4.7

24 2 0
                                    

6 AY SONRA

karnım biraz daha şişmişti. açıkçası korkuyordum. bebeğimize isim bile düşünmüştük. umarım bebeğimiz sağlıklı bir şekilde doğabilir...

rosé elimi tuttu "bir isteğin var mı jennie?" diye sorunca gülümsedim.

"sen git sevgiline bak. şirkete neden gitti anlamıyorum?"

"o gayet memnun halinden. ben çalışacağım diyor ikide bir. bende n'apayım gitsin çalışsın bari. sanki hamile değil baya mutlu." dedi rosé ve göz devirdi.

memnuniyetle göz kırptım "son üç ay kaldı, rosé! son üç ay! çok heyecanlıyım."

kıkırdadı "çok güzel bir duygu olsa gerek."

kıkırdadım "bazen korkuyorum, sağlıklı olamazsa diye. ama inanıyorum ki güzel olacak her şey."

rosé gülümsedi bir kaç dakika sonra "lisa çok üzgündür." dedi. anlamayan gözlerle ona bakınca açıklama yapma gereği duydu. "yanii... sevişemiyor ya, ondan." dedi ve göz kırptı.

gülümsedim "bilemem." dedim ve telefonumu çıkarıp instagramda gezmeye başladım.

çok şirin bir kedi fotoğrafı görünce gözlerim doldu ve ağlamaya başladım.

rosé elimi tuttu ve okşadı "neden ağlıyorsun tatlım?" diye sordu acıyan bir ses tonuyla

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

rosé elimi tuttu ve okşadı "neden ağlıyorsun tatlım?" diye sordu acıyan bir ses tonuyla. göz yaşlarımı sildim ve telefonu uzattım.

rosé kıkırdadı "hamilelik..." diye fısıldadı ve ayağa kalktı. telefonu bana uzattı "jisoo gelecek birazdan." dedi ve kapıyı açmaya gitti.

nasıl oluyor da beş dakika önceden kapıyı açıyor ve geleceğimizi tahmin ediyor anlamak güç.

kapıyı açtı ve jisoo içeri girdi. jisoo gelip bana sarıldı ve karnını okşadı "bebişler geliyoorr." diye bağırdı.

göz devirdim "biliyoruz jisoo. sağır etmene gerek yok." dedim.

gülümsedi ve kahkaha attı "ne bu enerji amk?" diye sordum.

"mutluyum. çünkü... çünkü neden yok! mutluyum işte." dedi jisoo ve kahkaha attı.

göz devirdim ve rosé'ye döndüm "senin sevgilin gerçekten kafayı yemiş rosé." dedim.

rosé göz kırptı "size mutluluklar. ben gidiyorum." dedi ve kapıyı açıp çıktı.

jisoo merakla sordu "nereye?"

rosé göz kırptı "çalışacağım jisoo'm. şirkete gidiyorum."

~~~

rosé's pov;

gidip arabaya bindim. telefonum çalınca gülümsedim.

-efendim joy?

-geliyor musun? imzalanacak bir ton şey var.

-geliyorum şimdi. iki saat jisoo'yu bekledim. şimdi arabaya bindim. beş dakikaya oradayım.

-hızlı gel.

-niye? çok mu özledin?

-hayir rosé, imzalanacak bir suru yer var.

-seni mi imzalayacagim?

-yavşaklık yapma rosé! ciddiyim.

-emriniz olur. severek yapacağım.

-sikiksin...

-biliyorum.

telefonu kapatıp göz devirdim. aklıma gelen şey ile gülümsedim ve lisa'yı aradım.

-lalisaaa!

-ne var?

-sana bir teklifim var bugün bizim şirkete gelir misin?

-tamam.

telefonu kapatıp arabayı sürmeye başladım. beş dakika sonra şirkete vardım. arabadan inip güvenliğe anahtarı verdim ve arabayı park etmesini söyledim. içeriye girdim ve odama doğru çıktım.

odama girdim ve sandalyeme oturdum. bir kaç dakika sonra kapım tiklandi. "girr."

joy içeri girdi ve önüme bir kaç kağıt koydu. gülümsedim ve kalemimi alıp imzaları atmaya başladım. joy gidip kapıyı kilitledi.

elimi mini eteğine soktum ve kucağıma oturmasını sağladım.

"seni özlemişim joy." dedim ve eteğini indirdim.

"bende seni çok özledim rosé. bu aralar şirkete hiç gelmemeye başladın." dedi ve üstümü çıkardı.

südyenimi çıkarıp göğsümü ağzına alınca hafifçe inledim. elimle kalçasını avuçladım ve gülmeye başladım.

joy ayağa kalkıp beni duvara yasladı. eliyle tüm bedenime dokundu "jisoo hamile diye hiçbir şey yapamıyorsun. sana iyi geldiğime eminim." dedi ve gülümsedi.

güldüm "çok iyi geliyorsun." dedim ve kalçamı joy'a sürttüm. göğsüme bastırıp dudağımı öptü. kollarımı boynuna doladım ve göğsümü sürttüm.

joy benden uzaklaştı ve giysilerini giydi. anlamayan gözlerle ona baktım ve bana açıklama yapma gereği bile duymadı. giysilerimi bana uzattı ve bende giydim.

joy gülümsedi ve kucağıma tekrar oturdu. "birazdan bayan lalisa gelir efendim, o yüzden giyinmiştim." diye açıklama yaptı. "efendim deyince çok gülesim geliyor joy." dedim ve güldüm.

joy pantolonumun fermuarını açtı ve onun için indirdim. kilodumu da indirdi ve onun için kalçamı havaya kaldırdım. elini altıma soktu ve üstüne oturdum. öne edilince belli olan göğüslerine baktım ve kahkaha attım.

joy bir an durdu ve sordu "jisoo için hiç mi korkmuyorsun, onu hiç mi düşünmüyorsun roseanne?"

göz devirdim "ona aşığım. bunu seninle yapmak zevk veriyor joy."

göz devirdi ve hızlıca içime girdi "zevk senindir park chaeyoung. her gece yanımdasın."

"her gece yanına geleceğim joy." dedim ve inledim.

kapıya yaklaşan ayak seslerini duyunca içimden çıktı ve pantolonumu giydim.

ayağa kalktım ve gidip kapı kilidini açtım. joy odadan çıktı ve beş dakika sonra lisa içeri girdi.

"h-hoşgeldin lalisa." dedim kalbimin küt küt atışını dinleyerek.

"hoşbuldum. beni neden çağırdın?" diye sordu lisa.

gülümsedim ve elimi uzattım "baban ile konuştum ve şirkete gelmeni istiyor. sence?"

tiksindirici bir ifadeyle bana baktı "ne alaka peki?" diye sordu.

"baban istiyor lalisa, onu reddetmek ne kadar zor bilmiyormuş gibi konuşma." dedim ve göz devirdim.

"haklısın..." dedi ve yeri süzdü.

"yani, geliyor musun? babana haber vereceğim."

"başka seçeneğim var mı sence?"

kıkırdadım "babanı bu akşam arasam iyi olur. yarın işe başla istersen."

Dream ~ JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin