostermedim, ya da öyle zannettim. "buyrun efendim." dedim ve bira ile mozaik pastayı onlara uzattım.

"saol bacım." dedi jungkook.

~
2 Saat Sonra

birkaç calisan daha molalari bittiği için gelmişti. bense tae ve jungkook burada olduğu için molaya çıkmayı aklımdan bile geçirmemiştim.

gece burası daha da dolu oluyordu ve açıkçası azginlasiyordu. ve sanırım bu yüzden popülerleşmiş olabilir.

bir an gözlerim tae ve jungkook'a kesildi. anskm öpüşüyorlardı! lalisa bunu öğrenmeliydi. ona bunu söylemem lazımdı. evet belki acı çekecekti ama geç öğrenirse daha da acı cekerdi. o yüzden ona bunu söylemem lazımdı.

eğer kanitim olmazsa bana inanmaz diye düşünüp fotoğraf çektim.

...
bir sonraki bölüm texting olacak

bu arada nasi iyi gidiyor mu?

....
olum hayalet okuyucu olmayın azcık etkileşim verin yah

(öyle olmayanlara çok tşk ederim, görüyorum zaten.)

Dream ~ JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin