Hot Chocolate [SEONGJOONG]

{|☆12☆|}

Hongjoong ayakta uyumaya başlayınca Seonghwa onu duvar kenarındaki koltuklara oturttu.

"Hongjoong? İyi misin?"

"İviyim nevden ki?"

Seonghwa onu olduğu yerde bırakıp Mingi'nin yanına döndü.

"Yakınlarda otel var mı?"

"Napcaksın lan"

"Oğlum Hongjoong'u bu şekilde evine götüremeyiz. Benim evime de götüremeyiz. Seninle zaten göndermem. İkimizin de istediği olsun. Bi otel bul."

"Tamam tamam"

Mingi telefonuna bakarken Seonghwa tekrar Hongjoong'a döndü. Elleriyle kalp yapıp öpücük atıyordu. Seonghwa küçüğünün bu tatlı hallerine bakıp iç çekti.

"Buldum bi yer. Buraya da yakın hem"

"İyi. Hadi gidelim"

Seonghwa, Hongjoong'un yanına yaklaştığında sızdığını farketti. Kollarını, küçük bedenin bacakları altına koyup onu kucağına almıştı. Hongjoong reflex olarak ona sokulunca yüzündeki gülümsemeyle Mingi'nin yanına gelmesini bekledi.

"Hadi gidelim. İşlerimi bitirdim"

Seonghwa başını salladı ve Mingi'nin önden gitmesi için bekledi.

Otelin önüne geldiklerinde Mingi bir telefonuna birde binaya bakıp adresi doğrulamıştı. İki genç birde kucakta taşınan Hongjoong, resepsiyona doğru yürüdüler.

Resepsiyondaki kadın güler yüzle karşılamıştı gençleri.

"Hoşgeldiniz"

"Hoşbulduk. Arkadaşımız sarhoş. Bize iki oda verebilir misiniz?"

"İki?"

"Hongjoong benimle kalsın sen tek kal Mingi"

"Ama-"

"İtiraz yok. Odanız var mı?"

"Var efendim. 1048 ve 1042"

Kadın anahtarları uzatınca Mingi ikisini de alıp önden yürüyen Seonghwa'ya yetişti.

"Yeosang'da olsaydı..."

"Neden?"

"Oda numaralarımız, tarihi rakamlar... Yeosang tarihi çok sever"

"Ah öyle mi? Değişmemiş demek ki"

"Anlamadım?"

"Bir şey yok. Kapıyı aç hadi, Hongjoong ağırlaşmaya başladı"

Mingi, Seonghwa'nın içeri girmesini sağladıktan sonra kapıyı çekip dışarı çıkmıştı. Seonghwa arkasından bakarken kucağındaki bedenin kıpırdanmaya başladığını farketti ve dikkatini ona yoğunlaştırdı.

Odanın içerisine göz atınca çift kişilik yatağı gördü. Yanaşıp Hongjoong'u yatağa koyduktan sonra kenardaki battaniyeyi üzerine örttü ve elini yüzünü yıkamak için banyoya gitti.

Seonghwa geri döndüğünde Hongjoong tamamen ayılmış, başını ellerinin arasına almış yatağın içinde oturuyordu.

"Ayılabildin mi?"

"Bilmem. Offf başım ağrıyor"

"Birazcık uyumaya ne dersin? Uzun bir gece oldu senin için"

"Mingi nerde?"

"Diğer odada. Yanına gitmek istersen-"

"Ah hayır. Uyusam iyi olacak. Ben biraz uyuyum, bana bir şey yapma tamam mı?"

"Yapacak olsam sarhoşken yapardım. Öyle bir insan değilim"

Hongjoong rahatlamış gibi nefes alırken başını yastığa koyup gözlerini kapattı. Seonghwa yanına yaklaştığında çoktan uyumuş olduğunu görünce yatağın kenarına oturdu. Yüzüne gelen sarı kahküllerini kulağının arkasına ittirdi.

"Özür dilerim"

Seonghwa biraz daha Hongjoong'u izledikten sonra göz kapaklarının ağırlaştığını hissedip kendini yatağın yanındaki berjere attı.

Saat öğlen 12'ye gelirken Hongjoong uyanmış nerede olduğunu anlamaya çalışmıştı. Lüks bir oda, mükemmel rahat bir yatak ve yanındaki koltukta uyuyan Seong- Seonghwa?!

Hongjoong yataktan çıkıp tam karşısındaki boy aynasında üzerini düzeltti. Seonghwa yaklaşıp nefesini kontrol etti.

'Yaşıyor. O zaman gidebilirim'

Hongjoong hızlı adımlarla odadan çıkarken koridorun sonundaki odaya yürüyordu. Kapıyı çaldıktan sonra beklemeye başladı. Saçları dağılmış muhtemelen yeni uyandığı için yüzü şişmiş bir adet Yunho ile karşılaşınca duraksadı.

"Senin burda ne işin var?"

"Mingi'ye bakmak için gelmiştim"

Hongjoong, uzun olanı itip içeri girdiğinde Mingi yanındaki yastığa sarılmış uyuyordu.

"Kalk artık koca dana"

"Yuno bse daika dahı"

"Ne Yunho'su be! Benim Hongjoong"

"Hyung!" Mingi yatakta hızlıca doğrulup kocaman gözlerle Hongjoong'a baktı.

"Götünüzü kaldırında eve gidelim. Ağzıma sıçacak abim"

"Hongjoong sakin ol. Dün Mingi bana her şeyi anlattı. Önce şu çocuğun yanına gidelim sonra eve gideriz"

Hongjoong ne kadar itiraz etse de iki uzun kollarına girip onu dün gece yattığı odaya sürüklemeye başladı.

(
Bölüm sonu

Düşünceleriniz?

Bu niye bu kadar doğru kwhajskdhc

Seviliyorsunuz 💖
)