Çektiğim fotoğrafı Kai'ye attıktan sonra fotoğrafıma uzun uzun baktım ve uzun zamandır saçlarımı boyatmadığımı farkettim.
Yarın cumartesi olduğu için yarın boyatmaya karar verdim şimdide renk seçmeliydim.
Sarının yakışacağını düşündüm ve sarı yapmaya karar verdim.
Aklıma saçlarımı gören Kai'nin tepkileri gelmişti, sevinirdi. Yüzümde bir gülümseme belirmişti.
°
Saatlerdir saçlarımın bitmesini bekliyordum. Koltukta beklerken biri kuaförün kapısını sertçe açtı, aynadan yansımasına bakınca o kişinin Kai olduğunu farkettim. Güldüm, o beni hâlâ farketmemişti.
"Na-rae abla!"
Kuaföre sesleniyordu.
"Hoşgeldin Ningning."
'Ningning' kelimesini ilk defa duyuyordum, garip ama güzel gelmişti.
"Saçlarımı yine boyatacağım." Dedi.
Kuaför Kai'ye yaklaştı.
"Bebeğim saçların zarar görür yapma bence daha yeni boyattın."
Gülümsedi.
"Bir şey olmaz, hem parasıyla değil mi?"
Na-rae'de güldü.
"Pekâlâ ne renk yapacaksın?"
"Sarışın Ningning görmek güzel olur."
Gülümsedim ve beni farketmesini bekledim.
"Vay canına bugün kuaför salonumuzdan iki sarışın çıkacak."
Kai ikinci sarışını görmek için etrafı göz gezdirdi ve beni farketti. Ayağa kalktım.
"Soobin...!?"
Yanına yaklaşıp tek elimi uzatıp saçlarını okşadım.
"Demek ikimizde sarışın olacağız."
Güldü.
"Bu harika...!"
Na-rae Kai'ye de bir yer ayarladı ve saçları ile ilgilenmeye başladı.
Benimkinin bitmesine az kalmıştı. Na-rae gelip saçımı açtı ve kuruttu. Sonucu beğenmiştim.
