21. BÖLÜM: DENİZ MANZARALI KEYİF

14K 633 79
                                    


Kapılar açıldı. Korumalar dört bir yandan etrafımızı çevreleyen gazetecilerle aramıza sert bir duvar örerken belimde Arslan'ın elini hissettim. Uyarıcı baskıyla dudaklarımda samimiyetsiz bir gülümseme oluşurken Arslan'ın boştaki elini kaldırmasıyla gereksiz gürültü son buldu. Korumalarını ona hiç yakışmayacak bir kibarlıkla "arkadaşlara izin verelim." Diye üstü kapalı geri çekilmelerini emretti. Onun bu 'başka biri ol' derken neyi kastettiğini daha iyi anladım şimdi. Çünkü şuan ciddili bambaşka biri vardı yanımda.

"Arslan bey Erkmenler holding ile ortaklığınızı açıklayan bir makale paylaşıldı. Doğru mu?"

"Erkmenler holding geçen günlerde battığı ile ilgili söylentiler yalan mıydı efendim?"

"Batan bir şirkete neden ortak oldunuz Arslan bey?"

"İddialar hakkında neler söyleyeceksiniz?"

Herkesin birbiri ardına sorduğu sorularla hangisine bakacağımı şaşırdım. Benim aksime bu olaylarda profesyonel olan Arslan soğuk tebessümüyle beni gösterdi. Flaşlar birbirine yakın suratlarımızın ortasında patladı. Kamaşan gözlerimle bakışlarımı kaçırırken "iddialar doğru arkadaşlar." Dedi sert sesini yumuşatma gereği duymadan. "Sizi yeni ortağımla tanıştırayım. Oğuzhan Erkmen. Erkmenler holdingin yeni yönetim kurulu başkanı." Uğultular çoğalmaya başlarken gazetecilerin mikrofonları bana yönelmeye başlamıştı ama ben o an öyle büyük bir şokla sarsılıyordum ki tek yapabildiğim beni bu duruma sokan adama yalancı tebessümümle onun anlayacağı dilden 'bittin sen' bakışları atmaktı.

"Ekrem Erkmen'in küçük oğlusunuz değil mi efendim?"

"Babanız resmen emekliye mi ayrılmaya karar verdi?"

"Abiniz Onur bey de sizinle mi?"

Şirket binasının önüne gelen araçla rahat bir nefes aldım. Aynı anda Arslan bizi bir adım öne taşıdı. Onunla beraber gazetecilerde gerilemek zorunda kaldı. Korumalar sinyali almış gibi gazetecilerin arkasında zebellah gibi dikilirken "bu sorularınızın cevabını başın toplantısında açıklayacağız arkadaşlar. Şimdilik bize müsade edin." Dedi Arslan.

Beni yönlendirmesiyle şoförün açtığı kapıdan arabanın arka koltuğuna yerleştik. Arkamızdan flaşlar patlamaya devam ediyordu. Önümüzde Arslan'ın koruma ordusunun olduğu araç hareket etmeye başladığı an içimizde olduğumuz araba da eş zamanlı şirketten uzaklaşmaya başladığında gömleğimin iki düğmesini çözdüm. Arslan ön tarafla bağımızı sağlayan camı kapattığında ona döndüm.

"Fena kasmışım kendimi. Yeni farkediyorum." Dedim gerinirken.

"Zamanla alışırsın." Kaşlarım çatıldı bu söylediğiyle.

"Basın toplantısına katılmam. Beni dahil edemezsin haberin olsun."

"Çok geç. Müsait olduğum ilk an gerçekleşecek." Şimdi ne dersem diyeyim kabul etmeyecekti. Boşuna onu ikna etmekle uğraşmak yerine beni asıl şaşırtan olaya döndüm.

"Yönetim kurulu başkanı ben mi olacağım?" Hafif bir sırıtmayla "istemiyor musun?" Diye soruma soruyla karşılık verdi.

"Hayır istiyorum tabiki." Dedim hemen. "İstiyorum da ben sen olursun sanıyordum. Hem kuruldakilerin beni kabul edeceğini de düşünmüyorum." Yani daha üniversitesi bitmemiş toy beni kimse kabul etmezdi bence.

"Bunları yemekte konuşalım."

Arabanın durmasıyla bakışlarımı ondan çekip geldiğimiz yere baktım. Şık ama salaş görünümlü bir restorandı. Öndeki adam Arslan'ın kapısını açtığında bana gelmesine izin vermeden kendim çıktım. Arslan ben ellerim cebimde mekanı izlerken iki adamıyla bir şeyler konuşup yanıma geldi. Eli yine belimdeki yerini almıştı ama hiç rahatsız hissetmiyordum. İçeri yönlendirdiğinde arkada kalan korumalara baktım.

Geceye Karışan Günahlar (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin