BÖLÜM 23: BAŞIN HEP DİK OLSUN

15.3K 605 79
                                    


Gece bir ara gözlerimi omzumun dürtülmesiyle aralandığımda tepemde dikilen adama uyku sersemi bir halde mırıldandım anlamsız kelimelerle. Kendim bile ne dediğimi anlamamıştım. Kolumdan tutup doğrulttuğunda kaslarım çoktan çatılmıştı ama karşımdaki adamın umrunda değildi.

"Kalk yatağına götüreyim seni." Onun yardımıyla ayaklanırken "taşısaydın yine." Diye söylendim ama duyup duymadığından emin değildim.

"Haşatımı çıkarmadan önce düşünecektin onu."

Yalpaladım ama kolayca tuttu belimden sıkıca. O kadar uykum vardı ki başımı omzuna koydum. Oradan boynuna sokuldum. Kendi kendime mırıldanıyordum o beni yürütürken. Sonunda yumuşak bir yere devrildiğimde keyifle rahat bir pozisyon aradım. Üstüm serin bir yorganla örtülüp saçlarım arasında hissettiğim parmaklarla gözlerimi zorlukla aralayıp bütün düğmeleri açık gömleğiyle dikilen adama baktım.

"Arslan.." Alnıma dudaklarını değdirdi. Yumuşak bir öpücük kondurdu. Kokumu içine çektiğini hissettim.

"Uyu yavrum." Dedi. Gidecekti. Boştaki bileğini tuttum. Kendime çektim. İç çekişi odayı doldururken "kay bakalım kenara." Dedi. Zaten yatağın ortasına devrilmiştim. Yine de kendimi biraz geriye ittim. Arslan kolayca uzanıp beni kendisine çekti. Başım göğsüne yaslı gözlerimi yumarken saçlarımda aheste aheste gezinen parmaklarla minik bir esneme bıraktım geceye. Kolumu altımdaki bedenin beline sıkıca sardım ve uykunun kollarına bıraktım kendimi.

•••

Uyandığımda sersem gibiydim. Bütün vücudum, ama özellikle belim ağrıyordu. Gece yaşananlar bir bir aklıma süzülürken tabi ya dedim kendi kendime. Yerde yatmaktan tutulmuştu her yanım. Ama sonrası bölük pörçük gözlerimin önüne geldi. Utançla geri yattım. Ah ulan.. ne diye adamın kolundan tutup yanımda yatmaya zorladım ki! Sinirle dönüp yanındaki boşluğa baktım. İstemsizce elimle çarşafa dokunurken soğukluğuyla gözlerimi devirdim. Ben uyur uyumaz gitmişti beyefendi. Kesin benimle yatmak istememişti. Haspam! O kim ki? "Asıl ben onunla yatmak istemiyorum bir kere!"

Kendi sesim kulağıma gelince öfkeyle doğrulup soluğu banyoda aldım. Bu saçma ruh halimi ancak sıcak bir banyo paklardı.

Ama öyle olmadı. Banyodan sonra bile saat daha sekiz bile olmadığını görüp kahvaltı ederken ve hatta Arslan'ın arabasının gittiğini görürken de sinirim taptazeydi.

Bu yüzden kahvaltı yapmadan okula geçtim. Sağolsun Arslan'ın korumaları çok düşünceli insanlardı. Hiç bırakmıyordu peşimi. Yine gideceğim yere kadar bırakmayı teklif ettiklerinde de işime geldi teklifleri. Arkamızda bir araba daha katarak yola çıktık. Okulun kapısında bir teşekkür mırıldanarak indim ve indiğim gibi son zamanlarda olduğu gibi herkesin ilgisi bana kaydı. Uzun zamandır ilk defa acıyarak değilde eskisinden bile daha meraklı ve hayran hayran bakıyorlardı. Anlaşılan Arslanla yakınlığım herkesin dikkatini çekmişti. Onun kim olduğunu bilmeden hayran olan zavallı insanlardı sadece. Güldüm kendi kendime. Cahillik mutlulukmuş sahiden.

"Brom!" Hızla sesin geldiği yine döndüm.

"Kardeşim." Dedim sırıtarak bana gelen çocuğun uzattığı eli havada kapıp bedenlerimizi birbirine çarparken.

"Geri döneceğini biliyordum ama bu kadarını ben bile beklemiyordum."

"İnan kardeşim bende."

Kolumu Ekin'in omzuna attım. İflas habelerinden sonra yanımda kalan tek dostumla şimdi yine yan yana, omuz omuza fakülteye girdik. Benim aksime Ekin üstümdeki ilgiden baya memnundu. O ilgiyi her zaman severdi zaten. Sabah derslerimiz üst üste olduğu için öğlene kadar dinlenmeden derslere girdik çıktık. Sonunda öyle arasında soluğu kantinde aldık. Bana cam kenarında boş bir masayı işaret etti. Ben yorgunlukla masaya geçerken o da boş kahve sırasına girmişti.

Geceye Karışan Günahlar (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin