Okul çıkışı ona yakalanmamak için hızlıca çıktım.
"Soobin beni bekle...! Sana yetişemiyorum."
Bezmiştim.
Koşarak yanıma geldi.
"Yarın sözlüm var, çalışmama yardım eder misin? Sen o konuları çok önceden öğrendin biliyorsundur."
Hayır demek için ağzımı açtım ama gülümsemesine yine kıyamadım.
"Peki."
Aptal olduğumu düşünüyorum.
"Teşekkür ederim Soobin, şimdi benim evime gelir misin?" Dedi.
Sanırım onu çalıştırmayı kabul ettiğim için bunu da kabul etmeliyim.
"Tamam geleyim." Dedim.
Sevinmişti.
°
Onun evine geldiğimden beri bir şeyler getiriyor ve salondaki masaya koyuyor. Kitap, defter, kalemlik, penguen şeklinde su şişesi, mum...?
Sonunda getirmeyi bırakmıştı, yere oturduk ve masaya yaklaştık.
Tekrar etmesi gereken konuları anlatmaya başladım.
Konuşmamın bir kısmında durdurdu.
"Soobin öğretmen olsana çok güzel anlatıyorsun."
Nedense boşa zaman harcıyormuşum gibi geldi.
"Ne alaka! Dinlemiyor musun!?"
Doğruldu.
"Hayır hayır dinliyorum sadece söylemek istedim, özür dilerim."
Ofladım.
"Bence buradan sonrasını tek başına da çalışabilirsin." Dedim.
"Hayır Soobin çalışamam sen daha güzel anlatıyorsun..."
"Hayır Kai."
Ayağa kalktım, o da kalktı ve kolumu tuttu.
"Lütfen... Yine düşük not almak istemiyorum o zaman herkes benimle dalga geçiyor..."
'Herkes benimle dalga geçiyor' lafından etkilenip yine kalmayı kabul ettim.
°
"Anladın mı...?"
Başını aşağı yukarı salladı.
"Anladım, teşekkürler Soobin, umarım düşük not almam."
"Umarım."
Penguen şeklindeki su şişesinden su içti.
"Kai."
"Efendim."
Derin nefes aldım.
"Beş yaşındaki çocuk gibi davrandığını biliyorsun dimi...?"
Anlamamış gibiydi.
"Nasıl yani?"
Tekrar gözlerimi devirdim, alışkanlık haline gelmişti.
"Soobin bana gözlerini devirme..."
Yüzüne doğru yaklaştım.
"Yaptıklarını beş yaşında çocuk yapar."
...ᘛ⁐̤ᕐᐷ