2.4

52 6 0
                                    

"çıkmam lazım lisaaa!" diye bağırdım. iki saattir lisa'yı bekliyordum, ne bu giyinmesi bitmiyor.

"tamam geldim tatlım." dedi lisa ve küpesini takarken yanıma geldi. bu ne oğlum düğüne mi gidiyoruz.

tabii ki böyle demedim.

"ne şık olmuşsun lisa. lisa, şık olmuşsun falan filan da... biraz abartı olmamış mı? sadece işe gidiyorsun ya?" dedim.

güldü "ha...ha, önemli değil! bugün böyle olmak istedim tamam mı!"

"tamam be! sadece söyledim!" dedim ve göz devirip kapıyı açtım. asansöre yöneldim. lisa'da arkamdan geldi.

zemin kat

otoparka indik ve ben şoför koltuğuna geçtim. lisa yan koltuğa oturdu ve "neden oraya gectin! şoför benim!" diye sordu -bağırarak-.

"gerizekalı, topuklularla mı süreceksin arabayı?!" diye bağırdım.

"yeter! yeter jennie... dayanamıyorum, sadece trip atacaktım ve abarttım ama bunu düzeltmeye çalıştım. sen ise devam ettin! lütfen özür dilerim... bitsin artık şu  çile..."

göz yaşları akinca bende kalbimden vurulmuş hissettim.

"asıl ben özür dilerim lisa... abarttım belki, bana öyle davranmana taeye öyle davranmana kızdım."

"tae... o cocuk tam bir orospu! sanırım benim sevgililerime yür-"

"sus!" lisa'nın sözünü bu kelimeyle kestim. "bak lisa, sana hak veriyorum ama o benim sadece 'arkadaşım'." arkadaş kelimesine vurgu yaparak söylemiştim.

"anladım. anlıyorum. sen onunla bulus istediğin kadar, tabii. arkadaşın ile buluşmana kızacak değilim herhalde." dedi lisa ve elimi tuttu.

"ama bir şeyden emin olmak istiyorum, jennie." dedi ve ellerimi daha da sıkıca tutmaya başladı.

"nedir?" diye sormamla iç çekti.

"beni gerçekten sevdiğinden, benimle sonsuza kadar kalacağından, emin olmak istiyorum jennie."

gülümsedim "emin ol, bence. çünkü zaten öyle olacak bayan manoban."

gülümsedi ve belimden kavrayıp dudaklarımı dudaklarına birleştirdi.

"benimsin, bayan kim."

ve tam önümüzden bir yaşlı amca geçmesiyle birbirimizden ayrıldık.

amca telefonda konuşuyordu ve dediklerini duyabiliyorduk, arabadayken bile. "ah şu  gençlere bir tecrübe öğretmek lazım. ah ah arabada kız kıza bak kız kıza öpüştüler ya!" dedi amca telefondaki kişiye.

lisa ile kıkırdadik " o kadar eminim ki bu amca gazeteden modellere bakıyordur." dedi lisa. başımı olumlu anlamda salladım.

lisa beni kafeye bıraktı ve el sallayıp gitti. koşar adımlarla kafeye girdim. jeongyeon'un yanına doğruldum ve önlüğümü giydim.

"ne o? yani, lisa ile barıştığım söylemiştin ama neler oluyor? iyi anlaşıyor musunuz?" diye sordu jeonyeon.

mırıldandım "hı, hı... iyi..."

ve konuyu değiştirmek aklıma geldi "bizi bosver sen. nayeon ile n'aber?" diye sordum.

"ayh, jennie. vallaha cok iyiyiz. evlenmek istiyor nayeon ama ben çok erken olduğunu biliyorum ve beni bilirsin sevgililerimle o kadar hızlı evlilik işlerine girişmem." diye yanıtladı.

"jihyo ile girişmiştin...."

gözleri gözlerime baka kaldı. bir şey diyecekti ama diyemiyordu sanki...

"o... o konuyu açmayalım. eskide kalmış bir şey." dedi nayeon ve kahve yapmak için makinaya doğru yöneldi.

jeonyeon'a kızıyorum, içten içe. jihyo'yu affedip yasayabilirdi. kız zaten içince yapmış bunları, nereden bilsin kimi siktiğini. ama bir bakımdan haklı, gunum  birinde eğer çocuğu olursa, böyle bir annesi olsun istemez.

Dream ~ JenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin