Bütün okul yolunu sessizce beraber yürüdük. Hızlanıp ondan uzaklaşıyordum ama koşarak yine yanıma geliyordu. Arkamı dönüp ona 'defol git' demek istiyorum ama yapamıyorum.
"Soobin seni kıracak bir şey mi yaptım?" Diye sordu.
Cevap vermedim.
"Özür dilerim Soobin, bir daha yapmam." Dedi.
Arkamı dönüp ona anlamaz gözlerle baktım.
"Sana bir şey yaptın demedim zaten, neden özür diliyorsun?"
Üzgün görünüyordu.
"O zaman neden bana 'sorun sensin' dedin...?"
Oflayarak arkamı dönüp yoluma devam ettim. O da tabiki arkamdan geldi.
°
Okulda hiç arkadaşım olmadığı için genelde yalnız geziyorum. - Neden Kai ile arkadaş olmadığımı merak edecek olursanız - Benden küçük ve reşit değil, alkol içmeyi teklif etsem kabul etmez, hâlâ çocuk gibi her hareketi beş yaşındaki bir çocuğu anlatıyor.
Her zamanki gibi yemekhanede tek başıma otururken küçük baş belası yine geldi
"Bak Soobin seni çizdim."
Gülümseyerek elindeki kağıdı gösterdi, beni tavşan kulakları ve kuyruğu ile karakalem şeklinde çizmişti. Güzel çizmişti ama aşırı saçmaydı.
Bir şey demedim, sadece başımı aşağı yukarı salladım.
"Beğendin mi...?" Diye sordu.
Başımı masaya koydum.
"Hee çok beğendim."
Gülümsedi ve kafama doğru eğildi, burnumu öpüp geri çekildi. Bunu yapar yapmaz ayağa kalktım ve kaşlarımı çattım.
"Kai saçmalıyorsun!" Diye bağırıp oradan uzaklaştım.
Kalkıp peşimden koşmaya başladı.
"Soobin...! Özür dilerim..."
Lanet olsun ailem beni bir baş belası ile bu ülkede tek bırakmıştı...
...ᘛ⁐̤ᕐᐷ