"seni üzgün görürsem döverim demedim mi?" sumi sinirle sevgilisine bakarken onun birkaç kötü sözden ne kadar çabuk etkilendiğini anlamıştı.
sunwoo avuçlarının içlerinde gözlerini gezdiriyor ve hiç olmadığı kadar solgun duruyordu, junghi onu sevmiyor olabilirdi ama anlaşarak ayrıldığı jooyoung'un böyle bir şey yapabileceği aklının ucundan bile geçmemişti. önceden değer verdiği birinden bu kadar nefret almak onu nedensizce üzmüştü.
ama bundan sumi'ye bahsedemezdi, nasıl olsa eski sevgilisiydi jooyoung. sumi'nin de moralini bozmaktan çok korkuyordu, her hareketini düzeltmeye çalışıyordu. telefonuna gelen bildirimlerin çokluğundan, kanalına yapılan yorumların iğrençliğinden bıkmış telefonunu sessize almıştı.
kendini zorla gülümsetti ve sumi'ye doğru ilerledi, "merhaba sevgilim." dediğinde sumi kolları sıkıca oğlanın boynuna sardı. "üzülme derken duygularını benden sakla demedim sana aptal." diyerek büyük bir teselliye ihtiyacı olan sunwoo'nun yumuşak saçlarını okşadı.
"ben gerçekten korktum." dediğinde gözyaşlarını kızın omzuna akıtırken kendine hakim olmaya çalışıyordu sunwoo. "benden nefret edebileceğinden, arkadaşlarımın beni savunmamasındanㅡ"
kız da onunla birlikte ağlamaya başlayınca iç çekmişti. "seni ağlatıyorum. berbat bir erkek arkadaşım."
"gıcık, sadece seni çok sevdiğimi fark ettiğim için ağlıyorum." dediğinde sunwoo'dan ayrılmıştı, sunwoo'nun kasvetli siyah beyaz odasına baktı ve yatağına yattı.
eliyle yatakta boş kalan kısma vurdu ve yanına yatmasını söyledi, ona bütün gün sarılarak uyuyacaktı, bir bebekmiş gibi ilgilenecekti.
utanarak yanına yattığında tamamen kızaran yanaklarını saklayamazdı, kız arkadaşının elini sıkıca tuttu ve sumi'nin boşta kalan eliyle saçlarını okşamasına izin verdi.
eğer bunun bu kadar huzurlu hissettireceğini bilseydi onunla yaşamayı daha önceden hayal edebilirdi.
gerçi bunun pek de mümkün olduğunu düşünmüyordu.
"keşke birlikte yaşasak, o zaman üzülmeye vaktim bile olmazdı."
sumi sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurup hızlıca sırtını dönmüştü, o kadar utanıyordu ki ölecekmiş gibi hissediyordu. "seni..." mesaj üzerinden söylemesi kolay olsa da yüz yüze geldiklerinde en utangaç iki insan oluyorlardı. "seni..." bir türlü devamını getiremiyordu. derin bir nefes aldı ve sunwoo'ya bakmadığı halde gözlerini sıkıca kapatıp söyledi. "seni seviyorum. seni sonsuza kadar koruyacağım. açıklama yapacağım, kimse senin hakkında kötü bir şey söyleyemeyecek. hepsini yalan haber yaymaktan şikayet edeceğimㅡ biliyorsun, bu konularda ciddiyim. admini bulup ona ceza vermelerini söyleyeceğim. ayrıca seni anneme de anlattımㅡ muhtemelen senden bahsederken tam bir aptal gibi görünüyorum çünkü ne zaman seni düşünsem aklıma hiçbir şey gelmiyor. sadece geveliyorum." her şeyi bir nefeste söylediğinde kendi bile şaşırsa da devam etmişti.
"aklımı başımdan alıyorsun, kim sunwoo. ideal tipimi değiştirmeyi başardın sonunda." sunwoo kızın arkasından sıkıca sarılmış ve saçlarının üstüne öpücükler bırakmıştı.
"hayır, ideal tipim en başından beri sendin belki de. sadece senden kaçmak için öyle bir şey dedim, asla senden başkasını görmedi gözüm. diğerleriyle flört etmemin tek nedeni de sendin, seni kıskandırmak istedim, seni kızdırmak istedim, senin benim olmanı diledim. aptal rolü oynayıp seninle daha çok vakit geçirmek için her şeyi yaptım. özür dilerim." sunwoo'nun vücuduna sarılan ellerini elleriyle kavradı.
"sen olduğun için aptalca davranmamın sorun olmayacağını düşündüm hep. en çok seni sevdim, her vlog yüklediğinde ellerim titreyerek tıkladım, bana her en yakın arkadaş muamelesi yaptığında çok üzüldüm ama her zaman uyum da sağladım." sumi artık kendini gayet rahat hissediyordu, aklına ne gelse söyleyecekti.
"senin mükemmel biri olduğunu düşündüm hep, sen mükemmelsin, kimsenin seni üzmesine izin vermemelisin. seni hep gülerken görmek istiyorum ama bazen o gülüşü kendime de saklamak istiyorum. çok arada kalınası bir şey biliyor musun bu? çok bencil hissediyorum."
bütün gününü onu överek geçirebilirdi ama arkasında ağlayan sevgilisini nasıl teselli edeceğini bilemiyordu. burnunu çekerken "no sumi..." diyebilmişti sadece.
"kim sumi olmak da hiç sorun değil biliyor musun?" diyerek güldüğünde sonunda sevgilisine tekrar dönebilmişti, parmaklarıyla ıslanmış elmacık kemiklerini silmiş ve öpücüklerle süslemişti.
"seni seviyorum no sumi, dünyanın en güzel kızısın."
☆