Ders zili çalar çalmaz Kai koşarak sınıfına gitti, bende küçük adımlarla kendi sınıfıma yürüdüm. Umarım Kai kendine uygun arkadaşlar bulmuştur, ben yetmiyor muydum? Diye düşündüm.
Sınıfa girince hoca henüz gelmemişti, sıraya başımı koyarak Kai'yi düşündüm, acaba aynı sınıfta olsaydık nasıl olurdu?
Bir süre hocayı bekledik ama gecikmişti. Sınıf tam bir savaş alanıydı, bir anki kararla sınıftan çıktım ve boş koridorda yürümeye başladım, bazı sınıfların kapıları açıktı ve hoca yoktu. Belli ki toplantı vardı.
Hızlı adımlarla Kai'nin sınıfına yürüdüm, kapı açıktı önünden geçiyor gibi yapıp bir kaç kere içeri baktım.
İçeride Kaos vardı, Kai sırada kahkaha atıyordu ve oturduğu sıranın üstünde bir çocuk vardı, salak salak hareketler yapıyordu. Sanırım Kai'nin yeni arkadaşlarından biri bu sakat tipti.
Göz devirip kimse bakmıyor diye sınıf kapısının önünde öylece dikilip içerisini izlemeye başladım ve o sakatın bakacağı tuttu, göz göze geldiğimiz an koşarak oradan uzaklaştım ama arkamdan bağrışlar çoğaldı.
"HEY ORADA BİRİ VAR YAKALAYIN!!"
Arkamdan büyük bir kaos geliyordu, tüm sınıfı peşime takmayı başarmıştım ve okulun içinde onlardan kaçıyordum. Gerçekten berbattı.
Ve aşırı gürültülülerdi.
"SOOBİN!?"
Kai'nin sesini duyunca istemsiz kahkaha attım, koşmaya devam ediyordum. Sonunda bir hoca karşıma çıktı, nefes nefese kendimi yere attım ve kahkaha atmaya başladım.
Hepsi aynı anda konuşuyordu, hiçbirini dinlemedim sadece gülüyordum. Kafamı kaldırıp hocaya bakma zahmeti gösterdiğim de sınıf hocam olduğunu gördüm ve kahkaha atmayı bir anda kestim.
Hoca sınıfı azarlarken gözlerim Kai'yi arıyordu, sonunda onu avaz avaz bağıran sakat çocuğun yanında gördüm. Bana gülerek bakıyordu.
Yerden kalktım ve dudaklarımı büzüp ona bir öpücük gönderdim.
O da aynısını yaptı, çok tatlı görünüyordu ama çok tatlı olduğunu düşünmek yerine sınıf hocamın bana nasıl bir ceza vereceğini düşünmeye başladım.
...ᘛ⁐̤ᕐᐷ